‘Ninniler kadınların toplumsal baskılara bir öfkesidir’

Yazar P. Yari, belli bir ezgiyle kadınlar tarafından söylenen ve tarihi binlerce yıl öncesine dayanan ninnilerin aynı zamanda toplumsal baskılara karşı öfke olduğunu belirtti.

AGRİN HOSSEİNİ

Diwandre– Çocuklarını uyutmak için kadınlar tarafından belli bir ezgiyle söylenen ninniler, hemen hemen her ülkenin sözlü tarihinde yer alıyor. Günümüze kadar gelen bazı ninnilerde, üzüntü, mutluluk, hayata dair umudun da olduğu duygular yer alıyor. Yazar ve kadın hakları savunucusu P. Yari, kadınlar tarafından söylenerek günümüze kadar gelen ninnilerin sözlü edebiyattaki yerine ilişkin ajansımıza konuştu.

‘Kadınlar okuma yazma bilmeden ninni söylerlerdi’

Nazım edebiyatında ninnilerin kadınların dilini ve düşüncelerini yansıttığı önemli unsur olarak bilindiğini belirten P. Yari, “Yani kadınlar ilk şairlerdir. Ninninin tarihi binlerce yıl öncesine kadar uzanır ve kadınlar okuma yazma bilmeden ve yazılı metni ezberlemeden ninni söylerlerdi” dedi.

‘Ninnilerin tonu yumuşak ve sakindir’

Ninni biçimlerine değinen P. Yari, şunları aktardı: “Balad, şiirin müziğe uyarlanmış halidir. Baladlar Kürt halkının kültürünün bir parçasını oluşturuyor. Bu ninniler farklı formatlarda ve farklı konularda yazılmıştır. Bunlardan biri de annelerin çocuklarına fısıldadığı ninnidir. Ninnilerin tonu melodik, çok yumuşak ve sakin olup, melankolik bir sesle icra ediliyor. Bu melodi ve şarkılardan bölge tarihine dair söylenmemiş ve yazılmamış pek çok şey çıkarılabilir. Kadınlar ‘Hurrah’, ‘Lore’, ‘Gourani’, ‘Lalaei’, ‘Ba Rekarane’ şeklinde farklı şekillerde ninniler söylerlerdi. Diwandara'nın birçok kırsal kesiminde kadınlar çocuklarını uyutmak için ninniler söyler.”

‘Ana tema baskılara karşı öfkedir’

Ninnilerin dil, şekil ve şiirsel yapı açısından farklı olabileceğini vurgulayan P. Yari, “Ama içerik açısından şüphesiz çocuğu sakinleştirmek ve uykuya dalmasını sağlamak, bazen de annenin duygusal sıkıntısını gidermek için fısıldanır” dedi. Ninniler de bu kıymetli sözlü tarihlerden biri olduğunu dile getiren P. Yari, “Ancak ne yazık ki ihmal edildiği için unutulmaya yüz tutmaktadır. Yaşlı kadınlar çoğunlukla sosyal ilişkilerden uzakta evde rol oynuyorlardı. Dolayısıyla ninniler, ev, aile bireyleri, kadınların duyguları, sorunları ve meşguliyetleri etrafında döner. Günümüzde ninniler de aynı temalarla söylenmektedir ancak ana tema kadınların ataerkil topluma, evde ve toplumda kendisine uygulanan baskılara karşı öfkesidir” diye konuştu.

‘Zorlukları ifade etmenin aracı’

Ninnilerin ataerkil toplumlarda zorlukları ifade etmenin bir aracı olduğunu vurgulayan P. Yari, şunları ifade etti:

"Çoğu ninniler çocuklar için yapılmaz. Çocuklar sadece annesinin müziğini ve sesini dinlerler. Bebeğin beşiği onlar için sabır taşıdır. Kadınların gönül acılarını anlatan ninnilerin bazı bölümlerinde hayatın sorunlarına karşı direniş var. Geleneksel ve ataerkil toplumlarda bazı kadın şiirlerinin siyasi içeriği de vardır. Diktatörlük döneminde yaşayan ve yöneticilerin baskı ve zulmünü sesleriyle dile getiren kadınlar, temelde kadınların içinde bulundukları durumu anlamalarıydı.”