Newroz Sileman seslendirdiği şarkılarla kültürünü koruyor

Efrinli sanatçı Newroz Sileman, seslendirdiği şarkılarla Kürt kültür ve sanatını korumaya çalışıyor. Şehba’ya göç eden Newroz Sileman’ın kızı da kültür ve sanat çalışmaları arasında yer alıyor.

HESNA MIHEME

Şehba – Annelerin çocuklarının kulağına fısıldayarak büyüttüğü ninniler, Dengbêjliğin temelini oluşturdu. Binlerce yıldır anneler, zor şartlar altında kültürlerini yok olmaktan ve asimilasyondan korumaya çalıştı. Kürt çocukları da annelerinin peşinden giderek kültürlerine sahip çıktı. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrin bölgesindeki sanatçı Newroz Sileman da seslendirdiği şarkılarla annesinin mirasını koruyor. Sanat hayatında pek çok toplumsal engel ile karşılaşan Newroz Sileman, tüm zorluklara rağmen kültür ve sanat çalışmalarını sürdürmekten vazgeçmedi.

Sanata 11 yaşında atıldı

Sanat hayatına nasıl başladığını anlatan Newroz Sileman, “Kültür ve sanatı küçüklüğümden beri seviyorum. Sürekli sanatçı olmayı ve Kürt kadın sanatçıların izinden gitmeyi hayal ediyordum. 11 yaşında sanat çalışmaları arasında yer aldım. Baas rejimi ve zorlu koşullar altında gizli bir şekilde sanat çalışmalarımızı yürütmeye ve kültürümüzü korumaya çalıştık. İlk başta folklorda yer aldım. Ancak şarkı söylemeye ilgim vardı ve bu alan beni kendisine çekiyordu. Bu nedenle dengbêj gruplarına katıldım. Dengbêj Şehit Mizgin’den çok etkilendim. Ailem hayalimi gerçekleştirmem için bana destek oldu. Annem benim ilk destekçilerimdendir. Bu benim klamlara bağlılığımı daha da artırdı. İlk sahnede seslendirdiğim klam ‘Berve jor ve hat Başûr’dur. Onu da Lübnan’da söyledim” diyor.

“Kültürümü asimilasyondan korumaya çalışıyorum”

Gerici bir toplumda büyüdüğünü aktaran Newroz Sileman, “Bu nedenle insan ister istemez birçok zorluk ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle de kadınlar ‘ayıp’ ve ‘örf, adet’ adı altında birçok baskı ile karşı karşıya kalıyor ve hayallerinden vazgeçmeleri sağlanıyor. Birçok zorluk gördüm. Ama sanatımı bırakmadım. Kürt halkının şarkı ve hikayesi bir efsanedir. Bizden bu efsaneleri korumamız isteniyor. Bir Kürt kadını olarak bu yükü omuzladım ve kültürümü asimilasyondan korumaya çalışıyorum. Yaşamda insanların bir hedefi varsa aşamayacağı engel yoktur” şeklinde konuştu.

“Şarkılarla savaşçıları destekledik”

Rojava devriminin hayallerine ve özlemlerine ulaşması için bir köprü olduğunu vurgulayan Newroz Sileman, sözlerine şöyle devam ediyor: “Evlendikten sonra bile toplumun baskısı ile karşılaştım. Ancak çocuklarımı Kürt kültürüyle büyüttüm. Kültür, insanlığın aynasıdır, onunla toplumlar tanınıyor. Efrin’deki savaş sırasında kültürümüzü asimilasyon ve saldırılardan korumak için her gün sokaklardaydık. O süreçte birçok şarkı ve klip hazırlandı. Yapılan şarkı ve klipler savaşçı ve halkın direnişine uygundu. Şarkılarımızla savaşçılara destek olduk. Aynı zamanda çağın direnişini dünyayla paylaştık.  ‘Lêxin’ adındaki klibi savaş içinde yaptık. Grup olarak birlikte şarkı ve klibi hazırladık”

“Varız var olacağız”

Efrin’den göç ettikten sonra da bir sanatçı olarak kültürünü korumaya çalıştığını vurgulayan Newroz Sileman, “Efrin’den göç ettikten sonra Şehba’ya geldik. İşgalcilerin amacının gerçekleşmesini ve kültürümüzün asimile edilmesini istemedik. Bu yüzden Efrinli şarkıcılar olarak bir araya geldik ve kültürümüzü korumaya çalıştık. Yokluktan varlık yaratarak Şehba’da kısıtlı imkanlarla çalışmalarımızı yürüttük. Biz Kürtler varız ve her zaman da olacağız” diye belirtiyor.

“Bilbil isimli bir klip çektim”

“Lori” adında bir parça yaptığını ve bu parça ile Efrin’in işgal öncesi huzuru ile işgal sonrası annelerin ağıtlarını anlattığından söz eden Newroz Sileman, “Şarkı annelerin ağıtı ile başlıyor. Ayrıca ‘Bilbil’ adında bir klip çektim. Halkımın sanatını kızıma da öğrettim. Şuan o da kültür çalışmaların içinde yer alıyor” sözleri ile kültür sanat çalışmalarını sürdüreceğini kaydediyor.