“Kürtlerin sanatı da hedefte”

Kürtlerin tarihini diri tutarak günümüze kadar getiren dengbêjlik kültürüyle büyüdüğünü anlatan Semira Şukeri, Kürtlerin kültür ve sanatlarının da hedef alındığını söyledi.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê- Dengbêjlik Kürt halkı ve kültürü için çok önemli bir gelenek.  Kürt halkı sürekli baskı altında tutulduğu için tarih boyunca kültürünü sözlü olarak korumak zorunda kaldı. Bu nedenle Kürtlerin yazılı kitapları çok az. Kürt halkı yaşadıklarını sözlü ve dengbêjlerin seslendirdiği stranlarla günümüze kadar getirebildi.

Tek bir şarkı bir kaderi değiştirebilir. Bu yüzden Kürt anneleri Eyşe Şan ve Cane gibi birçok kişinin şarkılarını dinliyor ve eski günleri anımsamaya çalışıyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Heseke kentine bağlı Til temir ilçesinden olan Semira Şukeri bu kadınlardan biri.

“Suriye Rejimi engel oldu”

Küçükken dengbêj olmak istediğini ifade eden Semira Şukeri, ataerkil zihniyet nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremediğini söyledi. İki defa sahneye çıkarak şarkı söylediğini ifade eden Semira Şukeri, Suriye rejiminin baskısıyla karşı karşıya kaldığını anlattı. Semira Şukeri, ataerkil zihniyet ile Suriye rejiminin kadın dengbêjler önünde büyük engel olduğunu belirterek her şeye rağmen durmadıklarını ve tiyatro gruplarında dahi yer aldıklarını söyledi.

Kürtlerin hafızası diri tutuldu

Ayşe Şan’ın sanatından etkilendiğini vurgulayan Semira Şukeri, “Birçok sanatçı kadın toplum ve devlet zihniyetinin kurbanı oldu. Ayşe Şan, bu kadınlardan biridir. Ayşe Şan, Xelil Xemgin, Zozan, Cane başta olmak üzere bilinmeyen, tanınmayan çok sayıda Kürt dengbêjler var. Dengbêjliğimiz de buradan gelmektedir. Özgürlük hareketinin ortaya çıkmasıyla birlikte sanatçılar, duygularını ve seslerini kitleler önünde ifade etmeye başladılar. Tüm engellere rağmen bunu özgürce yapma imkanları oldu” dedi. Kürt sanatçıların Kürtlerin tarihi hafızasını diri tuttuğunu sözlerine ekleyen Semira Şukeri, Kürt tarihinin sanatla bilinçlendiğini ifade etti.

Topluca radyo dinliyorlarmış

Eskiden radyo etrafında toplanarak büyük bir heyecanla klam dinlediklerini sözlerine ekleyen Semira Şukeri, “O sürecin güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmez. Söylenen klamlar can kulağıyla dinleniyordu. Kimileri klamlarda söylenenleri kendilerine örnek alıyorlardı. Klam dinleyebilmek için işimizi erken bitirmeye çalışıyorduk. Birçok anne ve baba seslendirilen klamlar eşliğinde ağlıyordu. Çünkü seslendirilen klamlar insanı kendi içine alıyordu” diye konuştu. Ayşe Şan, Zozan, Cane denildiği zaman herkesin mutlaka onu tanıyacağını vurgulayan Semira Şukeri, sanatçıların şarkılarının araba ev başta olmak üzere her yerde dinlendiğini söyledi. Semira Şukeri, kadın dengbêjleri kendilerine sembol olarak belirlediklerini ifade etti.