Dêrezor’un kaleden kentleri: Halabiya ve Zalabiya
Dêrezor’un tarihine tanıklık eden "Halabiya” ve “Zalabiya" antik kentleri, stratejik ve ticari konumuyla "kale kentler" olarak anılıyor.
KEWSER EL- JASÊM
Dêrezor – Kuzey ve Doğu Suriye’nin Dêrezor şehrinin kuzeybatısında, El-Tebni köyüne de 58 kilometre uzaklıkta olan "Halabiya” ve “Zalabiya" bölgedeki az sayıdaki tarihi şehirler arasında yer alıyor. Aynı zamanda Fırat Nehrinin kıyısında bulunan “Halabiya” ve “Zalabiya”, manzarası ve hikayesiyle köklü bir geçmişe sahip.
Halabiya antik şehri, bölgeyi ikiye ayıran Fırat Nehri’nin kuzeyinde kalırken, Zalabiya ise nehrin batı kıyısında kalıyor. Fırat Bölgesi Kültür ve Sanat Komitesi Üyesi Bidor El-Hejir, antik kentlerin tarihsel geçmişini anlattı. Bidor El-Hejir, yamaçta girişi ve çıkışı kontrol eden uzun kayalarla güçlendirilen Halabiya Boğazı’nın tarihte büyük önem taşıdığını söyledi.
‘Ticari konvoyların geçtiği bir merkez’
Bidor El-Hejir, Palmira Krallığı'nın büyümesiyle şehrin İran, Hindistan, Körfez, Levanten pazarları ve Akdeniz havzası da dahil olmak üzere Irak pazarları arasında mal taşıyan ticari konvoyların geçtiği bir ticaret merkezi haline geldiğini aktardı. Kraliçe Zenubya’nın krallığının sınırlarını doğudan korumak ve şehri bir nehir limanı yapmak için şehri Fırat Nehri üzerinde inşa ettiğini dile getiren Bidor El-Hejir, şu bilgileri paylaştı:
“Halep şehri, El-Hicr'in rolünün gösterdiği gibi vadilerle çevrili önemli bir yükseltiydi. Zalabiya'ya bağlayan yükselti alçak ve yükseltinin tepesinde içinden iki sıva duvarın çıktığı bir kale var. Tepeden bakıldığında kalenin çevredeki topraklara, adaya ve surlara bakıyor. Nehir kenarından iki veya üç kapı bulunur ve üçgenin diğer iki yanında birer kapı bulunur. Her iki yanda tabanları, merdivenleri ve girişleri olan bir dizi benzer kare kule vardır. Kentin duvarları, Fırat bölgesinde sıklıkla bulunan, terkedilmiş rolün de gösterdiği gibi alçı taşlardan örülmüştür.”
‘Sütunların izleri günümüze kadar taşındı’
Bidor El-Hejir, her iki yanında mermer sütunlu bir caddenin şehri kesip güneyden kuzeye doğru ilerlediğini ve şehrin güney ve kuzey kapılarından geçtiğini anlatarak, sütunların günümüze kadar izlerinin kalmış olan süslü mermer başlıklara sahip olduğuna dikkat çekti. Üçgenin ortasında bir kilisenin izleri ve bir dizi yapının kalıntılarının da ortaya çıkarıldığını belirten Bidor El-Hejir, “İkinci duvarların çevresinde, avlu, kule gömüleri, banyo ve mutfaklar, seramik kaplar, yazıtlar, bir kumaş grubu ve duvar resimleri bulunmuştur” dedi.
Turistler antik şehirleri görmek için bölgeye geliyor
Fırat Bölgesi Kültür ve Sanat Komitesi Üyesi Hiyam Mahmud ise, Dêrezor şehrinin antik eserleriyle ünlü olduğunu ve bu yerlerden en öne çıkanların "Halabiya” ve “Zalabiya" olduğunu vurguladı. Hiyam Mahmud, kalenin bu arkeolojik alanın heykel ve taşlarıyla ünlü olduğunu ve pek çok turistin burayı tanımak için bölgeye geldiğini söyledi.