Ayakları ile tuvalde harikalar yaratan Dûa’nın hayali ünlü bir ressam olmak

Gözlerini dünyaya açtığından bu yana fiziksel engelleri banamısın demeden aşan Dûa El Bestatî, olmayan kollarına rağmen sağ ayağı ile kavradığı fırçası ile tuvalde harikalar yaratıyor. Dûa, tüm fiziksel engellilere, “Engelleri yıkın” diye seslenirken, dünyaca ünlü bir ressam olmayı istediğini ve bunun için çalıştığını da söylüyor.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê – Elleri ile dokunamadığı dünyayı ayakları ile çizen 30 yaşındaki genç ressam Dûa El-Bestatî, iradesi ve üretkenliği ile görenleri kendisine hayran bırakıyor. 10 kardeşin en küçüğü olan Dûa, Şam’ın El Mayadin Mahallesi’nde dünyaya gelir. Dünyaya geldiğinden bu yana fiziksel engeli nedeniyle kolları olmayan Dûa, 12 yaşında El Emel yani Hêvi/Umut Bedensel Engelliler Okulu’nda okumaya başlar. Kızkardeşinin teşviki ve desteği ile çizim yapmaya da bu yaşlarda başlar. Eğitimine daha sonra Güzel Sanatlar Fakültesi’nde devam eder. Dûa, ayakları ile resim kağıtları üzerine cam ve daha bir çok materyelin üzerine yağlı boya ile resimler yapıyor.

“Yaşama umutla baktım”

Dünyaya geldiğinde engelli olduğunu belirten Dûa, “Doğuştan engelliyim, ancak benim içni asla, engelli bir kadın demelerini istemiyorum. Ben asla yaşamdan kopuk ve engelleri kendisine engel yapan ve böyle yaşayan, kendisini böyle kabul ettiren biri olmadım. Yaşama umutla baktım ve böyle bakmaya devam ediyorum. Sanatımla engelleri aştığımı göstermek istiyorum” diyor. Fırçayı nasıl kavradığını gösteriyor bize Dûa, büyük bir umutla sarılıyor işine ve resim yaparken aldığı oturma pozisyonunu işaret ediyor: “Resim yapacağım yeri belirliyorum ve sağ bacağımı fırçaya doğru uzatıyorum. Ayak parmaklarımla fırçayı kavrıyorum ve başlıyorum çizmeye.”

“İnsanların bakış açısını kabul etmiyorum”

Resim çizme pozisyonunu aldıktan sonra ise toplumun engelli insanlara bakış açısına çeviriyor sözünü yine Dûa: “Öncelikli şunu belirtmek istiyorum ki; ben asla ve asla toplumun bakışını kabul etmiyorum ve söyledikleri sözlere kulak vermiyorum. İnsanları da kırmayı sevmiyorum, fakat acıyan bakışları gördüğümde gülerek geçiyorum çoğu zaman. Fakat, acıyarak bakışların hiç bir fiziksel engelli insana faydası olmadığını artık toplumumuz görebilmeli.”

“Toplumsal konuları çiziyorum”

Resimlerinde toplumun ve kadınların duygularına, çığlıklarına daha çok yer verdiğini söyleyen Dûa, toplumsal konuları çizmeyi daha çok sevdiğini belirtiyor. Doğa sevgisinden, toplumsal dokulara bunların hepsini yağlı boya ile şekillendirmekten keyif aldığını, resimlerinin beğenilmesinden de hoşlandığını aktarıyor. Fiziksel anlamda yaşadığı zorlukların elbette olduğunu, ancak bunların kendi doğallığı ile ilgili olduğunun farkında olmasından kaynaklı da kendisine asla engel olarak önüne koymadığının altını çiziyor Dûa. Kesinlikle engellerinin esiri olmayacağını vurguluyor.

Her yaptığı resmin bir hikayesi var

Kadınların sanat ve üretmekle doğalarının çok yakın olduğunu düşündüğünü belirten Dûa, “Sanat yoluyla temenni, beklenti, istek ve hayallerimi de resmediyorum. Her yaptığım resmin benim için bir hikayesi vardır. Resim yoluyla hikayeler anlatmaya çalışıyorum” diyor. Anne ve babasız çocuklardan, ayakları üzerinde durmaya çalışan direngen kadınlara, doğadan, ekolojik yıkıma bir çok hususu tablolarına taşıdığını, ancak hikayeleştirmeyi de sevdiğini söylüyor.

Dünyaca ünlü bir ressam olmak istiyor

Aslında daha şimdiden resim sanatında adını duyuran Dûa bununla yetinmek istemiyor: “Hayalim dünyaca ünlü, bilinen bir ressam olmak. Resimlerimle adımı duyurabilmek, sanatımla bilinmek.” Ukrayna, Britanya, Ürdün gibi ülkelerde resim atölyelerine katılan Dûa, son olarak ülkesinde Halep’te resimleri ile ödül aldığını kaydediyor.

“Tüm engelleri yıkabilirim bu güce sahibim”

Derya gibi engin ve geniş hayallerinin olduğunu ve fiziksel engelinin bu hayellerinin önünde asla engel olmadığını yineleyen Dûa, tüm fiziksel engellilere de şöyle sesleniyor: “Engelleri yıkın. Ben tüm engelleri yıkabilirim, bu güce sahibim, tüm adımları cesurca atabilirim hem de korkmadan ve sürekli...”