Yabancılarla evlenen Libyalı kadınlar, çocuklarıyla ‘vatandaşlık’ haklarını alamıyor

Libya’da yabancı uyruklu erkekle evli olan kadınlar, çocuklarıyla birlikte birçok hizmette ayrımcılıklara maruz kalıyor. Kadınlar, çocuklarına “vatandaşlık” verilmesini engelleyen hukuki engellerle de karşı karşıya.

MONA TOUKA

Libya – Libya’da yabancı uyruklu erkekle evli olan kadınlar, kendilerine tanınan vatandaşlık haklarını kullanmada engellerle karşı karşıya. Yetkililerin, 2012-2013 yılları arasında ‘dini boyutlarla bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle konunun Libya Dar Al Ifta danışılmasında herhangi bir itiraz görmemesi üzerine Müftü Sadık Al-Ghariani bu evlilik sözleşmelerinin onaylanmasının durdurulmasına yönelik bir fetva yayınladı. Dar Al-Ifta da, ‘yabancı kocanın dinini gösteren doğru bir veri tabanının bulunmadığını ve İslam'ın Müslüman bir kadının gayrimüslim bir erkekle evlenmesini yasakladığını’ ileri sürdü. Bunun üzerine Sosyal İşler Bakanlığı, yabancılarla evli olan Libyalı kadınlara ‘evlilik izni’ verilmesini askıya aldı.

Çocuklarına vatandaşlık belli şartlarla verilebiliyor

2010 tarihli 24 Sayılı Vatandaşlık Kanunu da yabancılarla evli olan Libyalı kadınların çocuklarına “vatandaşlık” verilmesini çeşitli şartlara bağlıyor. Bu şartlar arasında, babanın ölümü veya kayıp sayılması, çocuğun belli bir yaşa gelmesi de yer alıyor. Hükümetin açıkladığı verilere göre yabancılarla evli olan kadınların sayıları 15 bin civarında. Özellikle çocuklarına “vatandaşlık” verilmesinin engellenmesi nedeniyle mağdur olan kadınlar, haklarının uygulanması için daha kapsamlı çözümler bekliyor.  İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi uluslararası insan hakları kuruluşları da bu uygulamanın ayrımcı olduğunu, çocukları siyasi ve sivil haklardan mahrum bıraktığını belirtiyor.

Libya'nın güneyindeki Sebha şehrinde sosyal işler çalışanı olan Fatima Abd Al-Celilin de Tunuslu biriyle evlenmesi nedeniyle yaşadığı zorlukları anlattı. Yabancılarla evlenmek için uygulanan prosedürlere işaret eden Fatima Abd AL-Celilin, “Yabancılar, Libyalılarla evlenmesi için öncelikle bürokratik prosedürden geçmek zorunda. Sosyal araştırmaların yanı sıra bir takım resmi evrakların tamamlanması gerekir. Özellikle çocukların kayıt altına alınması ve doğum belgelerinin verilmesiyle ilgili sorunların çözümü için bu prosedürlere bağlı kalmak önemli” dedi.

‘Toplum içinde de zorbalıklara maruz bırakılıyoruz’

Toplum içinde de haksızlıklara ve zorbalıklara maruz bırakıldıklarını dile getiren Fatima Abd Al-Celilin, “Hastanelerde ve okullarda idari zorluklarla karşılaşıyoruz. Bizim ve çocuklarımızın hakkı olan mali haklarımız verilmiyor, eşit işlerde çalışamıyoruz. Kadınlara, kocasının uyruğuna bakılmaksızın adil muamele hakkı tanınmıyor.  Çocuklarının idari ve sağlık işlemlerinin kolaylaştırılması gerekiyor” diye konuştu.

Salama Kamis Farac da Sudanlı bir erkekle evli ve 30 yıldır Sabha'da yaşıyor. Çocuklarıyla birlikte nüfus sisteminde kendilerine verilen ayrı bir sicil numarasıyla devletin idari sisteminden dışlandıklarını belirten Salama Kamis Farac, seyahat, oy kullanma ve diğer hizmetlerden mahrum bırakıldıklarını anlattı.

‘Uyruğu ne olursa olsun tüm vatandaşlar eşit olmalı’

Salama Kamis Farac, kendisine ve çocuklarına yabancı muamelesi yapılması nedeniyle sağlık hizmetlerinde de ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Ayrımcılık yapılmadan bizlere de sağlık merkezlerinde tedavi olabilme imkanı verilmeli. Özellikle, Libyalı kadınlarla evli olan yabancıların hareketlerini kolaylaştırmak için gerekli düzenlemeler yapılmalı, üzerlerindeki ekonomik yük azaltılmalı” çağrısında bulundu.

Kocasının uyruğu ne olursa olsun tüm vatandaşlara insan onuruna yakışır ve adil bir yaşam sağlanmasını isteyen Salama Kamis Farac, yabancılarla evlenen Libyalı kadınlara ve çocuklarına da Libya vatandaşına sağlanan tüm hakların tanınmasını talep etti. Salama Kamis Farac, Libyalı kadınların statüsünü geliştiren ve kocalarının uyruğu ne olursa olsun onur ve saygı içinde yaşamalarını sağlayacak yasal ve idari reformlara acil ihtiyaç olduğunu söyledi.