Tunuslu kadınlar: Şiddete karşı gerçek bir devrim başlatmanın zamanı

Tunus’ta kadına yönelik şiddet ve katliamlarda artış yaşanırken, birçok olay ise resmi raporlara dahi geçmiyor. Aile içi şiddetin yüzde 75 arttığı ülkede, kadınların başvuracakları merkezler olmazken, erkekler cezasızlık politikalarından cesaret alarak suç işlemeye devam ediyor. “Tunus kadınlar için güvenli değil” diyen kadınlar, “Şiddete karşı gerçek bir devrim başlatmanın zamanı” diyor.

ZUHÛR EL-MEŞRIQÎ

Tunus – Tunus’ta resmi araştırmalar, kadına yönelik şiddet oranının her geçen gün arttığını gösteriyor. Tunus Kadın Bakanlığı, ülkede bulunan kadın dernekleri ve medya yayın organlarının yürüttüğü bilinçlendirme kampanyalarına rağmen artışın devam etmesi ülkede endişelere neden oluyor. Ülkede yapılan şiddet araştırmasında ilk sırayı yüzde 75 ile aile içi şiddet alıyor. Konuyu değerlendiren uzmanlar, ülkedeki kadına yönelik şiddet artışını gerici geleneklere bağladı.

Rapor edilmeyen binlerce olay var

Tunus'un kuzeydoğusunda bulunan Nabeul kentinde yakın zamanda 28 yaşındaki bir kadın eşi tarafından yanıcı madde ile çocuklarının gözü önünde katledildi. Ekim ayı sonunda Tunus'un Ben Arous ilinde aile içi şiddet nedeniyle bir kadının vücut bütünlüğüne zarar verildi. Bir ay önce kuzeybatıdaki El Kef kentinde bir erkek öğle yemeği hazır olmadığı gerekçesiyle evli olduğu kadını kesici alet ile katletti. Aynı zamanda Naberle’de kesici alet ile bir kadının vücut bütünlüğüne zarar verilirken başka bir kadın ise işkence ile katledildi. Rapor edilen bu suçların yanı sıra rapor edilemeyen ve yetkililerin sessizliği nedeniyle kadınların gördüğü şiddet nedeniyle katledildiği ve sakat bırakıldığı binlerce olay var.

“Kadınlar evlerinde güvende değil”

Konu hakkında değerlendirme yapan kadınlardan feminist aktivist Amira Boaouina, ülkede kadınların fuhşa sürüklendiğini belirterek, kadın katliamlarında da yaşanan artışa dikkat çekti. Kadınların en güvende hissetmeleri gereken evlerinde artık kendilerini güvende hissetmediğine dikkat çeken Amira Boaouina, evlerin öldürme alanlarına dönüştüğünü dile getirdi. Amira Boaouina, Tunus’ta kadınlara yönelik sözlü ve fiziki şiddetin çocukların gözü önünde yapıldığını ve bu durumun da artığından söz etti.

“Tunus’ta şiddet arttı”

Kadınların Tunus’ta şiddeti engelleyemediğini vurgulayan Amira Boaouina, “Özellikle de eşlerin bu alanlardaki şiddeti olmak üzere genel olarak Tunus’ta şiddet oranı artmış durumda. Resmi kaynaklara göre, Mart 2020'de koronanın yayılması ve Tunus'ta genel bir sokağa çıkma yasağı getirilmesinden sonra şiddet oranı yükseldi. Kadınlar şiddete maruz kalıyor ve bu rakamlar korkunç derecede yüksek. Kadınlar güvende değil. Erkekler tarafından kadınlara yönelik işlenen suçlar korkunç suçlar. Kadın güvenliğinin olmamasındaki bu hukuksuzluğun gerçekliği konusunda kafamızda soru işaretleri oluşmaktadır” dedi.

“Cezasızlık politikaları erkekleri cesaretlendiriyor”

Anayasanın 58 Sayılı Kanununa işaret eden Amira Boaouina, bu kanunun aslında her türlü şiddeti kapsadığını söyledi. Amira Bouaouina, ancak uygulanması ve tanımında bir yanlışlığın olduğunu vurguladı. Kadınların şiddet gördükten sonra nereye gideceklerini bilmediklerini dile getiren Amira Bouaouina, “Polis karakoluna gittiğinde de psikolojik bir destek görmüyor. Bu nedenle bugün Tunus’ta birçok kadın kötü muamele gördüğü evde suçlu ile birlikte kalmak zorunda. Bugün Tunus’ta yaşanan şiddet olaylarının nedeni cezasızlık politikalarıdır. Bu nedenle failler sürekli suç işlemeye devam ediyor ve cezasızlık nedeniyle cesaret alıyor” diye konuştu.

Rabab Heddad: Acil önlem alınmalı” 

Devletin şiddet olaylarını durdurmak için en ağır cezaları vermesi gerektiğini, ancak bunun yapılmadığını ifade eden hukuk uzmanı Rabab Heddad ise, bu nedenle kadınları katletme olaylarında artış yaşandığını belirtti. Kadın Bakanlığı olmak üzere kadınlarla ilgili çalışma yürüten derneklerin bu suçlara karşı yeteri kadar gündem oluşturmamasını eleştiren Rabab Heddad, şiddet ve öldürme olayları için acil bir önlemin alınması gerektiğine işaret etti.

“Kadınların sığınabileceği alanlar oluşturulmalı”

Dinleme Merkezlerinin yetersizliğinden bahseden Rabab Heddad, her ilde yeteri kadar bu merkezlerin olmamasının yanı sıra, bu merkezlerin işlevinin de kadınlar tarafından iyi bilinmediğini söyledi. Şiddet gören kadınların sığınabileceği yerlerin oluşturulması çağırısı yapan Rabab Heddad, “Kadın Bakanlığı kadınlar için açılan ‘Güvenlik Yeri’ni kapattı. Burası her kadının evi gibiydi ve buranın kapatılması büyük bir hataydı. Kimi kadınlar şikayet yerlerine bile ulaşamıyor. Köy gibi yerlerde kalan ve sistematik olarak şiddete maruz kalan kadınlar, eski gelenek ve görenekler nedeniyle şikayet edemiyorlar ve erkek egemen zihniyete karşı ses çıkaramıyorlar” diye belirtti.

“Tunus kadınlar için güvenli değil”

Tunuslu kadınların güvenli olmayan bir ülkede yaşadıklarına işaret eden feminist aktivist Amani Hamhoum da, “Haklarını istedikleri zaman iş ve ev olmak üzere yaşamın her alanında hem sözlü hem de fiziki şiddet ile karşı karşıya kalıyorlar” dedi. Şiddetin rutin hale geldiğini ifade eden Amani Hamhoum, kadınları araç olarak gören zihniyete ve şiddete karşı gerçek bir devrim başlatmanın zamanının geldiğini söyledi.