TJA üyesi Zeynep Boğa tahliye edildi

TJA üyesi 9 kadının yargılandığı dosya kapsamında tutuklu yargılanan tek siyasetçi Zeynep Boğa’ya 6 yıl 3 ay hapis cezası verilerek tahliyesine karar verildi.

Ankara- Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında 2 Aralık 2022’de tutuklanan Tevgera Jinên Azad (TJA) üyesi 9 kadın “örgüte üye olma” ve “örgüt kurma veya yönetme” iddiasıyla yargılandıkları davanın dördüncü duruşması Ankara 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Dosya kapsamında tek tutsak siyasetçi Zeynep Boğa duruşma salonunda hazır bulunurken, tutuksuz yargılanan kadınlardan Meral Şimşek duruşma salonunda bulundu, Hülya Taşar ise SEGBİS ile bağlandı. 

 Duruşmayı çok sayıda kadın ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Ceylan Akça, Ayten Kordu, Sümeyye Boz izledi. Kimlik tespitlerinin ardından ve dosyaya gelen evrakların okunmasının ardından duruşma başladı. 

Cemile Turhanlı, gizli tanıkla ilgili ifadelerin çelişkili olduğunu söyleyerek, Ulaş dışında diğer gizli tanıkların da mahkeme salonunda, avukat ve müvekkillerin huzurunda sorgulanması gerektiğini belirtti.  Avukat Cahit Kırkazak, “Müvekkilimizin kullandığı iddia edilen 3 telefon numarası da müvekkilimiz ceza evindeyken de aktif olarak kullanılmış. Kayıtlarda var. Dolayısıyla bu iddianın bir kumpas olduğu ortaya çıkıyor. Bu telefonların ne zaman kullanıma açıldığına ilişkin bilgi talep ediyoruz” dedi. Avukatların gizli tanıkların duruşma salonunda dinlenmesi ve söz konusu telefon hatlarını ne zaman açıldığına ilişkin bilgi talebi ara kararda reddedildi. 

‘Kadın çalışmaları yargılanamaz’ 

Ardından esas hakkında savunmaya ilişkin Zeynep Boğa beyanlarını sundu. Zeynep Boğa, “Bu üçtür savunma yapıyorum ve söyleyecek bir şey de kalmadı. Avukatların da söylediği gibi gizli tanıkların verdiği ifadeler birbirini tutmamakla birlikte çelişki dolu. Avukatların gizli tanıklara sorduğu sorulara verdiği cevap, emniyet ifadeleri, mahkeme ifadeleri hepsi birbirinden farklı. Bunlar büyük iftiralar. İnkar etmiyorum ben bir kadın aktivistim, partilerin MYK’larında yer aldım, yaptığım tüm faaliyetler legal ve siyasi çalışmalardır. Ben bir Kürdüm, kadınım ve bugün sadece bunlardan dolayı yargılanıyorum. Kadın çalışmalarım yargılanamaz çünkü kadın çalışmaları evrenseldir. Her yerde, dünyada, Türkiye’de de kadın örgütleri var ve bu çalışmaları yürütüyorlar. Kadın çalışmaları da özgündür ve özgürdür” ifadelerini kullandı.

Zeynep Boğa siyasi faaliyetlerinin önüne bir suç olarak getirildiğine dikkat çekerek, “Bir siyasi kimliğim var ve düşüncelerim var. Özgür bir kadın olarak yaşamak istiyorum o yüzden her bireyin örgütlü çalışma ve yaşama hakkı vardır ve ben bunu yaptım. Bugün bu ülkede günde onlarca kadın öldürülüyorsa bu sizin de sorununuzdur. Baba öldürüyor, erkek öldürüyor, kardeş öldürüyor bunlar tutuklanmıyor ama biz bugün bunlara karşı çalışma yürüttüğümüz için yargılanıyoruz. Bu sistemin bir sorunudur. Keşke daha fazla çalışma yürütseydim de kadınlar öldürülmeseydi. Eğer bu çalışmalar bir suçsa ben bu suçu işledim. Diğer taraftan siyasi parti çalışmalarım. Bir insanın düşüncesi neyse bugün ona bağlı olarak siyasi partilerde çalışıyor”diye konuştu.

‘Kürt sorununun çözümü için çalışma yaptık’ 

Zeynep Boğa  devamında şunları söyledi: “Bu ülkede, kadın, ekoloji, siyasi, ekonomik, Kürt sorunları vardır. Biz de demokratik çerçevede siyasi çalışmalar yürütüyoruz. Kimsenin burnunun kanamaması için çalıştık. En başta kadın ve Kürt sorunun çözümü için çalışma yaptık. Bu hakkımızdır ve bunu inkâr etmiyorum. Mahkeme başkan baksın, hazırlanmış olan dosya baştan sona yalan, iftira dolu. Elle tutulabilir tek bir şey yok. Daha öncede bu konuda yargılanan arkadaşlarımız vardı ve tahliye oldu, yerinde bir karardı. Adalet herkes için gerekli, dosyaya bakarak hakikat neyse ona göre bir karar alın. Savcı dosyanın içeriğinin boş olmasına rağmen yargılanmanın sürmesini istiyor. Söyleyecek bir şey yok çalışmalarımın hepsini savunuyorum ve kadın çalışmasıdır. Buraya gelen birçok kadın, bu çalışmaları yapmıştır ve yapıyor da. Çalışmalarımız gizli olsaydı bugün kim gelecekti buraya. Gizli bir yanı yok buna gerek de yok.”

‘Bu dosya cinsiyetçi bir dosya olarak başladı’ 

Ardından söz alan Avukat Cahit Kırkazak, “Bu dosya cinsiyetçi bir dosya olarak başladı. Gizli tanıkların hepsi Zeynep’in kadın çalışmalarını anlattı. Bu dosya cinsiyetçi, ayrımcı ve bir kadın yargılamasıdır. Aynı zamanda bir politik yargılamadır. Müvekkilimiz ısrarla Kürtçe savunma yapıyor, heyetiniz bunu ‘bakın Kürtçe savunma yapıyor, politik bir tutum’ mu diyecek yoksa bir insan hakkı olarak anadil hakkı olarak mı görecek bunu” diye sorarak gizli tanıkların verdiği çelişkili ifadelere değindi.

Cahit Kırkazak şunları söyledi: “Burada gizli tanıkları bir daha sorgularsanız eminiz yine başka bir ifade verecekler çünkü müvekkilimizi tanımıyorlar. Çünkü burada duruşma salonunda sorgulandıklarında ellerinde emniyetin verdiği bir metin yoktu. Gizli tanıklar ifadelerde hep “TJA’lı kadınlar, kırsal alan” gibi ifadeler kullanmış. Soyut ifadelerle dolu. Kim TJA’lı kadınlar, hangileri; kırsal alan diyor, bizim bildiğimiz şehir merkezi dışında olan her yer kırsal alan. Neresi burası, hangi yer veya bölge. At topu denize. Belirsizlikler üzerine mahkûm edilmeye çalışılan bir kadın mücadelesi. Müvekkil 2014 yılında cezaevinde, bu tarihte konferansa gitti diyorlar. Bütün yıla birçok iddia sığdırmışlar ama yılın yarısı cezaevindeydi. Nasıl gitmiş, nereye gitmiş, kimle gitmiş, ne konuşmuş yok. Gözlüksüz diyorlar müvekkil 20 yıldır gözlük kullanıyor ne kilolu ne kilosuz diye tarif ediyorlar bu nasıl bir ifadedir soruyoruz? İfadelerin hepsi “duydum, biliyorum” üzerine oradalar mıydı “yok”, hepsi keramet sahibi galiba.

Sayın başkan sizde ikna olmadınız ki gizli tanık Ulaş’a önceki duruşmada burada sordunuz çok genel konuştuğunu ve somut bir bilgi bilip bilmediğini sordunuz. Ulaş müthiş bir somutlaştırma yapıyor: “Kadınları eğiterek, örgütleyerek örgüte kadro kazandırıyor. Bir kısmı Türkiye’de bir kısmı Kandil’de.” Zeynep bu cevabın neresinde, sizin sorunuza yanıt somut bir cevap vermiş oldu mu, bir isim, kişi, yer söyledi mi? Yine iki ayrı ifadesini sormuşsunuz, hangisi doğru diye Ulaş müthiş bir cevap daha veriyor “her ikisi de doğru.” Büyük bir pişkinlikle söylüyor.” 

‘Bu mütalaa hukuki olmaktan uzaktır’

Sonrasında söz alan Avukat Cemile Turhanlı, “Savcılık hep lehe ve aleyhe delilleri toplar diye biliyoruz ama maalesef uygulamada bu yok. Kamu düzeni adına verilen bu yetkinin vatandaş aleyhine kullanılmasını hukuk kabul etmez bizde etmiyoruz. Bu mütalaa hukuki olmaktan uzaktır. ‘Örgüt üyesi’ deniliyor. İnsanları ‘örgüt üyesi’ olarak yargılamanın kriterleri vardır. Siz bu kriterleri esas almadığınızda herkesi örgüt üyesi olarak yargılayabilirsiniz. Bu yargılama pratiğine göre şu an ‘örgüt üyeliği’nden yargılanmayan yok Türkiye’de. Siz bu kriterleri esnettikçe bugün bir tweet de ‘örgüt üyeliğine’ konu oldu, bir gizli tanık getirilip iftira attığında da. İfade özgürlüğü bugün ‘örgüt üyeliği’ konusu oldu.  Bizim müvekkilimiz bugün ‘kadının sırtından sopayı eksik etmeyeceksin’ diyen zihniyete karşı mücadele ediyor. Bugün müvekkilim Diyarbakır 4 Ağır’da yargılansaydı kuvvetle ihtimal tahliye edilecekti çünkü zaten tahliye kararları vermiş. Burada amaç artık insanları tutuklatmak bu gayet açık” sözlerini kullandı. 

Beyanların ardından mahkeme heyeti kararını açıklayarak, Zeynep Boğa’nın TCK 314/2 yönünden 5 yıl hapis cezasına, indirim ve artırımlarla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.