Tecavüz davasında avukattan çağrı: Dosyayı kimsesiz bırakmayın

Şemdinli’de yaşanan skandallarla dolu tecavüz davasının 8’nci duruşması 12 mayısta görülecek. Üç erkek tarafından tecavüze maruz kalan ve intihara sürüklenen çocuğun yargı mücadelesinde Avukat Nükeyf Onursal, davaya katılım çağrısında bulundu.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Colemêrg-Hakkari’nin(Colemêrg) ilçesine bağlı Ortaklar Köyü’nde 27 Mayıs 2016 tarihinde akşam saatlerinde çöp atmak için dışarı çıkan çocuk, Veysi Yılmaz, Zahir Yılmaz ve Nihat Yılmaz adlı üç erkek tarafında kaçırılarak, tecavüze maruz bırakıldı. Tecavüz davasında yerel mahkemenin verdiği 42 yıl cezaya rağmen üç failde tutuksuz yargılanırken, bu süreçte olayların ağırlığına dayanamayan çocuk yaşamına son verdi.

Dava dosyası İstinaf Mahkemesinden dönerken olaya dair adalet mücadelesini sürdüren aile üyeleri köyde bulunan muhtar, imam ve sanıkların aileleri tarafından tehdit ediliyor. 12 Mayıs günü Yüksekova 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 8’inci duruşmasının görüleceği olayla ilgili görüştüğümüz Hakkari Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Nükeyf Onursal davanın son aşamasıyla ilgili bilgi verirken duruşmaya katılım çağrısında bulundu.

Uçurumdan attılar!

Geçtiğimiz yılın haziran ayında ajansımızın ortaya çıkardığı olay Mayıs 2016 tarihinde yaşandı. Çöp atmak için dışarı çıkan çocuk, kuzenler  Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz tarafından tecavüze maruz bırakıldı. Olayı videoya alan failler çocuğu çektikleri görüntüleri yayma ve ölümle tehdit ettiler ve olayı kimseye anlatmaması için baskı uyguladılar. Tecavüz failleri tarafından köyde bulunan uçurumdan atılan çocuk bir sonraki gün hastaneye kaldırıldı. Kaldırıldığı hastanede aldığı tehditler nedeniyle bir şey anlatmaktan kaçınan çocuk olaydan bir ay sonra gittiği karakolda yaşadıklarını anlatarak sanıklardan şikayetçi oldu. Çocuğun ifadeleri doğrultusunda üç sanık “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Tahliye sonrası çocuk intihara sürüklendi

6 aylık tutukluluğun ardından DNA testleri, HTS ve PTS kayıtlarına göre faillerin suçu sabitken, “somut delil yok” gerekçesiyle sanıklar hakkında tahliye kararı verildi. Kararın ardından sanıklar serbest bırakılırken olayın ağırlığına dayanamayan çocuk 2017’nin Şubat ayında yaşamına son verdi. ‘İntihar’ olarak kayda geçen bu ölümden kısa bir süre sonra ise çocuğun annesi beyin kanaması geçirerek yaşamını yitirdi. Çocuğun ölümüne dair başlatılan soruşturma Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlikle sonuçlandı.

42 yıl alan sanıklar tutuksuz!

Çocuğun yaşamını yitirmesinin ardından görülmeye devam edilen davada, sanıklara Yüksekova 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 42’şer yıl ceza verildi. Cezada sanıklara tutuklama talep edilmezken, dosya avukatlar tarafından bir üst mahkemeye taşındı.  2022 yılında dosya eksik hususlar olduğu gerekçesiyle İstinaf Mahkemesi tarafından bozularak Yüksekova 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Yeniden görülmeye başlayan dosyanın 8’inci duruşması bu Cuma görülecek. 6 yıldır sanıkların tutuklanması için adalet mücadelesi veren aile üyelerinin köyde ve ilçede çok sayıda insan tarafından tehdit edildiği öğrenilirken, davanın ‘kimsesiz’ bırakıldığına dikkat çeken Hakkari Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Nükeyf Onursal, aileye dönük tehditlerin ciddi bir boyuta vardığına işaret etti.

‘Aile imam ve muhtar dahil birçok kesim tarafından tehdit ediliyor’

Delillere rağmen sanıkların tutuksuz yargılandığını belirten Nükeyf Onursal, merkez olarak dosyanın takipçisi oldukları bilgisini paylaştı. Nükeyf Onursal, çocuğun ailesinin yıllardır köyde bulunan muhtar, imam ve sanıklar tarafından şikayetlerini geri almaları noktasında sistematik tehdide maruz bırakıldığını söyledi. Nükeyf Onursal konuşmasının devamında şunlara yer verdi; “Tahliye kararı veren mahkeme heyeti açısından; senelerdir toplumsal hayatın tüm alanlarında bıraktıkları yıkıcı etkileriyle kadın ve çocuk kırımına doğrudan zemin hazırlayan iktidardan, benzer kararlara kaygısızca imza atan mahkemelere doğru genişleyen bir hukuk dokusu söz konusudur. Öte yandan çocuğun istismarı, intihara sürüklenmesi ve ailenin hak arama süreçleri karşısında bunu bir ‘fitne’ olarak nitelendiren muhtar, imam, sanıklar, yakınları ve köylülerin ‘bu olayı aramızda halledeceğiz’ diyor. Her hafta toplanıp mağdur çocuğun ailesinin yanına giderek onları tehdit ediyorlar. Köyün imamı tanıklara yönelik ‘siz eğer ki onların yakalanmasına sebep olursanız Allah katında da sizin için çok büyük bir günah olur’ şeklinde söylemlerde bulunuyor.”

‘Sanıklar tutuksuz yargılanıyor’

Merkez olarak katılma taleplerinin reddedildiğine de yer veren Nükeyf Onursal, “Dosya kapsamındaki tek delil olsaydı dahi, yargılama sürecini belirleyiciliği kaçınılmaz olması zorunlu olan çocuğun beyanı; yan delillerden olan tape kayıtları, tanık beyanları ve uzmanlık raporunca da birebir biçimde desteklenmektedir. Ne yazık ki adli kontrol hükümleri uygulanan sanıklar hakkında henüz bir tutuklama kararı dahi verilmiş değil” dedi.

Duruşmaya katılım çağrısı

Son olarak yarın görülecek davaya katılım çağrısında bulunan Nükeyf Onursal, “Dava kimsesiz kalmasın” sözleriyle meslektaşlarına ve çocuk hakları savunucularına seslendi. Nükeyf Onursal, “Sanıkların mümkün olacak en kısa zaman içerisinde tutuklamalarının gerçekleşmesiyle nitelikli cinsel istismarda bulunan ve çocuğun yaşam hakkını elinden alan sanıkların senelerdir kendi hükümlerini uygulayarak’ çocuk hakları ile tüm hukuki değer ilkelerini yok saydığı gözler önünde. Tutuklama kararı bir toplum tehlikesini ortadan kaldıracak bir adım olarak değerlendirebiliriz. Söz konusu bu kararlara ulaşıncaya dek; aileye yönelik baskının kamuoyu oluşturularak bertaraf edilebilmesi ve dava sürecinin daha etkin bir biçimde ilerleyebilmesi adına siz meslektaşlarımızın davanın görüldüğü duruşma salonunda hukuki değer ve ilkeleri ve vicdani bir kararlılığı içeren sesleri ile bu mücadeleye çok büyük bir güç vereceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.