Onu duy…

Cezayir’de göçmen kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddete dikkat çekmek için başlatılan “Onu Duy” projesi hakkında ajansımıza konuşan Radia Boudıssa nefret suçuna varan söylemlere dikkat çekiyor. Ve göçmen kadınlar acı göç deneyimlerini anlatıyor...

NECWA RAHİM

Cezayir- Dünya mültecileşiyor... Böyle yalın olarak söylendiğinde pek bir anlam ifade etmiyor belki ama rakamlara bakıldığında da soğuk sayılar çıkıyor karşımıza. Alışıyoruz bu sayılara ve bu alışma hissi sayıların büyüklüğünün küçülmesine neden oluyor aslında. Şöyle ki 2019 yılında 272 milyon insan göç etti yerinden yurdundan. Pandemi ve koronavirüs kısıtlamalarının yoğun olarak uygulandığı 2020'de salgına rağmen arttı bu sayı. Raporlara göre geçtiğimiz yıl dünyada göçmen sayısının 281 milyon kişiyi bulduğu bilgisi işleniyor.  Bu veriler dünya nüfusunun yüzde 3,6'sının göçmen olduğunu ortaya koyuyor.

İletişimde Kadın Derneği  (L'association Femmes En Communication-FEC) kurumunun Proje  Sorumlusu ve Yöneticisi Radia Boudıssa kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet konularını vurgulamak için yeni başlattıkları projeleri hakkında ajansımıza konuştu. Dernek "Hear Her", “Onu Duy” projesi ile özellikle mülteci kadınların ve kız çocuklarının sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlıyor. Radia Boudıssa projeyi başlatmalarını elzem kılan hususları paylaşıyor bizimle ve ülkedeki acı ama bir o kadar da mücadele edilmesini gereklilik haline getirenler beliriyor önümüzde bir bir.

En çok kadınlar etkileniyor

Dünyadaki pek çok etmen göçe zorluyor milyonları. Binlerce yerinden edilmiş insan, yoksulluk, geleceksizlik, sağlık hizmetlerinden yoksun, eğitimden mahrum, gıda, barınma, temiz içme suyu, çevresel sorunla yüz yüze yaşam mücadelesi vermek zorunda kalıyor. Ekonomik nedenlerin yanı sıra, savaş, çatışmalar, ekolojik nedenler göçün başlıca nedenleri arasında yer alırken yeni umutlarla çıkılan göç yollarında en çok kadınlar ve çocuklar şiddet sarmalı cenderesinde yaşamlarını bir kaç kat fazla zorlukla sürdürmek zorunda kalıyor.

Önce gazeteciler hedefleniyor

İletişimde Kadın Derneği Proje Sorumlusu ve Yöneticisi Radia Boudıssa başlattıkları "Hear Her", “Onu Duy” ile en başta sivil toplum kuruluşu aktivistlerini, gazetecileri eğitmeyi amaçladıklarını kaydediyor. Projenin genel olarak amacının ise kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin azaltılması olduğunu kaydediyor Radia Boudıssa ve Cezayir’de göçmen kadınlara yönelik artan şiddete parmak basıyor. Göçmen kadınların sorunlarına ışık tutmak, şiddetin her türlüsü ile karşı karşıya kalan göçmen kadınların seslerini duyurmak istediklerini söylüyor. Ayrıca tüm dünyada olduğu gibi Cezayir’de de göçmen karşıtlığının artış gösterdiğini “Artık yeter”, “Cehenneme gidin göçmenler” gibi nefret içeren söylemlerin de önünü almak istediklerine işaret ediyor.

Proje bir yıl sürecek

İşte tam da bunun için projelerine gazeteci, sivil toplum aktörleri, hukukçu, insan hakları aktivistleri ile başladıklarını aktarıyor. Ayrıca proje kapsamında Cezayir ve Afrika’da eğitimler, atölyeler aracılığı ile konusunda uzmanlar tarafından eğitimler verildiğini ve bir yıl boyunca da verilmeye devam edeceğini ekliyor sözlerine. Radia Boudıssa, Temmuz 2022’de başlayan projenin 2023 Temmuz’una kadar süreceğini dile getiriyor.

Tacize ses çıkardığı için şiddete maruz kaldı

Proje ile ilgili olarak fikirlerini almak için göç deneyimleri sırasında şiddete maruz kalan göçmenlerle de konuştuk. Proje hakkında Cezayir'in Haidara Vadisi'nde bulunan Dar Diocesin'deki bazı yasadışı göçmenler, ülkelerinden kaçışları sırasında yaşadıkları şiddeti ve göç deneyimlerini ajansımıza anlattı.

Göçmenlerden Maria Mokala, kendisini cehenneme götüren koşulları anlatarak, "Kamerun'daki fakir ve kötüleşen yaşam koşullarından kaçtım, bu yüzden kaçakçılarla birlikte ayrılmaya karar verdim. Bir grup kadınla Cezayir'e girebildim ve iş aramak için bir yolculuğa çıktım. Hayatta kalmamıza yardımcı olacak yollar aramaya başladım" diye anlatıyor hikayesini. Bir süre sonra bulduğu işte çalışmaya başladığını ve çok değil bir kaç hafta içerisinde iş yeri sahibinin tacizlere başladığını söylüyor. Önce tacize maruz kaldığını tacize ses çıkarınca ise tehdit almaya başladığını, tehdidin ise şiddete dönüştüğünü aktarıyor ve şunları ekliyor; “Beni taciz etti ve reddedince beni tacizinin dozunu arttırdı. Tacize ses çıkardığım için şiddet gördüm. Eğer anlatırsam beni hırsızlık yapmakla itham edeceğini, şikayette bulunmamam gerektiğini söyledi.” Tehditlere boyun eğmediğini ve yüz yüze kaldığı tacizlere pabuç bırakmadığını fakat her kadının kendisi kadar şanslı olmadığını aktarıyor.

Yeni bir hayata yelken açma umuduyla...

Bir kadın merkezinde kalan Cezayirli Nour H. ise ailesinin göç yaşandıktan sonra hayatta olup olmadığını bilmediğini söylüyor. 2017 yılında göç yollarına düştüğünü anlatıyor. Tanıştığı ve birlikte yeni bir hayata adım atmak için göç yollarına çıktığı bir erkekle ülkeyi terk etmeyi hayal etmişler ve sonrasında kendisi şöyle anlatıyor öyküsünü;

“Benimle aynı dükkanda çalışan genç bir adamla tanıştıktan sonra, bu ülkeyi terk etmem ve hayatımı daha iyi hale getirmem gerektiğine neredeyse ikna oldum ve bu konuda tek destekçi, teşvik eden de oydu. Biraz para topladım ve birlikte gitmeye karar verdik ama beni soyup yolun ortasında bıraktı. Benim gibi kadınları fuhuş yapmaya zorladığını biliyorum ve bu yüzden mağdurlardan biriydim ama birçok denemeden sonra kaçmayı başardım ve derneklerden yardım istedim.”