Mısırlı Nesma El-Xetib: Kadınların korunması için bir ağ oluşturulmalı

Mısırlı kadınlar şiddete karşı birçok alanda başlattıkları kampanyalarla mücadele yürütürken, özellikle yargının faillere vereceği cezalarla şiddetin azalacağına inanıyor. Mısır’da aile içi şiddete dair bir kanunun olmadığına dikkat çeken Kadınlar İçin Hukuki Dayanışma İnisiyatifi’nden Nesma El-Xetib, kadınların korunmasına dair bir ağın oluşturulmasından kadın sorunları konusundaki birliğin aktifleşmesine kadar yeni yıla dair beklentilerini paylaştı.

ASMAA FATHÎ

Kahîre – Kendi egemenliğini kadının üzerinden sağlamaya çalışan erk zihniyet, her fırsatta kadınlara yönelik baskıcı uygulamalarını devreye sokarak, kendi hakimiyetini kurmaya çalışıyor. Evde, sokakta, hastanede, işyerinde, metroda, otobüste, sokakta ve kısacası yaşamın birçok yerinde kadınlar erkek şiddetine maruz kalıyor, katlediliyor, tacize, tecavüze uğruyor. Erk yargı da erk iktidarlarda şiddet uygulayan erkeğe hak ettiği cezayı vermediği için kadına yönelik saldırılar artıyor. Mısır’dan Türkiye’ye, İran’dan Tunus’a değişmeyen tek şey erk zihniyetin kadına olan bakışı. Kadınlar ise tüm bu şiddet sarmalına karşı dünyanın neresinde olursa olsun mücadelesini her şart ve koşulda sürdürüyor. Kadınlar hak gaspına karşı geçtiğimiz yılı mücadele ile geçirirken, Kadınlar İçin Hukuki Dayanışma İnisiyatifi Kurucusu Nesma El-Xetib, Mısırlı kadınların bir yıllık mücadelesini ajansımıza değerlendirdi.

2021 yılında kadınlar yaşadıkları sorunlar karşısında nasıl bir gelişim sağladı ve elde ettiği başarının neden ve araçları nelerdir?

2019 yılının sonlarına doğru dünyayı etkisi altına alan koronavirüs ile birlikte kadınlara yönelik şiddet, tecavüz ve taciz vakaları arttı. Kadınlar buna karşı yeni bir mekanizma kurarak mücadele yürüttü. 2019 yılında kurulan izleme biriminin yanı sıra sosyal medyanın kullanımı ve etkinleştirilmesi feminist mücadelenin gerçek başarısı için önemli bir araç oldu. Bu araçlardan önce prosedürler çok karmaşıktı. Kadınlar önce karakola, ardından savcılığa gidiyordu. Araştırma yapıldıktan sonra ancak soruşturma açılıyordu. Son iki yılda kadınlar hak kaybına yol açan ve zaman alan bu işlemlere karşı sosyal medyayı kullanmaya başladılar ve bu anlamda başarılı oldular. Sadece bu değil, mahkeme temyiz başvurusu 3 veya 5 gün sürüyor. Önceleri iki aydan fazla süren bu süreç, şimdi büyük ölçekte hızlı adalet olarak tanımlayabileceğimiz bir noktaya ulaştı.

Şiddete karşı kadınların hukuki olarak attığı adımlar nelerdir?

Özellikle aile içi şiddet ile ilgili yasalarda büyük sorunlar var. Kadınları koruyacak açık hiçbir yasa yok. Aile içi şiddet adında bir yasa yok. Son zamanlarda gençlik kampanyalarında odaklanıyordum. Birkaç genç kadın şiddete uğramış ve yaralanmışlardı. O zaman bunu duyurmak için savcının elektronik bir iletişimi vardı. Bu, adalete hızlı ulaşmak için önemliydi. Bu uygulamanın adı “savcının talepleri” idi. Bahsettiğim genç kadınlar, Ulusal Kadın Konseyi'ne ve Ulusal İnsan Hakları Konseyi'ne bir mesaj göndereceklerdi ve ardından taciz failinin kendileriyle temasa geçtiğini ve onu uyarmak için bir rapor oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Sosyal medya üzerinden çalışmalarımız oldu. 2021'de sunulan konulardan biri de tecavüzdü. Kadınları aile baskısından kurtarmak için yapılan bu bilinçlendirme kampanyalarında gönüllerinden geçeni konuştular.

“Kadınlar Yasanın Altında” kampanyasının konusu olan “destek” kavramından bahseder misiniz?

İlk başta 11 yıl sivil toplum kuruluşlarında çalıştım. Ev işçiliği olsun, taciz, tecavüz ve kadın sünneti olsun bu alanlarda çalıştım. Zamanla insanların soruşturma sırasında hukuki yardım almak için benimle iletişime geçmesine daha fazla ihtiyaç duyduklarını fark ettim. Bu anlamda çevremdekilerle kadınları desteklemenin iyi olacağını düşündüm. Bu kapsamda geçen yıl takip etmek istediğimiz politikalar ve yasalar açısından “destek” kavramı seçildi. Bu isme herkes katıldığı için ve daha da anlaşılır kılmak için “Kadınlara Hukuki Destek” adını verdik. Desteklediğimiz genç kadınlara yönelik her türlü şiddet vakası üzerinde çalışma yaptık. Ancak son zamanlarda aile içi şiddetin artığını görüyoruz. Bu anlamda bir yasanın çıkarılmasını herkes umut ediyor. Kampanya kapsamında savcılığa rapor sunduk.

Şiddete karşı Mısır’da “16 Gün Aktivizm” kampanyası yürütüldü. Bu kampanya birçok ülkede devam etti. Bu büyük ağın bu yılki sonuçlarını takip etmek mümkün mü?

Şiddete karşı 16 günlük kampanyanın büyümesinin nedenlerinden biri Barah Amin, Barah Al-Sour, Superwomen, Janoubia Hurra'nın gençlik çabaları ve 'Destek'in geliştirmesidir. İlk günden birbirimizi tamamlayan çalışmalar yaptığımızı fark ettim. Her birimiz bir konu üzerine çalışıyorduk ve birbirimizi tamamladık. 

Toplum kültürü yasaları nasıl etkiledi ve kadın ile erkek arasındaki eşit olmayan yasalar altında nasıl yaşıyoruz?

Her zaman derim ki kanunları yazanlar erkeklerdir. Kanun meselesi her zaman toplumun kültür ve geleneklerinin eline geçer. Örneğin; kızlarını öldürüp bir yıl hapis cezası alan babalar var. Yine yasalar erkeğin söylediklerini esas alıyor. “Kadınlar Yasanın Altındalar” kampanyasında Ceza Kanunu'nun 17’inci maddesinin uygulanmasındaki çelişkileri gösteren net bir model geliştirdi. Kısacası Mısır feminist hareketinin başarılar elde etmek için çalıştığını ve yakın gelecekte kadınların kazanımlarını da elde edeceğini söyleyebiliriz.

Kadınların çalışma sırasında ne gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor?

Gördüğüm en önemli sorun iftira. Bir kadın sendikalara ya da siyasi hareketlere katılmaya karar vermeye başladığı andan itibaren hedef alınıyor. Hukuk, kadınların çalışmalarındaki en önemli konulardan biri. Yasanın uygulanmasında doğru idari organların rolünün olmaması nedeniyle kadınlar hep sorunlarla karşılaşıyor. Erkekler bu nedenle yasalara uymuyor ve kadınlar sokaklarda tacize maruz kalıyor. Sivil toplum faaliyetlerine uygulanan abluka, birçok projenin hayata geçirilmesini engelliyor. Koronavirüs ile birlikte sorunlar daha da artı. Ancak sosyal medya, video ve diğer uzaktan iletişim biçimleri üzerine seminerler gibi feministler genellikle bu engeli ciddi şekilde aşabilecek alternatifler yaratıyor.

Yeni yılda beklentileriniz nelerdir?

Kadın sorunları konusundaki birliğin aktifleşmesini istiyorum. Cumhuriyet Başsavcılığının “Savcılığın Talepleri” adı altındaki linkin yeniden faaliyete geçmesini istiyoruz. Sivil toplum, İçişleri Bakanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı'nı birbirine bağlayan, kırsal ve kentsel alanlardaki tüm kadınları, özellikle sosyal medya hakkında hiçbir şey bilmeyen kadınları korumak amacıyla bir ağ bulmak için de çalışıyorlar.