Mısır’da yasağa rağmen kadın sünneti korkutucu boyutta

Mısır’da artan kadın sünnetinin korkutucu boyutlarda olduğunu söyleyen kadınlar, yargılamalar ve yasalara rağmen cezasızlığın hakim olduğuna dikkat çekiyor.

ASMAA FATHÎ

Kahire- Kadınlarda üreme organını kısmen ya da tamamen çıkarılması anlamına gelen kadın sünneti ya da kadın genital mutilasyonu çoğu ülkede yasaklamalara rağmen devam ediyor. İnsan hakkı ihlali olarak nitelendirilen işlem ağırlıklı olarak Asya, Afrika’daki ülkelerde uygulanıyor. Bu işleme ‘dini inanç’, ‘hijyen konusundaki yanlış bilgiler’, ‘bakireliğin korunması’ gibi nedenler gerekçe gösteriliyor.

Birleşmiş Milletler'in verilerine göre Mısır'da 15 ila 19 yaşlarındaki kız çocukları ve kadınların yüzde 81'i cinsel organları kesilmek suretiyle sünnet edildi. Ülkede kadın örgütleri sünnetin son bulması için sadece yasaların yeterli olmadığına dikkat çekiyor.  Kadın hakları örgütleri bir zihniyet değişikliğinin ihtiyacına işaret ediyor.

Suç sayılıyor ama ceza yok

Kahire Kalkınma ve Hukuk Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Avukat İntisar El-Said, sünnet olgusunun ruhu derinden etkilediğini söyledi. Kadın sünnetine yol açan en büyük krizin “ak”, “namus” ve “ahlak” olgularıyla bağlantılı olduğunu söyleyen İntisar El-Said, bu nedenle Arap, Afrika ve Mısır’da sünnet olgusunun günümüze kadar gelmesine neden olduğunu ifade etti. Mısır yasalarında sünnetin suç olarak görüldüğünü sözlerine ekleyen İntisar El-Said, ancak bu durumun buna rağmen sürdüğünü söyledi. İntisar El-Said, “Kanun, 2008'den itibaren sünneti, kalıcı sakatlığa neden olduğu için suç sayıyor. Ancak bunu yapanlar hakkında herhangi bir kanun çıkarılmamış. 2016 yılında kanunda bazı değişiklikler yapılmış ve 2021 yılında diğer değişiklikler meclis tarafından onaylandı. Bu değişikliklere göre kadın sünnetinin cezası 5 yıl oldu. Kalıcı bir sakatlık olduğunda bu ceza 7 yıl ve eğer ölüm ile sonuçlanırsa da 10 yıl ceza veriliyor” şeklinde konuştu.

Tamamlayıcı yasalara ihtiyaç var

Şuan bu suçu işleyen herkesin kanuna göre cezalandırıldığını ifade eden İntisar El-Said, eskiden yasadaki açıklık nedeniyle cezasızlığın hakim olduğunu ancak şimdi bu suçu işleyen herkesin yasalarla karşı karşıya kaldığını vurguladı. “Yasa metninin iyi olduğunu” ancak yine de Ceza Kanunu'nun kadınların suçları ihbar etmesine izin veren 99’uncu maddenin kullanılması gibi bir takım tamamlayıcı adımlara ihtiyaç olduğuna işaret eden İntisar El-Said, “Suçun işlendiği biliniyorsa;  yasalara uygun ayrımcılıkla mücadele edecek bağımsız bir komitenin oluşturulması gerekir. Çünkü sünnet kadına yönelik bir ayrımcılık ve şiddet biçimidir” ifadelerini kullandı.

Sünnet oranı korkutucu

Araştırmacı Emira Ebdullfetah da cezanın ağırlığının önemli olduğunu ancak bunun sonuç vermediğini söyledi. Emira Ebdullfetah, “Mısır'da kadın sünneti oranı endişe verici ve toplam kadın sayısının yüzde 86'sının 15 ila 49 yaşları arasında olduğu tahmin ediliyor” dedi. Bazı kuruluşların ve ulusal konseyin son dönemlerde erkeklerin sünnete karşı kampanyalara katılması yönündeki eğiliminin umut verici olduğunu dile getiren Emira Ebdullfetah, erkekleri kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarına dahil etmenin etkili bir yöntem olduğunu dile getirdi.

Sünnet olumsuz etki ediyor

Nadiya Cemal ise kendisine danışmak için gelen bir kadın ile erkeğin sünnetten etkilenmeleri olayını anlattı. Nadiya Cemal, “Uzun ve meşakkatli bir konuşmanın ardından gerçek ortaya çıktı. Erkek, eşinin yakınlığını samimi bulmuyor bu durumdan yakınıyordu. Birkaç kez görüştükten ve konuştuktan sonra, eşinin vahşi bir sünnet olayı ile karşı karşıya kaldığını öğrendik. Bu durum kadını uzaklaştırıp, korkutup, hissizleştirmiş” dedi.