Meriem Jamal Idrissi: Hakikat ile hukuk arasında boşluk var

Evli oldukları erkeklerden boşanarak çocuklarına tek başlarına bakan Faslı kadınlar, yasal anlamda birçok engel ile karşı karşıya kalıyor. Avukat Meriem Jamal Idrissi, “Gerçek ile hukuk arasında büyük bir uçurum var. Bu uçurumun kapatılması gerekiyor” ded

HANAN HARITE

Fas- Evli olduğu erkekten boşanan ve çocuğunun yasal velayetini eski eşinden almak için dava açan Faslı sanatçı Jamila El Haouni, erkeğin çocuklar üzerindeki velayeti yasasının kalkmasını istiyor. Jamila El Haouni’nin davası ülkede velayet uygulamasına ilişkin tartışmaları gündeme getirdi. Jamila El Haouni, Aralık 12 yaşındaki çocuğunun velayetini almak istiyor.

Anne velayetten mahrum bırakılıyor

Fas’ta Aile Kanunu'nun dördüncü bölümünde, çocukların bakımının anne ve babanın sorumluluğunda olduğu belirtiliyor. Ancak 230, 231, 236 ve 237’nci maddeler velayette babayı birinci sıraya koyuyor. 236’ncı madde çocukların velayetinin babada olduğunu ve bir yargı kararı dışında velayetten yoksun bırakılamayacağını belirtiyor. Bu madde babanın velayetini yerine getirmesine engel bir durumun bulunması halinde, annenin yalnızca çocukların acil menfaatlerini yerine getirmesine izin veriyor. 237. maddeye göre de babanın anneyi velayetten mahrum etme hakkı var.

Yasalar çelişiyor

Aile Kanunu’ndaki bu düzenlemeler ebeveynleri çocukların haklarını eşit olarak güvence altına almakla yükümlü kılan 54’üncü madde gibi diğer düzenlemelerle çelişiyor. Fas'taki hukuk aktivistleri, yasadaki maddelerin değiştirilmesini ve çocukların velayetinde anne ile baba ya da kadın ile erkek arasında eşitlik sağlanmasını istiyor.

Evrensel ilke hatırlatması

Kadın Birliği Örgütü Ulusal Metin Üyesi ve Dar Al-Beyda’daki avukat Meriem Jamal Idrissi, Fas’taki ilgili taraflara seslenerek aile yasasında gerekli değişikliklerin yapılmasını istedi. Meriem Jamal Idrissi, “Çocuk bakımı ve velayetin erkek ve kadın arasında eşit olması gerekiyor. Bunun anayasal ve evrensel bir ilke olduğunu biliyoruz” dedi.

Meriem Jamal Idrissi, “Boşanmış, çocuklarının velayetini elinde bulunduran birçok kadın görüyorum. Bu kadınlar çocuklarıyla ilgili idari ve mali belgeler anlamında birçok sorun yaşıyor. Kimi anne çocuklarının paralarını korumak ve okul masraflarını karşılayabilmek için onlara banka hesabı açıyorlar. Anne çocuğunun hesabına para yatırabiliyor. Ancak parayı çekmek istediğinde böyle bir hakkı yok. Parayı çekme hakkı babaya verilmiş durumda” diyerek sadece babanın yasalar karşısında hak sahibi olduğuna değindi.  Bir kadın evli olduğu erkekten boşandığında çocuğuna sahip çıktığını sözlerine ekleyen Meriem Jamal Idrissi, Aile Yasası’nın 163 ile 164 maddelerine değinerek kadınların idari ve mali konularda çocuklarıyla ilgilenme hakkının olmadığına işaret etti.

‘Büyük zaman ve masraf gerekiyor’

Bazı durumlarda babanın ahlak ile gibi konularda tutuklandığını ya da ölüm ile müebbet hapis cezasına çarptırıldığını ifade eden Meriem Jamal Idrissi, “Böylesi bir durumda annelerin durumu daha da ağırlaştırılıyor. Anne idari, adli ve hukuki engellerle karşılaşıyor. Çocuğun haklarını kullanmasına izin veren acil emirler çıkarmak annelerin büyük masraflarına ve zamanına mal oluyor” diye konuştu.

‘Sağlık ve eğitimde de zorluklarla karşılaşıyorlar’

Çocukların kamuda okutulması veya devlet hastanelerinde tedavi görmesi konusuna da değinen Meriem Jamal Idrissi, “Bu iki hak söz konusu olduğunda, imza atmak için para isteyen babalar olduğu için kadınlar birçok engelle karşılaşıyor” diye ifade etti.

Annenin tatil yapmak için çocuklarıyla yurt dışına gitmek istemesi durumunda da bir dizi sorun ve engelle karşı karşıya geldiğini dile getiren  Meriem Jamal Idrissi, “Anne çocuklarıyla seyahat etmek istediğinde ve babadan seyahat izin belgesini imzalamasını istediğinde baba reddediyor ve bunlar engel oluyor. Kanun, pasaport ve vizeyi hazırlamak için babanın hazır bulunmasını zorunlu kılıyor” dedi. Bu durumun, ayrımcı hukuk metinlerinin kurbanı olan birçok çocuğun yüksek yararının yitirilmesine neden olduğuna dikkat çeken Meriem Jamal Idrissi, hukukun ve gerçekliğin gelişmesine, kadınların karar verme ve sorumluluk pozisyonlarını üstlenmelerine rağmen, kadınların bu konuda yeterli güce sahip olmadıklarını anlattı.

‘Yeniden gözden geçirilmeli’

“Gerçek ile hukuk arasında büyük bir uçurum var ve yargı pratiği ile gerçeklik arasındaki uçurum kapatılmalıdır” diyen Meriem Jamal Idrissi,  “Ceza hukukunun yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor” sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.