Merceda Ghaedi: Geçtiğimiz yıl İranlıların ‘direniş ve adalet hareketi’ yılıydı

“Adalet” talebi tüm dünyanın belki ortak arayış içerisinde olduğu ve bu arayışın en ön saflarında kadınların yer aldığı bir talep olarak gözler önünde. İranlı eski politik tutsak ve adalet arayışçısı Merceda Ghaedi ile konuştuk.

SEMİRA SALAVATİ

Haber Merkezi – Hak arayışı, örselenmiş adalet duygusu son yıllarda insanlığın başa çıkmaya çalıştığı ortak mesele. Politik nedenlerden, hukuki, duygusal, toplumsal nedenlere kadar adalet duygusunu yitiren toplumlar da çürümenin izleri her alanda kendini gösteriyor. Adalet arayışı ve hak savunuculuğuna bir de Merceda Ghaedi’nin gözünden İran cephesinden bakmak istedik. Eski bir politik tutsak ve adalet arayışçısı Merceda Ghaedi, ülkesindeki bir kaç örnekten yola çıkarak bizlere İran’da adalet ve hukuk arayışını anlattı. “Geçtiğimiz yıl İranlıların direniş ve adalet hareketi yılıydı” diyen Merceda Ghaedi, son bir yılı anlatmaya bu sözlerle başlıyor. Su hakkından, doğa savunuculuğuna hukuka, başörtüsüne, inanç özgürlüğüne, spor yapabilme özgürlüğüne İran’da adalet ve hak savunuculuğu aslında kör gözlerin gör dediği cinsten.

İran’da 85’ten fazla davacının, tanığın katılımıyla bir dava gerçekleşti. Bu Hamid Nuri’nin davasıydı. Bu davada ülkede hak ve adalet arayışının bir parçasıydı. Bilindiği üzere Hamid Nuri, 2019 yılında Arlanda Havalimanı’nda “savaş suçlusu” olarak gözaltına alınarak tutuklandı ve yargılanmaya başlandı. İranlı aktivistelerde büyük bir sevinç yarattı bu durum. Kimdi Hamid Nuri? Türkiye’nin Esat Oktay olarak tanıdığı ismin İran versiyonu demek yanlış olur mu? Hayır, olmaz aslında. 1988’lı yıllarda 5 bin tutsağın idama gönderildiği, yüzlerce ve belki de binlercesini işkence, tecavüze maruz bırakıldığı eylemleri yapanlardan yalnızca biriydi Hamid Nuri. Çıktığı mahkemelerde atılı suçların hepsini inkar etse dahi, İranlı adalet arayışçılarının yargılamaların yapıldığı mahkeme salonlarında müdahil olması görüntü ve fotoğrafları hale akıllarda tazeliğini koruyor. 1980'lerin siyasi tutsağı Masedeh Ghaedi ile bir röportaj gerçekleştirdik ve savunuculuk hareketinin faaliyetlerini ve gerçekleşen davaların sonuçlarını inceledik.

“Tutuklanan kadınlar kayıt altına bile alınmadı”

Hem Hamid Nuri'nin yargılanmasını hem de geçen yılki insan hakları davalarını ya da genel olarak davaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçtiğimiz yıl dava hareketi büyük adımlar attı. Aileler protestolarına ve savunuculuk hareketlerine devam ediyor. Anneler her alanda adalet arıyor. İran İslam Hükümeti'ne rağmen, annelerimizin dediği gibi, ellerimizde taşıdığımız şehit fotoğraflarımızın hala artacağını bilmemize rağmen...

Geçen yıl gerçekleşen ilk şey, 1988'de o dönemin siyasi mahkumlarından birinin katledilmesinde rol oynayan eski cezaevi başkan yardımcısı Hamid Nuri'nin tutuklanmasıydı. Mahkemede, 10 yıldır hapishane gardiyanı olduğunu ve başlangıçta sadece Kürdistan'a yönelik baskılama politikalarında bulunduğunu belirtti. Tutuklanmasından 19 ay sonra, Hamid Nuri'nin davası başladığında sekiz ay devam eden duruşma gerçekleşti. 85 tanık müdahil oldu. Yaşadığımız trajediyi aslında biz hala anlatamadık. Bilenler o dönemin kırbaç seslerini hala duyabiliyorlar. Müslüman olmadığını söyleyen herkes idam edildi. Yapılanların çoğu gayri resmiydi. Kadınların çoğu mahkemeye bile çıkarılmadı. Dua etmeyen devrimci kadınların çocukları işkence gördü, dua etmeye zorlandı, namaz kılmaya zorlandı. Kadın erkek çocuk bu böyleydi. Maalesef şu anda mahkemeler kadınlar resmi olarak tutuklanmadığı için daha çok erkeklerin ön planda müdahil olduğu bir süreç yürüyor.

“Suçlarını inkar etti”

Mahkemeyi anlatır mısınız? Hamid Nuri’nin suçları, itirafları ve bunlar mahkemeyi nasıl etkiledi, hukuki sürece katkısı oldu mu?

Hamid Nuri'nin kendini savunmak zorunda kaldığı birkaç gün içinde mahkemedeydim ve işlediği tüm korkunç suçları kabul etmedi. Müdahil oldum hikayeler uydurduklarını söyledim. Sonrasında da bahsettiğimiz dönemde başka bir cezaevinde olduğunu söyledi. Ölüm mangalarında gördüğümüz bir isim. Aliler tarafından da cezaevi etrafında hep görülmüş, işkence gören çocuklar görmüş.

“Ağır bir ceza almasını umuyoruz”

Duruşma yaklaşırken, İran İslam Cumhuriyeti'nden Hamid Nuri duruşması sırasında nasıl tepki geldi ve suçları desteklendi mi?

İlk başta, Hamid Nuri küçük itiraflarda bulundu, ancak duruşmadan sonra aslında bir tavır almak zorunda kaldı. İslam Cumhuriyeti'nin ajanları, elçilikler ve ailesi bizimle aynı odada bulunuyor ve onu dinliyordu.

Hamid Nuri'nin davası sona erdikten ve yapılan prosedürlerden sonra, eylemlerinin ve suçlarının cezasına çarptırılacağını umabilir miyiz?

Beklemek zorundayız ama bu davada çalışan avukatlar çok umutlu. Hamid Nuri için ağır bir ceza almayı umuyorlar. Mahkemeden alacağımız olumlu sonuç bizi tatmin edecek. Biz de bu cezayı bekliyoruz.

Gördüğümüz gibi, bugün birçok sanatçı, entelektüel ve aktivist, adalet arayanların ailesine verilen desteğin bir işareti olarak görülüyor. Savunuculuk hareketinin İran'da adaleti sağlamak için ülke çapında bir hareket haline gelmesinin zamanı gelmedi mi sizce de?

Hem siyasi tutsakların hem de halkın ailelerinin onlarla birlikte olması gerçekten önemli. Adalet arayışına katılanların sayısı ne kadar artarsa aslında baskıların da dozu o kadar düşmek zorunda. Bizim ardından yas tutup, göz yaşı döktüğümüz evlerimizden çok mezarlarımız var...