“Kanunlar ve toplum Libyalı kadınların lider olmasını istemiyor”
Libyalı İnsan Hakları Aktivisti ve Avukat Rawya El-Cazoyî, Libya’da özellikle yerel yönetimde cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığını belirterek, kanun ve toplumun Libyalı kadınların lider olmasını istemediğini belirtti.
HINDIYA AL-ASHEPY
Bingazi - Libya'daki Belediye Seçimleri Merkez Komitesi, 2011 devriminden sonra ülke tarihindeki ilk belediye seçimlerini 2013 yılında düzenledi. Bu konseyler, Libya’da yıllarca süren çatışma ve savaşların ardından şimdi ikinci belediye seçimlerine hazırlanıyor. Libya’da 90 belediye meclisi olmasına rağmen bu meclislerde kadın sayısı çok az. Uzmanlara göre, kadınların liderlik pozisyonlarına girmesine izin vermeyen toplumsal nedenler kadınların hak ve özgürlüklerini önemli ölçüde kısıtlıyor. İnsan Hakları Aktivisti ve Avukat Rawya El-Cazoyî, Libya yasalarını ve bu yasalardaki kadın haklarını ajansımıza değerlendirdi.
“Kadınların hakları ihlal ediliyor”
Anayasada kadınlara bazı haklar tanınmasına rağmen belediyelerde bu hakların ihlal edildiğini söyleyen Rawya El-Cazoyî, “Ülkenin anayasal bildirgesinde cinsiyetlerin hak ve görevlerinde tam eşitlik tanımlanmış olmasına rağmen, belediye ve bölge meclislerinin faaliyetlerine ilişkin 59 sayılı kanun, kadınların bu meclisleri yönetme haklarını ciddi şekilde ihlal ediyor. Erkeklere 7, kadınlara sadece bir sandalye hakkı veriliyor. Libya'daki yerel yönetim sistemine ilişkin 2012 tarihli 59 sayılı yasanın 26’ncı maddesinde ‘Belediye meclisi, belediye idari çerçevesi içinde, bir üye kadın ve bir üye engelli olmak üzere, özellikle devrimci olmak üzere doğrudan gizli oyla seçilen üyelerden oluşacaktır’ diyor” bilgilendirmesinde bulundu.
“Kadın haklarını düzenleyen yasa çıkarılmalı”
Özellikle Libya'da nüfus sayımında kadın sayısının erkek sayısından fazla olması nedeniyle yasanın belediye meclislerinde temsil edilmesinin doğru olmadığını söyleyen Rawya El-Cazoyî, "Bu yasanın değiştirilmesini talep ediyorum. Libya Temsilciler Meclisi'ne ve ülkedeki yasal makamlara seslenerek, ülkedeki belediyelerin ve yerel meclislerin çalışmalarında kadın haklarını düzenleyen bir yasa çıkarmaya çağırıyorum. Meclislere katılan kadınlar, özellikle dijital ağ siteleri aracılığıyla, siyasi arenadan dışlanmaları için kendilerine karşı yasa dışı kampanyalara maruz kalıyor” şeklinde konuştu.
“Farkındalık kampanyaları yapılmalı”
Kadınların siyasi mecralardan uzaklaştırılmasında aşiretlerin büyük rolü olduğunu kaydeden Rawya El-Cazoyî, sözlerine şöyle devam etti: “Silahların yaygınlaşması, kadınlara yönelik fiziki ve sözlü şiddet, kadınların doğrudan zarar görme korkusuyla siyasi arenadan uzak durmasına neden oluyor. Ülkenin bazı bölgelerinde kadınlar toplumsal baskıdan dolayı adaylığını koyamıyor. Kadınların belediye ve bölge meclislerindeki varlığını artırmak için farkındalık kampanyaları yapılmalı. Ayrıca, kadınların bu meclislerde pozisyon alma kotasını artırmak ve toplumdaki rollerini etkinleştirilmelidir. Bunun içinde Libyalı kadınlara özel bir meclis kurulmasını öneriyorum.”
“Toplumsal baskı var”
Kadınların yerel meclis ve belediyelerin liderliğine katılmasını engelleyen toplumsal nedenlere değinen Sivil Aktivist ve Kadın ve Çocuk Sorunları Araştırmacısı Şîm Bûfenane ise, "Libya'daki toplum, kadınların özgürlüklerini ve haklarını kısıtlayan ve geri kalmış bir toplumdur. Bu toplum, kadınların devlet kurumlarında görev almasını istemiyor. Libya’daki kadınların çoğu, seçim sürecinde ve yerel ve belediye seçimlerinde oy kullanırken kadınlara değil de erkek adaylara oy veriyor ve bu toplumun kültüründen kaynaklanıyor. Aşiretler, farklı kurumlarda kadının rolünün gelişmesinde önemli bir role sahiptir. Kadınların lider olması iş performansını artırıyor” dedi.
Uluslararası Çalışma Örgütü 2019'da yayınladığı raporda, birkaç ülkedeki lider kadınların varlığının etkisine değinerek, gayri safi yurt içi hasılayı artırdığı için özel ve kamu kurumlarında liderlik seviyelerinde cinsiyet çeşitliliğine olan ihtiyacı vurguladı.