HDP iddianamesinde kadınların mimikleri bile suç sayıldı!

Kadın partisi olarak anılan HDP’nin kapatma davası ile ilgili hazırlanan iddianamede kadın siyasetçilerle ilgili suçlamalar “bu kadar da olmaz” dedirtiyor. Kadın cinayetlerine karşı durmaktan şiddete karşı açıklama yapmakla suçlanan kadınların konuşmaları sırasındaki mimikleri bile iddianamede yer aldı.

Haber Merkezi- HDP Türkiye’deki siyasi partiler içinde özellikle kadınlara yönelik politikalarıyla en önde yer alıyor. Karar ve yetki organlarında kadınların yer almasının yanı sıra uygulanan eş başkanlık sistemi, milletvekili sıralarındaki kadınların varlığı, meclisteki kadın grubu ve kadın meclisleri HDP’yi bir kadın partisi olarak tanımlanmasına yetiyor. Kapılarını tüm demokratik kadın kurumlarına açan ve onlarla işbirliği içinde olan HDP’nin kapatılması ile ilgili hazırlanan iddianamede kadınlarla ilgili suçlamalar da oldukça dikkat çekici. Türkiye’de yükselen kadın katliamlarına karşı açıklamalardan, kadına karşı şiddete karşı durma çağrıları bile suç delili sayılıyor. Bu da yetmiyor kadın siyasetçilerin konuşurken mimikleri ve hitap tarzları da suç konusu ediliyor.  

HDP’nin kapatılması için hazırlanan 843 sayfalık iddianamede eş başkanlarda dahil olmak üzere 451 isim hakkında siyasi yasak isteniyor. Siyasetçilerin 2014 yılından günümüze katıldıkları açıklamalar, mitingler, TV programları, röportajlar ve etkinlikler yine suç olarak nitelendiriliyor.

25 Kasım suç sayıldı

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla “Erkek Şiddeti ideolojiktir, öz savunma haktır” pankartı suç sayılan metaryellerden yalnızca biri. 7 Haziran 2015 seçimlerinde seçilen HDP Siirt Milletvekili ve sonrasında ise 2019 yılına kadar HDP üyesi olan Hatice Kocaman’ın bu pankart arkasında konuşma yapması suç konusu.

Yine hakkında siyasi yasak istenen Nursel Aydoğan’ın Paris’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçiden biri olan Leyla Şaylemez’in Mersin’deki mezarı başında yaptığı konuşma da suçlama konusu olarak yer alıyor. İddianamede Nursel Aydoğan’ın burada yaptığı “En değerli yoldaşımızı katletseniz de biz mücadelemize devam edeceğiz olmuştur...” sözleri gerekçe gösterilerek verilen 10 ay hapis cezası hatırlatılıyor. Ayrıca Şırnak’ta kurulan “Çözüm Çadırı”ndaki “Barış Nöbeti”nde asılan pankartlar ve atılan sloganlar gerekçesiyle verilen hapis cezası da “delil” olarak sunuluyor.

Örgütlenme çağrısı da iddianamede

İddianamede Zekiye Alkan, Dilan Kortak, Zülküf Gezen, HDP ve DBP yöneticilerinin isimleri kısaltılarak veriliyor. HDP’li siyasetçilerin cenazelere katılmaları da suç sayılıyor. Kadın siyasetçilerin partilerine örgütlenme çağrıları da delillerden biri. Nuran İmir’in 25 Mayıs 2019 tarihinde Van’da yaptığı konuşmada “Biz bu Van'ın meydanındaki direnişi ile demokrasiye, barışa, özgürlüğe gönül vermiş bütün insanlara selam gönderiyoruz” ifadeleri de “örgüt propagandası” olarak gösteriliyor.

Kadın etkinliği suçlama konusu 

Milletvekili Feleknas Uca’nın ise 24 Mayıs 2015’te Kongreya Jinên Azad (KJA) ve HDP’nin Diyarbakır’da bulunan Koşuyolu Parkı’nda gerçekleştirdiği “Kadınlar Yeni Yaşam İçin Buluşuyor” sloganı ile yaptıkları etkinliğine katılması da suçlama olarak yöneltiliyor. Ayrıca HDP 25’inci Dönem Kars Milletvekili Şafak Özanli hakkında da 2015 yılında askerlerin bir minibüsü tarayarak katlettiği Kamber Morkoç’un cenaze töreninde fail olarak askerleri işaret etmesi delillerden biri. DTK bünyesinde yer alan Mülkiye Birtane’nin de hakkında açılan ve hapis cezası verilen davası iddianameye eklendi.

Efrîn’e saldırılar için “savaş” diyen Filiz Kerestecioğlu, saldırıları eleştiren Serpil Kemalbay da iddianamede ismi geçenlerden.

Mimikler suç sayıldı

HDP 25’inci Dönem Mersin Milletvekili Çilem Küçükkeleş ve İstanbul Milletvekili Emine Beyza Üstün’e ilişkin bölümde ise Çilem Küçükkeleş’in KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı dönem gazetede yayınlanan haberler suçlama konusu. İddianameyi hazırlayan savcı, siyasetçi Leyla Güven’i “suçlu” ilan eden, Leyla Güven açlık grevindeyken onun için dayanışma çağrıları yapanları ise “suçluyu övmek” ile yargılayan soruşturma dosyaları ile fezlekeleri iddianameye koymaktan geri durmadı. Üstelik Leyla Güven’in konuşma tavrı, mimikleri de suç olarak metinde yerini aldı. İddianamede, Tevgera Jinên Azad’ın “Em Xwe Diparêzin” kampanyası da suçlama sayıldı.