Gazeteci Beritan Canözer hakkındaki dava reddedildi
Gazeteci Beritan Canözer hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın, daha önce aynı suçlamayla yargılandığı gerekçesiyle reddine karar verildi.
Haber Merkezi- Amed’de açık tanık Ümit Akbıyık'ın verdiği ifadeler üzerine 25 Nisan’da "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklanan ve 58 gün sonra serbest bırakılan gazeteci Beritan Canözer hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması görüldü.
Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Beritan Canözer ve avukatı Muharrem Erbey hazır bulundu. Açık tanık Ümit Akbıyık da bulunduğu yerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve gazeteciler de duruşmayı takip etti.
‘2015 yılından bu yana yargı taciziyle karşı karşıyayım’
Duruşmada savunma yapan Beritan Canözer, “10 yıldır gazeteciyim. Birçok haber yaptım. Sur ilçesinde haber yaptım. Bunu gizli ve saklı yapmadım. Bu da suç teşkil etmez” dedi. İlk gözaltına alındığı 2015 yılından bu yana yargı tacizi ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Beritan Canözer, “Ya açık tanık-gizli tanık beyanlarıyla ya da yaptığım haberler nedeniyle hakkımda soruşturmalar açılıyor. Daha önce birçok davada beraat, takipsizlik kararları verildi. Bir kentte yaşanan toplumsal olayları haber yapmak gazetecinin sorumluluğudur. Gazetecilik yapmak suç değil. Kürt basınında çalıştığım için bu baskılara maruz kalıyorum” diye konuştu.
‘Mükerrer bir yargılama söz konusu’
Yaptığı 800 haber içerisinden 20-30 tanesinin ayıklanarak dava dosyasına eklendiğine dikkat çeken Beritan Canözer, gazeteciliğinin manipüle edilmek istendiğini söyledi. Politika, kadın, çocuk, ekoloji, ekonomi, spor, sağlık alanlarında da onlarca haber yaptığını dile getiren Beritan Canözer, şunları dile getirdi:
“Sur’da yaptığım haberler nedeniyle daha önce de yargılandım ve beraat ettim. O zaman da gazeteciydim bugün de gazeteciyim farklı bir konumum yok. 2015 ve 2016 yılını anlattığı için bağlantı devam ediyor. Yani aslında mükerrer bir yargılanma söz konusudur. Bu dosyanın en simge olayı ise fotoğraf makinamın hala emniyetin elinde inceleme adı altında tutuluyor olmasıdır. Ayrıca en temel konu Kürt basınında çalışmamdır. Bu da suç değildir. Tüm bunların ışığında beraatimi talep ediyorum.”
‘Açık tanık 600’ü aşkın isim vermiş’
Daha sonra Beritan Canözer’in avukatı Muharrem Erbey savunma yaptı. Savunmalarını yazılı sunduklarını ve savcının mütalaasına iştirak etmediklerini belirten Muharrem Erbey, “Açık tanık müvekkille tanışır tanışmaz müvekkilin kendisine örgüt üyesi olduğunu söylediğini belirtti. Bu hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Açık tanık gözaltı sürecinde çelişkili ve şüpheli bir süreç geçirmiştir. 17 adres göstermiş 600’ü aşkın da isim vermiş. Bunu yapması için uyumaması, yememesi, içmemesi gerekir. Bunun da imkanı yoktur” dedi.
‘Türkiye’nin gazetecilere fobisi var’
Dosyada suç teşkil eden somut bir şey olmadığına vurgu yapan Muharrem Erbey, “Yapılan ev aramalarında suç teşkil eden bir şey de bulunmadı. Fakat fotoğraf makinesine el konuldu ve verilmedi. Gözaltına alınan her Kürt gazetecinin malzemelerine el konuluyor işlevsiz bırakmak için. Yine en çok tutuklu gazeteci Türkiye’de bulunuyor. Türkiye’nin gazetecilere fobisi var. Müvekkilin beraatını talep ediyorum” diye konuştu.
Mahkeme, Beritan Canözer’in daha önce aynı suçlama nedeniyle Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı gerekçesiyle bu davanın reddine karar verdi.