‘Filistin Ceza Yasası ile kadınlar iki kez öldürülüyor!’

Avukat Heba Samir Hijazi, 87 yıl önce hazırlanan Filistin Ceza Yasası’nın, kadına yönelik şiddeti önlemediğine dikkat çekerek, “Kadınlar iki kez öldürülüyor. Hayatını kaybettiğinde, ikincisi ise öldürülmesi ‘ahlaki’ saiklerle haklı gösterildiğinde” dedi.

NAGHAM KARAJEH

Gazze - Filistin’de 87 yıl önce hazırlanan Ceza Yasası, kadınlara yönelik işlenen suçlarda yeterli cezaları getirmediği gibi kadınların eşitlik mücadelesini de engelliyor. Avukat Heba Samir Hijazi, 1936 tarihli Filistin Ceza Yasası'nın toplumsal gelişmelerden ve kadın sorunlarının çözümünden uzak olduğunu belirtti.

‘Ceza Kanunu mevcut gerçeklikle uyumlu değil’

Heba Samir Hijazi, söz konusu ceza yasasının eşitliğin uygulanmasını, adaletin sağlanmasını ve kadınların haklarına erişimini engellediğini vurguladı. Dijital şiddet gibi güncel sorunları kapsamayan yasanın, kadınlar için ayrımcılık, şiddet ve adaletsizlik gibi riskleri de beraberinde getirdiğini belirten Heba Samir Hijazi şunları kaydetti:

“Filistinli kadınların aile içi şiddet, cinsel taciz ve şantaj gibi karşı karşıya kaldıkları güncel sorunlar göz ardı ediliyor. Filistin Ceza Kanunu mevcut gerçekle uyumlu değil, eşitlik, kadın hakları konusunda bazı önyargılı metinler içeriyor. Eski Filistin Ceza Yasası şiddet mağdurlarına yeterli koruma sağlamıyor ve failleri caydırıcı şekilde cezalandırmıyor. Özellikle cinsel taciz ve her türlü şiddet vakalarında cezaların kapsamı genişletilmeli ve mekanizmalar güçlendirilmeli.”

‘Ayrımcı hükümler değişmeli’

Filistin Ceza Kanunu’ndaki ayrımcı hükümlerin değişmesini istediklerini belirten Heba Samir Hijazi, “Yasal olarak kadın hakları güçlendirilmeli, kadınlara tam koruma sağlanmalı, yaşamın her alanında cinsiyet eşitliği olmalı, kadınların karar alma mekanizmalarına katılımları sağlanmalı, kanunların hazırlanmasında kadınlar da yer almalı. Kadınlar kanunların hazırlanması sürecine katılmalı” şeklinde konuştu.

‘18’inci madde şiddet oranlarının artmasına neden oluyor’

1936 tarihli Filistin Ceza Kanunu'nun 18’inci maddesini örnek gösteren Heba Samir Hijazi, şunları aktardı: “18’inci maddeye göre fail ‘namus’ adı altında cinayet işlerse veya şiddet uygularsa caydırıcı bir cezaya tabi tutulmuyor. Bu da kadın ve kız çocuklarına yönelik cinayet ve şiddet oranlarının artmasına neden oluyor. 18’inci maddeye göre ‘namus’ aldı altında işlenen cinayetlerde yargı erkeklerden yana olurken, 7 aya kadar hafif bir hapis cezası alabiliyor. Yine aynı maddeye göre cinayet işlenmesi durumunda öldürülen kadının ailesine ‘kan parası’ verilmesi durumunda fail serbest bırakılıyor. Cinayet vakalarının çoğunda fail hak ettiği cezayı almadığı gibi dava iki aile arasında içilen bir fincan kahve ile son buluyor.”

‘Adil bir yasa çıkarılmasını umuyoruz’

Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da adil bir ceza yasası çıkarılmasını umduklarını söyleyen Heba Samir Hijazi, “Çıkarılacak yasayla kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle ilgili vakaların izlenmesi süreci genişletilmeli. Ceza soruşturmaları dahil olmak üzere adli mekanizmalar etkinleştirilmeli. Davaların geçerliliği ve adaletin uygulanması sağlanmalı. Faillere müsamaha gösteren yasal metinler kaldırılmalı” önerilerini sıraladı.

‘Şiddeti önlemek için ceza kanunları değiştirilmeli’

Ceza davalarında gerçek adaletin uygulanmasını sağlamak için kadınların katledildiği davaları düzenleyen metinlerin incelenmesi gerektiğini kaydeden Heba Samir Hijazi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şiddeti önlemek için ceza kanunları değiştirilmeli, incelenmesi gereken maddeler belirlenmeli. Öldürülen kadınların hikayesine baktığımızda faillerin suçlarını gizlemek ve cezadan kurtulmak için ‘namus’ bahanesine sığındıklarını görüyoruz. Yapılan yargılamalarda olay yeri inceleme ve adli tıp araştırması yapılmıyor. Mağdur iki kez öldürülüyor. Birincisi hayatını kaybettiğinde, ikincisi ise öldürülmesinin ahlaki saiklerle haklı gösterilmesi veya davanın kan parası ödenerek çözülmesi durumunda” dedi.