Faslı kadınlar, evlilik sürecinde edinilmiş mallardan hakkını alamıyor

Avukat Zahira Haidan, Fas Aile Kanununun kadınların evlilik sırasında edinilen mallardan haklarına düşeni almalarını sağlayacak şekilde düzenlenmesini isteyerek, “Ev kadınlarının ev işleri ve günlük görevlerle aileye sunduğu katkı görülmeli” diye konuştu.

RECA XÊRAT

Fas – Fas'ta 2004’ten bu yana yürürlükte olan Aile Kanunu’nun değiştirilmesi için kadın hakları savunucuları mücadele ediyor.  Aile Kanunu'nda yapılmak istenen değişikliklerden biri de, evlilik sürecinde edinilmiş malların boşandıktan sonraki süreçteki paylaşımı konusu.  Fas'taki insan hakları ve feminist örgütlerin kadınların aleyhine olan düzenlemelerin değiştirilmesine yönelik talepleri ‘İslami’ açıdan Yüksek İlim Konseyi’nde değerlendirilecek.

‘Kadının katkıları nedeniyle servetten pay verilirdi’

İnsan hakları savunucusu Marakeşli avukat Zahira Haidan, kadınların ailenin zenginliğinin gelişmesine katkıda bulunduğunu ancak Fas'ın bazı bölgelerinde bu katkının net bir şekilde belirlenmediğini söyledi. Zahira Haidan, “Mesela Fas'ın güneyindeki bölgelerde buna ‘çalışma ve çabalama’ deniyor, Kuzey Fas'ta buna ev işlerinin payını ‘zorluklara katlanma hakkı’ deniyor. Bölgelere göre isim farklılıklarına rağmen, eski çağlardan itibaren kadının eşinin ölümü veya boşanması durumunda kabilelerin bir araya gelerek bu zenginliğin oluşmasına yaptığı katkı nedeniyle, eşin bıraktığı servetten kadına da pay verilirdi” dedi.

‘49’uncu maddeyi sağlayan koşullar yok’

Kadınların evli oldukları erkeklerin köylerinden uzak şehirlere çalışmaya gittiğini kadınların da evlerinde örgü, dokuma halıları, yün battaniyeleri ve diğer el yapımı ürünleri ürettiklerini söyleyen Zahira Haidan, “Bu da kadınlara evlilik ilişkisi süresince elde edilen servetten hakkına düşenin verilmesini gerektirir. Bunlar yalnızca bu bölgelerde, daha önceleri geçerli olan gelenekler olarak kaldıklarından ve boşanmadan sonra malların eşler arasında paylaştırılmasını öngören 49’uncu maddeyi sağlayan koşullarla artık yürürlükte değildir” diye konuştu.

‘Kayıt dışı çalışan ya da ev içinde çalışan kadınlar delil gösteremiyor’

49’uncu maddede yer alan “Çalışma ve çabalama” ilkesinde “Eşler, evlilik ilişkisi sırasında oluşan malları paylaşma konusunda anlaşabilirler” tanımının yer aldığını belirten Zahira Haidan, şunları kaydetti:

“Bu ilkenin her iki tarafın mali sorumluluğunun bağımsızlığı olduğunu ve evlilik ilişkisi sırasında edinilen şeyin her iki taraf için de bir hak olduğu konusunda iki taraf arasında anlaşmaya varılmadıkça bu durumun ortadan kalkmadığını açıklığa kavuşturmaktadır. Bunun ancak iki taraf arasında evlilik sözleşmesini içeren bir anlaşma yapılması şartıyla yapılabileceğini, evlilik ilişkisi sırasında edinilen malların her iki tarafın da hak sahibi olduğunu açıklıyor. Bu sözleşmede genel delil kuralları kullanılmaktadır, yani her iki tarafın da bunu uygun belgelerle ispat etmesi gerekmektedir! Bu delillerle ilgili olarak, kayıt dışı mesleklerde çalışan ya da ev hanımı olan kadınların çoğunun, bu zenginliğin inşasına katkılarını gösteren yargı önünde sunacakları herhangi bir delilleri yok. Mahkeme, örneğin kadının, eşinin yararına para aktarması veya bazı ev ihtiyaçlarını karşılamasında delil istiyor. Deliller sunulamadığı zaman bu defa da başka şartlara göre belirlenen ‘Müta’ denilen tazminata hükmedecektir.”

‘Kadınların çoğu evlilik sözleşmesini yapmak istemiyor’

“Müta” tazminatının da “onur kırıcı” olduğunu söyleyen Zahira Haidan, geçerliliğini yitirmiş bu uygulamanın kaldırılması gerektiğini söyledi. Evlilik sözleşmesinin önemine işaret eden Zahira Haidan, çoğu kadının meslekleri ne olursa olsun evlilik sırasında bu sözleşmeyi yerine getirmeyi reddettiğine dikkat çekerek, “Bu durum evlilik ilişkisinde gizli bir kastın varlığını gösteriyor. Olası bir sözleşmenin, iki taraf arasında güven eksikliği yaratacağı düşünülüyor. Bunu yaşamak istemeyen kadınların çoğu, evlilik sözleşmesi yapmakla görevli memura gerek olmadığını beyan ediyor. Bu durum kadınları boşandıktan sonra haklarından mahrum bırakıyor” dedi.

Mal paylaşımını düzenleyen 49’uncu maddenin bu sorunu çözmediğini yineleyen Zahira Haidan, kadınları evlilik ilişkisi sırasında edindikleri mallardan hakkı olanı almaları konusunda koruyan açık bir kanunun yapılması gerektiğini söyledi. Zahira Haidan, “Ev kadınlarının da ev işlerini yapmak, çocuk bakmak ve diğer günlük görev ve yüklerle aileye sunduğu katkı görülmeli” diye konuştu.