Eşbaşkan Filiz Buluttekin hakkında hapis cezası talebi
Yerine kayyım atanan Sur Belediye Eşbaşkanı Filiz Buluttekin’in yeniden yargılandığı davada İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararına rağmen 7 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi.
Haber Merkezi- Yerine kayyım atanan Sur Belediyesi Eşbaşkanı Filiz Buluttekin, “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla hakkında verilen 7 yıl 6 ay hapis cezasının Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Dairesi’nce bozulması üzerine yeniden yargılanmaya başladı.
Diyarbakır 11’inc Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Avukat Sertaç Buluttekin hazır bulundu. Duruşmada iddia makamı, istinaf mahkemesinin suçlamaya konu yapılan eylem ve etkinliklerin siyasi parti faaliyeti kapsamında kaldığı yönündeki kararına rağmen, eylem ve etkinliklerin “örgüt üyeliği suçu” oluşturduğunu öne sürdü. İddia makamı, Filiz Buluttekin’in, “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arası değişen hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Avukat Sertaç Buluttekin, mütalaaya karşı esas hakkında savunma yapmak üzere süre talebinde bulundu. Talebi kabul eden mahkeme duruşmayı 29 Nisan’a erteledi.
Ne olmuştu?
İçişleri Bakanlığı'nın görevden alınmasına gerekçe yaptığı soruşturma dosyasından yargılanan Filiz Buluttekin’e, Diyarbakır 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından partisinin organize ettiği 43 eyleme katılmaktan dolayı 22 Şubat 2021tarihinde 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Hapis cezası kararı, Filiz Buluttekin’in avukatları tarafından İstinaf Mahkemesi’ne taşındı.
İtirazı inceleyen Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Dairesi, kararı bozdu. Mahkeme kararında, “örgüt üyeliği” suçunda örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması şartının arandığına işaret etti. Mahkeme, “Örgüte sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüte liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir” değerlendirmesi yaptı.
Mahkeme, Filiz Buluttekin’in katıldığı eylemelere işaret ederek, “… Eylemler örgütsel faaliyetler kapsamında ise de sanığın üyesi olduğu partinin siyasal faaliyetleri kapsamında icra olunan ve konusu suç teşkil etmeyen faaliyetler ile özellikle ölen örgüt mensupların cenaze-taziye törenleri için örgüt talimatı ile icra olunan organizasyon içinde yer almaksızın sırf cenaze ya da taziyelere katılmaktan ibaret; eylemlerin müsnet suç yönünden tek başına delil ya da örgütsel faaliyet kabul edilemeyeceği…” tespitini yaptı.
Yapılan eylemlerin örgüt çağrısıyla yapıldığına dair delilin bulunmadığına dikkat çeken mahkeme, eylem yapıldıktan sonra yapılan haberlerin örgütsel çağrı olarak nitelendirilemeyeceğini vurguladı.