Emine Şenyaşar’ın ‘bedduaları’ iddianameye dönüştürüldü

Emine Şenyaşar’ın başlattığı “Adalet Nöbeti” devam ediyor. Onun sesine bakanlık ve savcılar soruşturmalar ile yanıt verirken süreci Avukat Sevda Çelik Özbingöl değerlendirdi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Riha- Urfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınlarının saldırısı sonucu eşi ve iki oğlunu yitiren Emine Şenyaşar ile saldırılardan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar’ın Urfa Adliyesi önünde 9 Mart'ta başlattığı Adalet Nöbeti 410 gündür devam ediyor. Her sabah Suruç ilçesinden Urfa Adliyesi önüne gelerek adalet talep eden aileye Adalet Bakanlığı ve savcıların sessizliği ise devam ediyor. Bir yıldan uzun bir süredir adliye binası önünde adalet talep eden Emine Şenyaşar bu süre zarfında 16 kez ifadeye çağrılırken hakkında ise hakaret ve devletin tüzel kişiliğini suçlama gerekçeleriyle dört ayrı dava açıldı.

Yaşanan süreci değerlendiren Avukat Sevda Çelik Özbingöl, adalet talep eden annenin ‘beddualarının’ bile iddianameye dönüştürülerek karşısına çıktığını ifade etti. Emine Şenyaşar’ın dört yıl önce yaşanan ve üç kişinin yaşamını yitirdiği çok vahim bir olayın mağduru olduğunu belirten Sevda Çelik Özbingöl, ailenin dört yıldır suçluların yakalanması için adalet mücadelesi verdiğini söyledi.

“Dosyada gizlilik kararı halen devam ediyor”

Olayın karşı tarafı olan AKP’li vekil İbrahim Halil Yıldız ve ailesinin bütün kamu olanaklarını Şenyaşar ailesine karşı kullandıklarına dikkat çeken Sevda Çelik Özbingöl, saldırıyı gerçekleştirenlerden kimsenin dört yıldır adalet karşısına çıkarılmadığına yer verdi. Dosyada uzun süre sadece Fadıl Şenyaşar’ın tutuklu kaldığını dile getiren Sevda Çelik Özbingöl, “Dosyaya gizlilik kararı verildikten sonra dosya ikiye ayrıldı. Bunun akabinde dosyada yargılama başladı. Gizlilik kararı verilen kısım asıl önemli kısımdı. O kısım üzerinde ki gizlilik kararı halen devam ediyor ve Fadıl Şenyaşar 30 yılın üzerinde bir ceza aldı. Suruç Devlet Hastanesi’nde üç kişinin ölümüyle sonuçlanan bir katliam gerçekleştirildi. Bu katliamın sorumluları da yargılanmadı. İsimleri tespit edilen hiç kimse şu ana kadar yakalanmadı” şeklinde konuştu.

“Eylem birçok defa durdurulmaya çalışıldı”

Yaşanan adaletsiz sürecin akabinde Emine Şenyaşar’ın adalet talebini dile getirmek için adliye binası önünde bir “Adalet Nöbeti” başlattığına değinen Sevda Çelik Özbingöl, Emine Şenyaşar’ın hasta ve yaşlı bir kadın olmasına rağmen bir yıldan uzun süredir mesai saatinin başlamasıyla birlikte akşama kadar adliye binası önünde oturduğunu hatırlattı. Annenin “Adalet istiyorum” yazılı pankartlar ile sessiz bir itaatsizlik eylemi gerçekleştirdiğini belirten Sevda Çelik Özbingöl eylemin meşru bir eylem olduğunu da sözlerine ekledi. Sevda Çelik Özbingöl konuşmasının devamında şunlara yer verdi:

“Bu talebin öncelikle durdurulması yoluna gidildi. Adliye önünde darp edildiler ve haksız bir şekilde defalarca gözaltına alındılar. Adalet talebini dillendirmelerinin önüne geçilmesi noktasında da bireysel olarak engellemeler ile karşı karşıya kaldılar. Ama Emine annenin direnişi ve dinmeyen gözyaşları orada büyük bir acının varlığını gösteriyordu. Buna rağmen sözünü söyleyip adalet talebini yenilemekten vazgeçmedi.”

“Annenin bedduaları iddianameye dönüştürüldü”

Emine Şenyaşar’ın adalet talebine savcıların dava ve iddianameler ile cevap verdiğini aktaran Sevda Çelik Özbingöl açılan dava ve verilen ifadelere dair şu paylaşımlarda bulundu:

“Birkaç gün önce 16’ncı defa ifade vermeye çağrıldı. Adalet talebi devletin tüzel kişiliğini aşağılamak suçlamaları ile karşı karşıya kaldı. Bedduaları iddianameye dönüştürüldü. Hakkında dört dava açıldı. Buna rağmen Emine Şenyaşar’ın adalet talebi ve adalet mücadelesi devam ediyor ve bundan da vazgeçmedi. Her adliye kapısını çalışında kapılar kendisine açılmadı. Adalet talebini gerçekleştirmek ile yükümlü olanların adalet talebi gerçekleştirmese de annenin sesi onların kulağına gidiyor. Zira bedduaları iddianameye dönüşüyor ama Emine Şenyaşar’ın istediği adalet dört yıldır gelmiyor.”