Deniz Poyraz davası: Katilleri tanıyoruz, hesabını mutlaka soracağız

Deniz Poyraz’ın katili Onur Gencer’in yargılandığı dava dosyasının taşınmasına tepki gösteren kadınlar, “Katilleri tanıyoruz, hesabını mutlaka soracağız” diyerek, Deniz’in düşlediği dünyayı hep birlikte kuracaklarını söyledi.

İzmir - Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına silahlı saldırıda bulunarak Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer'in yargılandığı davanın 5'nci duruşması, İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. HDP ve baro başkanları, dava dosyasının Aliağa’ya taşındığı duruşma sonrası, adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamaya HDP Sözcüsü Ebru Günay, HDP milletvekilleri Murat Çepni, Oya Ersoy, Serpil Kemalbay, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz'ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada "Deniz Poyraz isyanımızdır', "Jin, jiyan, azadî", "Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek" ve "Ey şehîd xwîna te li erdê namîne" sloganları atıldı.

“Deniz’in katilleri korunuyor”

Açıklamada söz alan HDP Sözcüsü Ebru Günay da, şu ifadelerde bulundu: “Kurum temsilcileri, kadın yoldaşlarımız, Barış Anneleri ve değerli halkımız. Bir kez daha İzmir Adliyesi önünde toplanıyoruz. 5 duruşmadır neler yaşandığını kamuoyu biliyor. Deniz’in katledildiği andan itibaren katillerin nasıl korunduğunu, faillerin nasıl gizlendiğini ve IŞİD artığı çetelerin nasıl bu suikasti düzenlediklerini ve hakikatlerin nasıl gizlenmeye çalışıldığını tüm Türkiye başta da kadınlar olmak üzere yakından takip etti. Katilin duruşmadaki tavırları herkesin malumu, ama hakikatin ortaya çıkması için mücadele etmesi gereken, temel işi bu olan mahkeme heyetinin tavrı ortada.

“Mücadelede kararlıyız”

Geçen duruşmada avukat arkadaşlarımız, yargılamada asıl önemli olan soruyu sormaya başladı. Hem katilin hem de mahkeme heyetinin tavrı hakikatin ortaya çıkmasını engellemeye yönelikti. Katilin arkasındaki gerçeğin ortaya çıkmaması için engelleyici bir tutum sergilediler. Bizler bütün katliam dosyalarında, kadınların, Kürtlerin, HDP’lilerin katledildiği dosyalarda, 10 Ekim, Suruç katliam dosyalarında mahkeme heyetlerinin tutumunu, iktidarın tutumunu biliyoruz. Bu tutum cezasızlık, gerçeklerin açığa çıkmasını engelleme, failleri korumanın, hesap sormamanın tutumudur. Bizler bunun yabancısı değiliz. Buna karşı mücadele etmeye kararlıyız. Bu tutumumuzdan asla geri adım atmayacağız.

“Kadınlar katillerden hesap soracak”

Bugün belki gerçek manada bir yargılama gerçekleştirilemeyecek ama bizlerin, kadınların mücadelesi, kadınların özgürlük ve adalet arayışı, bu topraklardaki barış mücadelesi katillerden önünde sonunda hesap soracaktır. Katiller başta kadınlara, halka, gönlünü demokrasiye adamış, barış mücadelesi herkese bunun hesabını verecektir. Bunu mücadelemizle, ısrarımızla, direnişimizle gerçekleştireceğiz.

Asıl failin iktidar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Her gün ekranların karşısına geçip partimizi ve kadınları hedef gösterenler bu katliamın arkasındaki karanlık güçlerdir. Bu karanlık güçler işin ucu kendilerine ulaşmasın diye olayın üstünü örtmeye ve hakikati karartmaya çalışıyorlar.

“Jîna’yı, Nagihan’ı ve Deniz’i katleden aynı zihniyettir”

Bugün biz kadınlar için daha acı bir gün. Yine aynı katliamcı zihniyetin, kadın ve Kürt düşmanı zihniyetin katlettiği Nagihan Akarsel arkadaşımızın doğduğu topraklarda defnedileceği gün. Deniz’in

katilleri ortaya çıksaydı, hesap vermiş olsaydı, gerekli tedbirler alınmış olsaydı bugün Nagihan arkadaşımız bir suikastle yaşamını yitirmeyecekti. Bu iktidar örgütlenen kadından korkuyor, özgürleşmek için mücadele eden kadından korkuyor, bunun için tam bir kadın kırım politikasıyla saldırıyor. Jîna Mahsa Amini’yi katleden zihniyet ile Nagihan Akarsel ve Deniz Poyraz’ı katleden zihniyet aynı zihniyettir. Erkek akıl, Kürt ve kadın düşmanı akıldır. Bu akıldan mücadelemizle hesap soracağız.

“Kadın renginin hayata geçmesi için elimizden geleni yapacağız”

Bu topraklara Deniz’in mücadelesini yürüttüğü, sözünü verdiğimiz barışı getirerek soracağız. Barışı, eşitliği getirerek bu hesabı soracağız. Deniz’e sözümüzdür; bu topraklara barış ve özgürlüğü mutlaka getireceğiz. Nagihan’a ve İran’da saçını bayraklaştıran kadınlara sözümüzdür; biz bu topraklara barışı ve kadın renginin hayata geçmesi elimizden geleni yapacağız. İranlı kadınların da söylediği gibi jin, jiyan, azadî bu topraklarda özgürlüğün sesi ve nefesidir. Bizler de kadın, yaşam ve özgürlük için mücadele etmeye, katledilen her bir arkadaşımıza söz vererek bunun mücadelesini vereceğiz. And olsun ki bu katiller herkese, kadınlara, halklara hesap verecek.”

Nuray Özdoğan: Dosya kaçırıldı

Burada açıklamada bulunan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan, "Deniz Poyraz cinayeti kadın cinayetidir, siyasi bir cinayettir. Mahkeme heyeti Deniz Poyraz'ın savunmasını kimin yapacağına karar veremez. Cinayetin karanlıkta bırakılmasına izin vermeyeceğiz. Yargı mensuplarına sesleniyorum; bu dosyayı bizden kaçırarak saklayamazsınız, yer değiştirerek karartamazsınız. Bu cinayeti aydınlatmak için yine orada olacağız. Yargının bu cinayetlere ortak olmaya son vermesi gerekiyor. Kolluk kuvvetleri gerginlik yarattı. Dosya kaçırıldı” şeklinde konuştu.

Didar Gül: Erkek yargısına güvenmiyoruz

İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’ndan Didar Gül konuştu. Tüm duruşmalara katıldıklarını söyleyen Didar Gül, “Biz Deniz’i katledene de erkek yargısına da güvenmiyoruz. Buradayız, çünkü birbirimizden güç alarak mücadelemizi büyütüyoruz. Erkek devlet karşısında mücadele ettiğimizi bıkmadan, usanmadan söylüyoruz. Buradayız çünkü sorulacak hesabımız, söyleyecek sözümüz var. 5 duruşmadır adliye önünde çeşitli hukuksuzluklarla karşılaşıyoruz. Her mahkemede katil gözümüzün önüne baka baka tehdit ediyor, ama kadınların önüne barikat kuruluyor. İsterseniz 5 bin mahkeme geçsin burada olmaya devam edeceğiz” diye belirtti.

Zilan Kubat: Davanın takipçisi olacağız

Didar Gül’ün konuşmasının ardından basın metni okundu. Ortak açıklamayı Kadınlar Birlikte Güçlü adına Zilan Kubat okudu. Deniz’in düşlediği dünyayı hep birlikte kuracaklarını dile getiren Zilan Kubat,  “Yoldaşımız, kız kardeşimiz Deniz’in mücadelesi kadınların omuzlarına yükselecek. Deniz gibi mücadelesinden korktuğunuz her kadının sesi, nefesi mücadelemizle büyüyecek ve güçlenecek. Hayatlarını çaldığınız her nefes için bizler bin katıp haykıracağız isyanımızı. Bu saldırının tüm sorumluları yargı önünde hesap verene dek erkek adalet değil, gerçek adalet işletilene dek bu davanın takipçisi olacağız” dedi.