Cezayir’de boşandıktan sonra kadınların haklarını “Nur” soruyor

Ortadoğu toplumlarında boşanmış bir kadın olma başlı başına sorundur, bir de üzerine çocuğunuz var ise ve velayeti kadında ise kadının ömrünün sonuna kadar “annelik rolü”nde kalması beklenir. Cezayir’de boşanma aşamasından sonra başta velayet olmak üzere kadınların haklarını savunan, hukuki, ekonomik ve sosyal destek sunan Nur, Kadın, Aile ve Çocuk Derneği ile konuştuk.

NECWA RAHİM

Cezayir – Nur, Kadın, Aile ve Çocuk Derneği, boşanma aşamasında olan kadınlara birçok konuda destek sağlarken, çocukların da geleceklerini garanti altına alıyor. Derneğin Başkanı Delilah Hüseyin, 27 Mart tarihinde derneklerinin faaliyetlerine başladıklarını belirterek, hukuki destek başta olmak üzere kadınlara yasal, sosyal, ekonomik anlamda destek sunduklarını kaydetti.

Öncelikli olarak bir girişim olarak ortaya çıktıklarını sözlerine ekleyen Delilah Hüseyin, “Konusunda uzman akademisyenler olmak üzere, araştırma görevlileri, avukatlar ile boşanma aşamasından sonra ailenin ve özelikle kadınların hakları ve çocukların kaderinin belirlenmesi hususunda çok tartışma yürüttük. Aile kurumu, kadın ve çocuk için en güvenlikli başlıklar ve boşanma nasıl olmalı konusunda bir uzmanlık alanı şarttı, biz bu boşluğu doldurmak istedik” sözleri ile çalışmalarına nasıl başladıklarını anlattı.

“Kadınlar çocuğunun velayetini kaybetme korkusu yaşıyor”

Boşanma aşamasından sonra kadınların tekrar kendilerine yeni bir hayat kurmalarının Ortadoğu toplumlarında büyük bir sorun teşkil ettiğini belirten Delilah Hüseyin, şu çarpıcı örneği paylaştı: “28 yaşında boşanan ve boşandığı sırada hamile olan bir kadın düşünün. Kızını kendisi büyütüyor ve yıllar sonra (şimdi 34 yaşında) tekrar bir evlilik yapmak istiyor, fakat eski eşi tarafından çocuğunu kendisi büyütmüş olmasına rağmen elinden almakla tehdit ediyor. Bu kadının hakkını nasıl arayıp savunacağız? Kadın çocuğunun velayetini kaybetme korkusuyla yeniden evlenme kararından vazgeçiyor” dedi.

“Kadınlar toplumsal baskıların odağından çıkabilmeli”

Toplumsal yaşam içerisinde kendisine yeni bir hayat kurmak isteyen bir kadının “annelik görevi!” dayatmasıyla bundan vazgeçmek zorunda kaldığını ve bunun zor bir tercih olduğunu söylüyor Delilah Hüseyin. Hukuki anlamda ise işte tam da bu aşamada kendilerinin devreye girdiğinin de altını çiziyor: “Bir anne çocuğu uğruna kendi hayatını harcıyor. Kadın kendine hem bir hayat kurabilmeli hem de toplumsal baskıların odağından çıkarılabilmeli” diye konuştu.

“Kadına karşıt bir karar”

Cezayir Aile Hukuku’nun bilhassa velayet davalarında ucunun çok açık olduğunu belirten Delilah Hüseyin, “Eşinden ayrılan ve çocuğuna kendisi bakan bir kadın, boşanmış olduğu erkek yeni bir evlilik yapmış ve bu evliliğinden de çocuk sahibi olmasına rağmen kendisi evlenmek istediğinde çocuğun velayeti alınarak eski eşe verildi. Halbuki çok ilginç bir durum. Boşanmış erkek zaten tekrar evlenmiş ve çocuk sahibi, ancak kadına karşıt bir karar çıktı” diyerek, davayı kendilerinin aldığını söyledi.

“Eski eş psikolojik muayeneden geçirilmeli”

Delilah Hüseyin son olarak, Cezayir Aile Hukuku’nda eski eşin özellikle velayet davalarında psikolojik ve maddi durumunun göz önüne alınmadığını söyleyerek, “Derhal eski eşin psikolojik muayeneden geçirilmesi ve madden de çocuğun bakımının erkek tarafından sağlanıp sağlanamayacağı tespit edilmeli” dedi.