Bir haftada yüz kadına psikolojik ve hukuki destek
Fas Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Derneği, bir haftada şiddet gören 100 kadına hukuki danışmanlık ve psikolojik destek veriyor.
HANAN HARITE
Fas – Fas Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Derneği Başkanı Fatima Zehra El-Şawi, kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet, şiddetin kadınların yaşamı üzerindeki etkileri ve kadınların şiddetle mücadele yöntemlerine karşı ajansımızın sorularını yanıtladı. Fatima Zehra El-Şawi, kadınların hala günlük olarak şiddete maruz kaldıklarını belirterek, kimi kadının kendisine yapılanın şiddet bile olduğunun farkında olmadığını söyledi.
Cinsel şiddete karşı 25 Kasım ve 10 Aralık İnsan Hakları Haftası'nı kapsayan 16 günlük kampanya kapsamında Fas Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Derneği'nin programı nedir?
Dünyadaki tüm ülkeler ve tüm kadın örgütleri gibi Faslı kadınlarda bu kampanyaya katıldı. Derneğimize yeni katılanlar için bugünlerde eğitimler düzenliyoruz. Kadına yönelik şiddet olgusunun ciddiyeti konusunda farkındalık yaratmak ve iletişimi teşvik etmek için kampanyalar düzenliyoruz.
Bu yıl ki çalışmalarımız özel. Çünkü Fas'ta kadına yönelik ayrımcılık ve adaletsizliğin sona ermesi için Aile Yasasının düzenlemesi için atölyeler açtı.
Dernek olarak insan ticareti yasaları konusunda bilinçlendirme yapmak ve uluslararası sözleşmeleri uygulamak için insan ticareti gibi birçok konu üzerinde çalışma yapıyoruz.
*Aile içi şiddet olgusunun son zamanlarda yaygınlaştığını yayınlanan istatistiklerden görüyoruz. Bunun nedeni nedir ve nasıl çözülür?
Genel olarak şiddet her geçen gün daha da artıyor. Kadına yönelik şiddet sadece ev ve iş yerinde değil, her alanda kadınlar şiddet görüyor. Aile içi şiddet ilk sırada yer alıyor. Günlük tartışmalar, eşlerin kapalı bir alanda olması, anlaşmazlıkların artması, saygının kalmaması şiddetin artmasına neden oluyor.
Karantina sürecinde sokağa çıkma sürecinde aile içi şiddet oranını arttığına tanık olduk. Radikal bir çözüm için bu olgunun aydınlatılması gerekiyor.
Bu olgunun çözümü eğitimde başlamalı. Çünkü eğitimin başlıca bir rolü bulunuyor, çocukların kişiliğinin oluşmasını sağlıyor. Bu yüzden şiddet olgusunun çözümü eğitimde başlamalıdır.
Medyanın program ve dramalarda insani değerlerin yerleşmesindeki ve şiddeti reddetme kültürünün pekiştirilmesindeki rolünü de göz ardı etmiyoruz. Evlenecek olanları eğitmek için bir rehabilitasyon merkezinin kurulması gerekir. Eğitim düzeyinde de okullarda şiddet kültürünü ret etme durumu güçlendirmeli ve öğrencilerin kadın haklarını koruma konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
Birçok kadın şiddete maruz kalıyor ama bunun şiddet olduğunun farkında değil. Bu yüzden şiddet konusundaki bilinçlendirme kampanyalarının artırılması gerekiyor.
*Dört yıldır kadını şiddetten koruma yasası çıkarılmış durumda. 13-103 sayısı kanunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yasa şiddet olgusunu Fas toplumu içinde azaltabildi mi?
Kadını şiddetten koruyan bir yasanın varlığı tek başına önemlidir. Yasanın çıkarılmasının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen bu yasa şiddetin azalmasını sağlayamadı. Yasanın üzerine düşeni yerine getirmediğini söyleyebiliriz.
Cinsel şiddete karşı olan kadın örgütleri yasanın değiştirilmesini değil özel bir yasanın çıkarılmasını talep ediyor.
Yasa, başta kadın ve kız çocukları olmak üzere ülkedeki kadın hareketlerinin ve ilgili grupların taleplerine cevap vermedi. Onlara gerekli korumayı sağlamadı. Doğrudur yasa bir kazanım olarak ele alındı ama bu yasa, kadınları tüm özel ve kamusal alanlarda şiddetten koruyan bir yasa olamamıştır.
Kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadın dernek ve hareketleri, kadına yönelik şiddetti çözümleyecek bir yasa çağrısında bulunuyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Birincisi, felsefesi, gerekçesi ve metodolojisi ile kadınları şiddetten koruyan uluslararası standartlara uygun bir yasanın çıkarılmasını istiyoruz. İkincisi sadece tedbir alanıyla sınırlı kalmamalı ve kadınlar için önleyici bir yönü de olmalıdır. Yine bu mekanizmanın uygulanması da gerekir.
Doğru, gelişmiş olan yasalarımız var. Ancak söz konusu uygulamaya gelince geri kaldıklarını görüyoruz. Çünkü uygulama mekanizmaları doğru uygulamaları kullanmıyor.
Eğer bu koşullar sağlanmazsa, şiddet mağdurlarını koruyacak adil bir yasa olamaz. Çünkü bir yasa olduğunda, her kurum kadına yönelik şiddetle mücadeledeki ilgili rolünü oynar. Şiddet olgusu belirli bir partiyi veya tek bir bakanlığı ilgilendirmiyor. Tüm kurumları, ilgilendiren ulusal bir meseledir.
Dernek olarak şiddet gören kadınlar için ne gibi hizmetleriniz var. Şiddet görüp açıklayamayan kadınlara nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?
Şiddet gören kadınlara özel bir muamele gösteriliyor. Dernek tarafından karşılanıyorlar. Daha sonra şiddet mağduru kadının yaşadıklarını dinliyoruz. Daha sonra hukuki danışmanlık ve psikolojik destek veriliyor.
Temel amacımız kadınların yeteneklerini güçlendirmek olduğu için onlara adalete nasıl ulaşabileceklerini öğretiyoruz. Çünkü bu kadınların önündeki engellerden biridir. Kadınların bir avukata ihtiyacı olduğunda derneğin avukatları onlara yardımcı oluyor.
Üzerinde durduğumuz en önemli noktalardan biri sessizlik duvarını yıkmaktır. Çünkü kadının karşılaştığı en büyük sorun bu. Yaşadıklarını anlatacak cesaretleri olmuyor.
Bugün derneğimiz dinleme merkezi düzeyinde haftada yaklaşık 100 yeni kadını karşılıyor ve gördükleri şiddeti konuşuyoruz. Eskiden böyle değildi. Ama hala da kendilerine yönelik şiddeti konuşamayan çok sayıda kadın var.
Kadınlar şiddetin hiçbir yöntemi kabul etmemeleri gerekiyor. Şiddet sadece fiziki değildir. Sözlü şiddette var. Kadının değersizleştirilmesi de bir şiddet biçimidir. Ekonomik şiddette öyle, bu yüzden kadınlar şiddetin hiçbir yöntemini kabul etmemelidir.