Avukat, sağlıkçı ve tutuklu yakınından çağrı: İşkenceye son verin

Türkiye cezaevlerindeki tutukların durumuna ilişkin konuşan avukat, sağlıkçı ve tutuklu yakını, baskı ve işkencelerin sona ermesi için ilgili makamları göreve çağırdı.

HESNA MIHEMED

Şehba – Türkiye cezaevlerinde tutulan tutuklular her gün insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor ve hasta tutuklar ATK raporlarına rağmen serbest bırakılmıyor. Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk ta ATK raporu olmasına rağmen serbest bırakılmayan hasta tutuklulardan. Her geçen gün durumu kötüleşen Aysel Tuğluk için kadınlar, sosyal medyada  #AyselİçinGeçOlmadan kampanyasını başlattı. 52 ülkeden 6 bin kadın kampanyaya katılarak Aysel Tuğluk'un serbest bırakılması çağrısında bulundu. Son zamanlarda çok sayıda hasta tutuklu tutuldukları cezaevlerinde yaşamını yitiriyor. En son 26 yıldır cezaevinde olan 80 yaşındaki kanser hastası Abdullah Bora yaşamını yitirdi. Durumu ağır olmasına rağmen tahliye edilmedi.

CPT ve ilgili makamlara çağrı

Türkiye'deki Gebze Cezaevi'nde tutulan Hacer Xelil’in ablası Leyla Xelil, tutuklulara yönelik baskıları kınayarak, “Kız kardeşim 1995 yılında Türk devleti tarafından tutuklandı ve 36 yıl hapis cezası verildi. Hastalanıp, hastaneye gittiklerinde kelepçeli muayene dayatılıyor. Korona virüs yayılmaya başladığında temizlik ve hijyen malzemelerini çok az verdiler. Kardeşim kendilerine yönelik baskı ve işkencelere karşı üç kez açlık grevine girdi ve bu yüzden kimi hastalıklara yakalandı. Biz tutukluların aileleri olarak artık çocuklarımızın tutukluluğunu ret ediyoruz ve yaşadıkları baskılara karşı bir tavır geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca birçok tutuklu cezası bitmesine rağmen serbest bırakılmıyor. Başta CPT olmak üzere ilgili makamlara sesleniyoruz, Türk devletinin işkencelerini durdurun ve bu sorunu bir an önce çözün” dedi.

“İnsanlar düşüncelerinden dolayı tutuklanıyor”

Tutukluların yaşadıklarını hukuki olarak değerlendiren Avukat Selwa Ecac da “Her ülkede var olan egemenlere karşı düşüncelerini dile getiren ve sistemi eleştiren insanlar tutuklanıyor ve düşünceleri kabul edilmiyor. Rejimler bu insanların düşüncelerini kendilerine yönelik bir tehlike olarak görüyor” diyerek Türkiye cezaevlerindeki tutukluların diğer ülkelere göre daha fazla baskıya maruz kaldığını ifade etti.

“Siyasi tutuklular serbest bırakılsın”

Kadın siyasetçilerin durumunu ve maruz kaldıkları işkenceleri değerlendiren Selwa Ecac, “Özgür düşünce anlamında kadınlar önemli bir role sahipler. Bu yüzden de kadınlar gözaltına alınma ve işkencelerle karşı karşıya kalıyor. Türkiye cezaevlerindeki kadınlar psikolojik, fiziki başta olmak üzere birçok anlamda işkence görüyor. Kadınlar çoğu zaman bu şiddet nedeniyle yaşamını yitirebiliyor. İktidar sistemlerinin demokratik sistemlerle değiştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır” diye konuştu. Selwa Ecac, avukatlar olarak tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmasını ve tüm siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesini talep etti.

“Sağlıksız yiyecekler hastalık yapıyor”

Avrin Hastanesi’nde hemşire olan Fehime Kuşan ise tutukluların durumunu sağlık açısından değerlendirerek şunları söyledi: “Türk devletinin cezaevlerinde binlerce Kürt siyasi tutuklu var. Onlara birçok işkence yöntemi uygulanmakta ve dışarıyla ilişkileri kesilmektedir. Ayrıca psikolojik olarak da baskı görüyorlar. Tutuklulara verilen yiyecekler sağlıksız ve bu onların birçok sağlık sorunu yaşamasına neden oluyor. Aynı zamanda sağlık ihtiyaçları karşılanmıyor. Tutukluların içinde yaşadıkları olumsuz koşullar nedeniyle deri, bağırsak ve iç hastalıkları oluşuyor. Dünyanın her yerinde tutuklular var ancak Türkiye’deki gibi baskı görmüyorlar.”

Fehime Kuşan, Türkiye cezaevlerindeki baskıların son bulması yönünde çağrı yaptı.