Avukat Laila Awada Lübnan’daki Cinsel Taciz Yasası’nı değerlendirdi

“Yeter” Şiddet ve Sömürü Derneği avukatlarından Laila Awada, Lübnan’da çıkarılan Cinsel Taciz Yasası’na dair ajansımıza konuştu.

CAROLİN BAZZİ

Beyrut – “Yeter” Şiddet ve Sömürü Derneği avukatlarından Laila Awada, Lübnan'daki “Cinsel Taciz Yasası” hakkında, “Yasayı artıları ve eksiklikleri ile tartışmak gerek” diyor. Laila Awada, öncelikli olarak yasa içerisinde, “Taciz, cinsel saldırı ve tecavüz” kavramları arasında bir karışıklık olduğunu bu her üçünün de ayrı terimler olduğunu, bu terimlerin de aslında cinsel saldırı kategorinde ele alınması gerektiğini ve belli farklı aşamalarla cezalandırma yöntemine gidilmesi gerektiğini savunduğunu söylüyor.

“En küçük temas dahi cinsel saldırıdır”

Laila Awada, hem hukukçu olarak hem de kadın hakları aktivisti olarak konuyla yakından ilgili olduklarını, yasada geçen kavramların içeriklerine ve yasaya dair bilinçlendirme amaçlı videolar, görseller hazırlayarak izlenime sunduklarının kaydediyor. Bir hareket, jest hatta telkinin dahi bazen cinsel taciz kategorisine girebildiğine dikkat çeken Laila Awada, “Fiziksel en küçük temas dahi cinsel saldırıya girmektedir. Bu konuda hem kadınlar duyarlı olmalı ve böyle yaklaşmalı hem de aileler çocuklarına bu temelde eğitim vermeliler ve yetkili kurumlarda bunu böyle değerlendirmeli” uyarısında bulunuyor.

“Kanunda değişikler için başvuru yaptık”

Yeni çıkan yasa kapsamında özellikle mağdurun güvenliğini tehdit eden unsurların gözetilmiş olmasını değerlendiren Laila Awada, “Bilhassa iftira suçlarında ceza kanunun değişmesi için başvuru yapmıştık, çünkü mağdurun başvurusunu iftira kategorisinde değerlendirme söz konusu olabiliyordu ve bu ortadan kalkmış oldu” diye belirtiyor.

“Taciz eylemini nasıl ispatlayacağımızı düşünüyoruz”

Yasanın kabul edilmesi sürecinden bahseden Laila Awada, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Adım geç olsa da, tacizi tanımlayan ve suç sayan bir yasanın olması geç de olsa gelmiş olması olumludur. Yasanın çıkarılmasındaki gecikmeye neden olan şeyin, suçun nasıl kanıtlanacağı argümanı olduğunu da düşünüyoruz. Yasanın amacı, bu davranışın bir suç olduğu ve tacizin suç olarak sınıflandırılması durumunda, bunun herhangi bir tacizci için caydırıcı olduğu anlamına gelir. İkincisi, suçu veya fiili her suçta ispatlayamıyoruz, örneğin bazen bir kişi hırsızlığa maruz kalıyor ve şikayette bulunuyor ama hırsızlık fiilini ispat edemiyor. Hukuk burada tıkanıyor.  Mağdurun tacizi nasıl ispatlayacağını soruyorlar. Yargı var, soruşturma var, kanun var ve işlenen her suç ispatlandığı gibi biz de fırsatı kaçıramayız. Kadınlar kendilerini korumak için, çünkü taciz eylemini nasıl ispatlayacağımızı düşünüyoruz.”

“Kötü davranış konusunda çekincelerimiz var”

Lübnan Taciz Yasası, tacizi "Mağdur tarafından olağan dışı ve istenmeyen, cinsel çağrışımlar içeren, vücudunun, mahremiyetinin veya duygularının ihlalini oluşturan, yinelenen her türlü kötü davranış" olarak tanımlıyor. Söz, eylem ve elektronik yollarla yapılabilir. Yasanın dokunmaktan uzak, imalar ve jestler olan söz ve eylemlerde durduğuna dikkat çekiyor Laila Awada, “Fakat kötü davranış deyimi konusunda çekincelerimiz var, çünkü hala ahlaki ve gevşek bir çerçevedeyiz. Kötü davranış nedir? Kötü davranış kişiden kişiye değişir. Bu terimler sosyal ve yasaldır. Eylemi açıkça tanımlamalıdır. İkinci boşluk tekrarlama sıfatıdır. Yani taciz eyleminin tekrarlanması gerekir ve alışılmışın dışındadır. Sıra dışının anlamı nedir. Yani olmadığımız bir eylemdir. Sıra dışı olan kim. Yargıç, mağdur veya toplum için. Bu terimler geniş ve failin işine yarayabilir" şeklinde konuşuyor.

“Taciz suçuna kademeli yaklaşım”

Dikkat çekici bir başka hususa daha işaret eden Laila Awada, “Aile İçi Şiddet Yasası'nda dahi onaylanmayan bu yasada dikkat çekici olan, istisnai durumlarda Cumhuriyet Savcılığı'nın mağdur şikayette bulunmadan hareket etmesi ve bu davaların ‘mağdurun suç duyurusunda bulunması durumunda’ olması. Suç 18 yaşından küçüklere karşı işlenmişse ve bu suç iki veya daha fazla kişi tarafından işlenmişse, tacizci daha önce de belirttiğimiz gibi maddi ve manevi baskı uygulamışsa ve bu genellikle istihdam çerçevesinde oluyorsa, yani doğrudan mali veya işlevsel yetkisi olan biri tarafından işlenirse, taciz suçuna kademeli bir yaklaşım gördüğümüzü düşünüyorum” diye yorumluyor yasayı.

Lübnan’daki taciz skandalı hatırlatması

Geçtiğimiz günlerde Lübnan'da bir taciz suçu hakkında yaşananları anlatan Laila Awada, “Failin kamuoyuna mal olması nedeniyle karşımıza çıkmıştı ve sosyal medyada çok sayıda kız çocuğuna karşı taciz eylemini gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Bu davada Cumhuriyet Savcılığı mağdurların iddiası olmadan hareket etti. Yani mağdur sıfatındaki genç kadınlar ya da kadınlar herhangi bir başvuru yapmadı. Bu da kanunun kabulünden sonraki ilk davanın altını çiziyor ve yargının bununla nasıl başa çıkacağını bekliyoruz. Bugün dayanılacak bir kanun var ve kanunun bir istisnası var ve bu istisna bu dava için de geçerli, çünkü mağdur aynı zamanda başvuru yapmamış da olabiliyor” diye belirtiyor.

“Toplumda tacize karşı bir duyarlılık oluştu”

Kadınların, tacize maruz kaldıklarını sosyal medya aracılığı ile duyurduklarını, yasal herhangi bir organa başvuru yapmadıklarının altını çizen Laila Awada, kadınların şikayet göndermektense kamu desteği oluşturduklarını ve aslında bir kamu davasına dönüşmüş olduğunun altını çiziyor. Laila Awada, “Toplumda tacize karşı bir duyarlılık oluştu ve bu yasanın da altını dolduran örnekler meydana geldi” şeklinde değerlendiriyor.

Tacizcilerin cezalandırılmasında kademeli işleyiş önerisi

Laila Awada, "Kanunla ilgili gözlemlerimiz, doğrudan cezaya geçtiği yönünde. Tacizcinin cezalandırılmasını değil, seçeneklerin olmasını ve mağdur için bir koruma mekanizması içermesini de tercih ederdik. Suç duyurusunda bulunulduktan hemen sonra ve örneğin suç olup olmadığı tespit edildikten hemen sonra eylem ve söz içinde taciz cezalandırma sürecinin de kademeli olması mantıklıdır, örneğin koruma kararının alınması. Kadın olarak istismarcıya cezai olarak dava açamaz ve sadece istismarcının kendisinden uzaklaştırılmasını ve yolunun kapanmamasını, yani tacizin derecesine göre kademeli tedbirler alınmasını isteyebilir. Aynı sonuçlar ve zararların önüne geçilebilir” önerisinde bulunuyor.

“Yasalar caydırıcı cezalar verilmeli”

Laila Awada, taciz suçunun sistematik işlenmesi halinde altı aydan iki yıla kadar ve asgari ücretin on ile yirmi katı arasında para cezası ile veya bu iki cezadan biri ile cezalandırılabileceğini belirtiyor. Laila Awada, “Aynı şekilde reşit olmayan, kendini savunamayacak durumda olan ve engelli yurttaşlara karşı işlendiği taktirde ise iki yıldan dört yıla kadar ve askeri ücretin 50 katı para cezası öngörülüyor” diyor. Laila Awada, cezanın önemli ve caydırıcı olduğunu teyit ederek, "Bazıları yasayı olumlu ama katı buluyor, bazıları ise cezanın suçla orantılı olmadığına inanıyor. Yasanın her zaman mağduru koruma temelinde olması ve caydırıcı olması gerektiğine inanıyoruz. Yeni yasaya göre mağdurlara destek fonları kağıt üzerinde kalmamalı” sözlerine yer veriyor.