Avukat Esmer Özer: Yargının eril kodlarına karşı kadın haklarını savunuyoruz

Bir yıl içerisinde kentte binin üzerinde fiziki şiddet başvurusu aldıklarını söyleyen Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Esmer Özer, “En temel ilkemiz yargının eril kodlarına karşı kadın haklarını savunmak” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı'nın yayınladığı rapora göre Amed’de son bir yılda 4 kadın erkek şiddeti sonucu katledildi, 6 kadının ölümü “kuşkulu” olarak kayıtlara geçerken; 5 kadın da katledilmeye çalışıldı. Bini aşkın şiddet başvurusunun da yapıldığı kentte son dönemde kadına yönelik arttı. Yaşanan şiddetin ardından yürütülen yargılama sürecinde verilen iyi hal ve haksız tahrik indirimleri de yargının erkekten yana olduğunu gösteriyor.

Yüzlerce kadın şiddet başvurusunda bulundu

Kentte bu anlamda çalışmalar yürüten ve kadın dosyalarını gönüllü takip eden Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Komisyonu son bir yıl içerisinde yüzlerce fiziki ve psikolojik şiddet başvurusu aldı. Komisyon 2022 yılı içerisinde bin 100’ün üzerinde fiziksel ve bin 300’ün üzerinde ise psikolojik şiddet türlerine dair başvuru aldı. Gelen başvuruların hukuki sürecini takip eden kadın avukatlar bu süreçte çoğu kez yargı engeline takıldı. Komisyonun kentte yaşanan katliam ve şiddet dosyalarına katılma talebi mahkemeler tarafından reddediliyor.

Kadın avukatlara mahkemelerde engel

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Esmer Özer, kadınların şiddetin ardından yaşadığı yargılama aşamasını ve avukatlar olarak verdikleri hukuk mücadelesini değerlendirdi. Son bir yıl içerisinde kentte kendilerine binin üzerinde fiziki şiddet başvurusu yapıldığını belirterek sözlerine başlayan Esmer Özer, mahkemelerin kadın dosyalarında kendilerini doğrudan taraf olarak almadığını söyledi.

Katılma taleplerimiz kabul edilmiyor’

Esmer Özer konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Özellikle kadın katliamı ve şiddet dosyalarında mahkemeler kadın merkezinin dosyalara katılma talebini maalesef kabul etmiyor. Bizler taraf vekili olarak dosyalara dâhil olabiliyoruz. Şiddet dosyalarında yaptığımız katılma taleplerinin hiç biri neredeyse kabul edilmedi. Bu durumla barolara avukatlık kanunu ile verilen yetkilerin kullanılması mahkemelerce engellenmiş oluyor. Hâlbuki barolara bu yetki verilirken aynı zamanda insan haklarının kullanılması konusunda da bir yetki veriliyor. Ama mahkemelerin bu talepleri reddetmesi ile insan haklarının denetimini sağlayacak mekanizmalar etkisiz hale getirilmiş oluyor.”

‘Etkin soruşturma yürütülmüyor’

Esmer Özer, komisyonun dâhil olup takip ettiği dosyalarda kamuoyu duyarlılığının da arttığını ve bu durumun yargılama sürecinde faillerin aldığı cezaları da etkilediğine yer verdi. Kadına şiddet dosyalarında normal yargılamalarda görünen yavaşlığın daha da belirginleştiğine dikkat çeken Esmer Özer, “Yargı maalesef çok yavaş işleyen bir kurum. Kadın dosyaları olduğunda ve bu dosyalar tepki çektiğinde bu yavaşlık daha çok belirginleşiyor. Aynı zamanda kanunda düzenlenen ve açık olarak niteleyebileceğimiz bazı noktalardan dolayı da bu dosyalar cezasızlık ile sonuçlanabiliyor. Etkin soruşturma yürütülmüyor bazı iddianamelere baktığımızda hiçbir araştırmanın yapılmadığını görüyoruz. Bu süreç de tüm yargılamanın kötü yönde ilerlemesine neden oluyor. Birbirini tetikleyen birçok durum da cezasızlıkla sonuçlanıyor” sözlerini kullandı.

İndirimler toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden veriliyor’

Mahkemelerde erkeğe uygulanan haksız tahrik ve iyi hal indirimlerine de yer veren Esmer Özer, “Haksız tahrik indirimi ve iyi hal indirimini farklı değerlendirmek gerekiyor. Mahkeme ikisini de toplumsal hafıza üzerinden uyguluyor. Haksız tahrik indirimini uygularken toplumsal cinsiyet kalıplarından dolayı erkeğe hak verilen şeylerden örneğin aldatma olayı erkeğe daha çok haklılık atfediyormuşçasına haksız tahrik indirimi uygulanabiliyor. Ama ilkesel bir yerde durduğunuzda hiçbir şeyin bir insanın hayatından önemli olmadığını anladığımızda bu durumun kadına yönelik ayrımcı bir tutum olduğunu görüyoruz zaten” şeklinde konuştu.

‘Ayrımcılık her alanda var’

Kadına yönelik ayrımcılığın büyük oranda yaşandığı hukuk alanında mücadele ettiklerini ve eril kodlara karşı çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Esmer Özer, dosyaların takipçisi olmayı sürdüreceklerini kaydetti. Esmer Özer konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Dezavantajlı bir grup olan kadınlardan bahsediyoruz. Ekonomik olarak dezavantajlı bir durumdalar, toplumsal kodlar onları daha çok özel alana hapsediyor. Özel alandan çıktıkları gibi saldırılara maruz kalıyorlar ve kaldı ki özel alan da onlar için güvenli değil. Bunun bütün tezahürü yargıda da kendini gösteriyor. Kadına yönelik ayrımcılık her alanda var. Yargıda eril bir zihniyetle düzenlenmiş, kodları eril, kanunları eril,  bu nedenle bizim mücadelemizde bütünüyle eril olan bu sisteme karşı kadınların haklarını en temel haklarını ilkesel bir yerde durarak savunmak.”