İşkence gören kadınlardan çağrı: İnsan hakları örgütleri yaşananları görmeli
Serêkaniyê’de yaşayan kadınlar evlerinden çıkamıyor, çıktıklarında ya kendilerinden bir daha haber alınamıyor ya da tanınmaz bir halde evlerine geri dönüyorlar. Türkiye’ye bağlı güçler tarafından gözaltına alındıklarını söyleyen kadınlar yaşadıkları fiziki ve psikolojik işkenceyi anlatarak, uluslararası insan hakları örgütlerine yaşananları görmeleri çağrısında bulundu.
Serêkaniyê – Türkiye’ye bağlı güçler Kuzey Doğu Suriye’nin Serêkaniyê kentinde halka adeta hem psikolojik hem de fiziki işkence uyguluyor. Kadınlar için ise hayat daha zor. Evlerinden dahi çıkamayan kadınlar, çıktıklarında ise bir daha evlerine geri dönemiklerini aktarıyor. Ekim 2019 yılından bu yana yaşamın zorlaştığı kentte özellikle kadınlar yaşananlara karşı isyan ediyor. Görüştüğümüz kimi kadınlar gözaltında alındıklarında yaşadıkları işkenceyi anlatarak, tüm dünyanın yaşananları görmesini istedi.
“Silahlı bir grup evime baskın düzenledi”
Bunlardan biri sağlıkçı H.X. adındaki kadın. Eşinin evde olmadığı bir gün silahlı bir grubun evine baskın düzenlediğini belirten H.X., “Gözaltına alındığımda çocuklarım çok korktu. Beni alıp evin yakınında bulunan bir araca bindirdiler. Çocuklarım evde kaldı ve eşim neredeydi bilmiyordum. Araçla bir merkeze götürüldüm ve burada bekletildim. Bir grup kadın ve erkekte orada bekliyordu. Gözaltı merkezinde sağlıkçı bir arkadaşımı daha gördüm ve onun da neden gözaltına alındığını bilmiyordum” dedi.
“Amaçları kadınların onurları ile oynamaktı”
Bir haftadan fazla bir süre bekletilen H.X., başka odaya alındığını belirterek, “İşkence uygulayanların tek amacı vardı o da kadınların onurları ile oynamak. Bir yıl tutuklu kaldım. Erkeklerin gözü önünde çıplak işkence uyguladılar, vücuduma elektrik verdiler, astılar. Sesim her yere yayılıyordu, ancak dayak ve işkence de artıyordu. Bayılıncaya kadar dövüyorlardı. Amaçları işkence etmekti” sözleri ile yaşadıklarını anlattı.
Uluslararası insan hakları örgütlerine çağrı
İki gün boyunca baygın kaldığını ifade eden H.X., “Kendime geldiğimde soruşturma aşaması başladı. Onlara göre kişi önce işkence görmeliydi. Bunu da kişiler suçlamayı kabul etsin diye yapıyorlardı. Önce mesleğimi, eşimin işini ve kaç çocuğumun olduğunu sordular. Birkaç cümle ile sorularını yanıtladım. Soruşturmanın sonunda nerede çalıştığımı sordular. Şehir hastanesinde çalıştığımı söyledim. Bunun üzerine bana ‘sen teröristleri tedavi ediyorsun o zaman’ dedi. Bende mesleğimin gereği herkesi tedavi ettiğimi söyledim. Bunun üzerine bana yeniden vurmaya başladı ve kendimden geçtim” diye konuştu. Tüm dünyanın yaşananları görmesi gerektiğini belirten H.X., uluslararası insan hakları örgütlerinin Serêkaniyê’de yaşanan insanlık dışı uygulamalara karşı kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğini kaydetti.
“Ölümden kurtulmak istiyorduk”
Gözaltında işkenceye maruz kalan 29 yaşındaki W.H. isimli kadınlar yaşadıklarını ajansımıza kısaca anlattı: Abisi ile birlikte Suriye-Türkiye sınırını geçerken yakalandıklarını kaydeden W.H., “Almanya’ya geçmek istiyorduk. Ölümden kurtulmaya çalıştık, ama benden 4 yaş büyük olan ağabeyim yaşamını yitirdi. Kronik karaciğer hastalığına yakalanmıştı. Türkiye’nin sınır nöbetçileri bizi yakaladıklarında çetelere teslim ettiler. Para ve kişisel belgelerimizin hepsini aldılar. Ağabeyimi gözlerimin önünde işkence ettiler. Beni sınırı geçmek isterken yakalanan bir grup çocuk ve kadınların olduğu bir odaya götürdüler” ifadelerini kullandı.
“Ağabeyim öldükten sonra gördüğüm işkenceyi hissetmedim”
Ağabeyini görme konusunda ısrarcı olduğunu ve bu ısrarı sonucunda ağabeyi ile görüştüğünü sözlerine ekleyen W.H., “Ağabeyimin sağlık durumu çok kötüydü. Kendi ilaçlarını uyuşturucu hap olduklarını iddia ederek kullanmasına izin vermediler. Ağabeyimin gözleri önünde bana işkence ettiler. Ağabeyimi psikolojik olarak kriz geçirmesini istediler. İşkence sırasında kulağıma dalga geçerek ‘Bu durumda ülkenden çıkmak mı istiyorsun? Kadınlar toplumun yarısı değil mi?’ dediler” diye konuştu. İki gün işkencenin ardından ağabeyinin öldüğünü kendisine söylendiğini dile getiren W.H., bu haber üzerine gördüğü işkenceyi hissetmediğini kaydetti. W.M. de konuşmasının sonunda insan hakları örgütlerinin yaşananları görmesini istedi.
Kızı 7 ay işkencede kalmış
64 yaşındaki F.Ş. ise 38 yaşındaki kızı Fatima Xelil’in durumuna ilişkin konuştu. Kızının 7 ay cezaevinde kaldığını ifade eden F.Ş., “Kızımı görmemize ve onunla konuşmamıza izin vermediler. İlk başta gözaltı merkezlerini aradığımızda bize doğru bilgi vermiyorlardı. Kızım arama adı altında taciz edilmiş diğer tutukluların önünde tecavüz ile tehdit edilmiş. Fiziki olarak çok işkence gördü ve hala o yaralar yüzünde ve vücudunda var. 7 ay boyunca işkence gördü” diye belirtti.