Kürt kadınların direnen yüzü: Mina Qazi
Kürt kadınları tarih sahnesinde büyük zaferler ve kahramanlıklar elde ederken, bunlardan biri olan Mina Qazi de İran rejiminin tüm baskı ve işkencelerine rağmen direnişi elden bırakmayan dik duruşlu bir kadın. Kürdistan Kadınlar Birliğinin kurucusu olan Mina Qazi, mücadeleci ve pratik kişiliğiyle diğer kadınlara örnek bir mücadele biçimi ve mirası bırakır.
Haber Merkezi - Mahabad Cumhuriyeti kurucularından Mina Qazi, 1908 yılında yurtsever bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Annesi Gulendam ve babası Ehmed, yurtseverlik bilinciyle onu yetiştirir. Üzerinde yaşadığı toprakları işgalcilerden kurtarmak için genç yaşta mücadeleye atılır. 19 yaşında Qazi Muhamed ile evlenir. Qazî Muhamed’i bir mücadele yoldaşı olarak görür. Birçok yeni yönteme imza atan Mina ile Qazi Muhammed kendi çağlarının kahramanı olurlar. Mahabad Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli roller üstlenen Mina Qazi, kadın mücadelesinin gelişmesi için büyük çaba harcar.
Kürdistan Kadınlar Birliğini kurdu
Mahabadlı kadınları mahalle mahalle örgütleyerek kadın kimliği konusunda bilinçlendiren Mina Qazi, bu amaçla 14 Mart 1946 tarihinde Kürdistan Kadınları Birliğini (Yekîtiya Afratên Kurdistan) kurar ve birliğin başkanlığını üstlenir. Kadınların kimlik bilincinin zayıf olmasını eğitimsizliğe bağlayan Mina Qazi, kadınlar için yaygın okuma-yazma merkezleri açar. Kadın mücadelesinin gelişmesi için birçok bölgede kadın toplantıları düzenleyen Mina Qazi, toplantılarda kadın sorunlarını tartışır. Mina Qazi, bu sorunları çözmek için kadınların görüşlerini alarak parti yetkililerine sunar. Parti yetkililerinin bu sorunlar karşısında duyarlı olmasını ve bu kapsamda hareket etmelerini ister.
Dayê Xanim olarak efsaneleşir
Mina Qazi, sadece kadın merkezlerinde değil aynı zamanda toplumsal merkezlerde de mücadelesini sürdürür. İsmet, Elif, İffet, Mumir, Fevziye, Suheyla, Pervin ve Meryem adlarında sekiz çocuk dünyaya getiren Mina Qazi, çocuklarını yurtseverlik bilinciyle yetiştirir. Ülke çocuklarını kendi çocukları gibi görür; sevgisini ve ilgisini onlardan esirgemediğinden Mahabad’ta Dayê Xanim (Hanım Ana) olarak efsaneleşir.
Mina’dan etkilenerek onun yolunda giderler
Bir rivayete göre bir gün Mina Qazi ile sohbette Qazi Muhammed, Fransa tarihinde kadınların rolüne değinir. Bu kapsamda Qazi Muhammed, “Fransa’da krallık döneminde halk yoksuldur. Açlıktan tüm halk ölüm sınırındadır. Fransız halkını doyurabilmek için Kraliçe altınlarını satarak halka dağıtır” dedi. Bu hikâyeden etkilenen Mina Qazi, kişisel altınlarını halk bankasına bağışlar. Mina Mina Qazi’nin bu davranışından etkilenen Mahabadlı kadınlar da Mina’nın yolundan giderek altın ve paralarını halka bağışlarlar.
“Ağlamak Kürt kadınlarına yakışmaz”
Sovyetler Birliğinin Mahabad Cumhuriyeti’nden desteğini çekmesiyle İran rejimi baskılarını artırır. 17 Aralık’ta Mahabad Cumhuriyeti baskılara dayanamayarak yıkılır. İran rejimi Qazî Muhammed ve arkadaşlarını göstermelik bir mahkemeyle yargılayarak idamlarına karar verir. İdamdan önce eşi ile görüşen Mina Qazi ağlar. Qazi Muhammed, “Ağlamak Kürt kadınlarına yakışmaz” diyerek eşini telkin eder. 31 Mart 1947'de Cumhurbaşkanı Qazi Muhammed, Başbakan Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Cumhuriyetinin kurulduğu yer olan Çarçıra Meydanı'nda asılır. Mina Qazi, eşinin vasiyeti olan Kürt ulusunun birlik ve dayanışma için mücadeleyi sürdürür.
Qazi ailesi denetim altında tutulur
İran rejimi, Kürt mücadeleden korktuğundan Qazi ailesini sürekli gözetim altında tutmakla kalmaz, cinayet de işler. Rejim güçleri 1988 yılında Qazi Muhammed’in kızı İffet’i bombalı bir saldırı sonucu katleder. İran rejimi, İffet’in cenazesinin Kürdistan’a getirilmesine izin vermez.
Mücadeleyle geçen bir ömür
Qazi Muhammed’in idamından sonra Mina Qazi, mücadeleden geri adım atmayarak inandığı davaya sadık kalır. Birçok kez tutuklanır ve işkence görür. 85 yaşında bile tutuklanan ve işkence gören Mina Qazi, her işkenceden sonra mücadeleye daha fazla sarılır ve kararlılığını artırır. Mina Qazi için özgürlük ve Kürdistan’ın birliği her şeyden önce gelir. Çok sevdiği Mahabad’ta 1998 yılında hayata gözlerini yuman Mina Qazi, son nefesine kadar Kürdistan davasını bir an bile olsa duraksamadan yürütür. Mücadeleci ve pratik kişiliğiyle diğer kadınlara örnek bir mücadele biçimi ve mirası bırakır. Başka bir Kürt kadının bedeninde yeşerilmesi için Mina Qazi, doğduğu topraklarda defin edilir.
“İnançlı bir kadının kızı olduğum için şanslıyım”
Mahabad’ta yapılan bir röportajda Mina Qazi’nin kızı Suheyla şöyle der: “ABD’li yetkililer bizi ülkelerine almak için annemden izin istediler. İngiltere’den de aynı talep geldi. Her anlamda yardımcı olacaklarını söylediler. Bizi halkımızdan ayırmak istiyorlardı. Kuşkusuz başka amaçları da vardı. Ancak annem çocuklarını Kürt çocuklarının arasında büyütmek istediği için bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Böylesine kararlı ve inançlı bir annenin kızı olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Annemin çocuklarını Kürdistan’da yetiştirmede ısrar etmesinin değerini şimdi daha iyi anlıyorum. Bir gün babam, eğer sana sorarlarsa ‘millet nedir?’ diye, onlara şu cevabı ver: Millet Mina’nın mücadelesidir. Babamın bu söylemi bana güç verdi.”
“Kürtler birlik olun!”
Mina Qazi Kürtlere ilişkin şunları söyler: “Bana Kürt halkının birliğinin sözünü verin ben de size bağımsız Kürdistan’ın müjdesini vereyim. Kürt parti ve güçlerinin birliği her türlü sorunun çözümüdür. Eğer Kürt güçleri birlik olurlarsa Kürdistan’ın bağımsızlığı daha kolaylaşır. Çok kısa zamanda Kürt halkı dünya ulusları arasında hak ettiği yeri alır. Kürdistan Cumhurbaşkanı Qazi Muhammed’in tarihi vasiyeti de buydu. O, çağdaş Kürdistan tarihinde sürekli yaşayan bir olgudur. Şimdi Kürt halkının kurtuluşu daha yakındır. Çünkü Kürt kadını da erkeklerle birlikte dağda mücadele veriyor ve siyasal olarak da mücadeledeki yerini alıyor. Kürdistan Cumhuriyeti döneminde Kürdistan Kadınlar Birliği ile amaçladığımız kadının tüm toplumsal ve siyasal alanda yer almasıydı.”