Köleliğe başkaldıran Sojourner Truth: Ben kadın değil miyim?
1700’lü yılların sonunda ABD'de köle ve siyahi olmanın getirdiği zorluklarla mücadele edip, tarihe adını yazdıran ve kökleri Afrika’ya uzanan Sojourner Truth, tüm dünyaya Amerika’dan seslenerek, “Ben kadın değil miyim?” diye sorar.
Haber Merkezi – Stera Şivana Sojourner Truth’un köle kadınların işkencesine karşı gösterdiği direnişi, çağın karanlığını aydınlattı. 1797'de New York Eyaleti'nde köle bir kadının çocuğu olarak dünyaya gelen Stera Şivana Sojourner de bu çarkın bir parçası oldu. Annesi ona İsabella adını takmıştı. Erkeğe başkaldırdıktan sonra adını Sojourner olarak değiştirir. 4 defa satılan Sojourner Truth, bu süreç içerinde ağır fiziki işkenceye maruz kalır. 13 çocuk dünyaya getiren Sojourner Turth, çocuklarının çoğunun köle olarak satıldığına tanık olur. Çocukları satıldıktan sonra kaybedecek bir şeyi kalmadığını düşünerek 1827’de küçük çocuğuyla birlikte kendisine şiddet uygulayan erkekten kaçar.
Beyaz adama ilk dava açan kadın
İlk işi satılan 5 yaşındaki oğlu Peter’i yeniden almak için mücadele eder. Verdiği mücadele sonucunda dava açarak oğlunun velayetini yeniden alır. Bu dava ile ABD mahkemesinde beyaz bir adama dava açan ilk kadın oldu. Ömrünün sonuna kadar köleliğe başkaldırır.
Yaşadıklarını kitlelere anlattı
Köleliğe karşı bilincini kadın direnişi ile bir yapar. Mitinglerde köleliğe karşı konuşmacı olarak katılır. Mitingler, çocukluğunda yaşadığı olayları, köleliği sırasında gördüğü işkenceleri anlatır. Vücudunda kan akana kadar satıldığı erkekler tarafından dövüldüğünü söyler. Kölelerin yaşadıklarını kitlelere anlatarak, köleliğe karşı mücadeleyi yükseltme çağrısı yapar. Sojourner Truth, yaptığı konuşmayla o günlerde yaşanan gerçekliği ortaya çıkarır.
Tarihin en önemli kadın hakları konuşması
Siyah köleler, ağır çalışma koşulları nedeniyle yaşamını yitirirdi. Özellikle kadın ve çocuklar işkence görürlerdi. 1840'larda köleliğe karşı en önemli protesto gösterilerine katıldı, belagat yeteneği ile insanları meydanlara topladı. Çektiği acıları, tanıklık ettiği olayları anlatırken, dinleyenleri dehşete düşürüyordu. 1848 yılında tamamen özgürleşir. 1851’de Akron, Ohio’da yapılan Kadın Hakları Kongresi’nde Sojourner Truth, günümüzde Amerika tarihinin en ünlü kölelik karşıtlığı ve kadın hakları konuşması olarak bilinen “Ben Kadın Değil Miyim?” konuşmasını yapar.
“Ben kadın değil miyim?”
Bu konuşmasında şunları söylüyor: “Şu adam kadınların at arabalarına çıkarmalarına, çukurların üzerinden geçmelerine yardım edilmesi ve her yerde en güzel yerin onlara verilmesi gerektiğini söylüyor. Kimse hiçbir zaman benim bir at arabasına binmeme, bir çamur birikintisinin üzerinden atlamama yardım etmedi ve herhangi bir yerin en iyisini vermedi! Ve ben kadın değil miyim? Bana bakın! Koluma bakın! Ben toprak sürüp tohum ektim, ahırlara tıkıldım ama hiçbir erkek başıma geçemedi! Ve ben kadın değil miyim? Bir erkek kadar çalışıp, bulabildiğimde bir erkek kadar yiyebilirdim ve kırbaca da dayanabilirdim! Ve ben kadın değil miyim? On üç çocuk doğurdum ve çoğunun köleliğe satıldığını gördüm ve anne tasasıyla ağladığımda beni İsa’dan başka kimse duymadı! Ve ben kadın değil miyim?”
Kadın oy hakkı için mücadele etti
Verdiği mücadelede öncü olan Sojourner Truth, hem köle hem de kadın olarak mücadelesini sürdürür. ABD'deki kadınların oy hakkı mücadelesi başladığında yine ön saflarda olan Sojourner Truth, iç savaş boyunca da aktif olarak çalıştı. 1864 yılında Beyaz Saray'a davet edildi ve Başkan Lincoln tarafından kutlandı. Aynı yıl, Arfo-Amerikalılar'ın yaşam koşullarının düzeltilmesi ile ilgili bir dernekte çalışmaya başladı. 1870 yılında Amerika Kadın Hakları Derneği'ne katıldı ve ölene dek kadınların oy hakkı için mücadele etti.
Tarihe geçti
Kimi çocuklarının yaşadığı Battle Creek Michigan’a yerleşir. Burada da çalışmalarını sürdüren Sojourner Truth, 26 Kasım 1883’te yaşamını yitirir. Köleliğin kaldırıldığını görecek kadar uzun yaşayan Sojourner Truth, mücadele edilecek çok fazla eşitlik meselesi olduğunu söylüyordu. Sojourner Truth, 86 yaşında hayata gözlerini yumduğunda özgür ruhlu, kadınların eşitliği için mücadele vermiş olan bir kadındı. Bu sebeple de dünya tarihinin ilk ve en önemli kölelik karşıtlarından biri olarak tarihe geçti.