Günün Portresi: Kürt kadınlarının onuru Dayika Şêrîn Omer

Şêrîn Omer, Kürdistan aşkının ve mücadelesinin tüm değerlerini kişiliğinde barındırıyor...

ROJ HOZAN

Qamişlo- Verdikleri mücadelede güçlü ve onurlu bir duruş sergileyerek,  bedel veren her Kürt annesinin bir kahramanlık hikayesi vardır. Kürt mücadelesinde aktif rolde yer alan Kürt anneleri, kahramanlık unvanını kolay kazanamadılar. Halk arasında Yadê Şêrîn olarak bilinen Şêrîn Omer anne, 65 yaşında. Kuzey -Doğu Suriye'nin Derik şehrinde doğmuş ve burada yaşıyor. Şêrîn Omer, birçok Kürt annesi gibi Kürt davasının ağır yükünü omuzlamış. 2004 yılında Baas rejimi tarafından yakalanan ve ağır işkencelere maruz kalan Şêrîn Omer bize hayatından, Kürt davasında verdiği mücadeleden bahsetti.

“Cesaretli ve güçlü olmayı aileden öğrendim”

Kişiliğinden ve hayatından bahseden Şêrîn Omer, “Çocukluğum Derik'te geçti, bütün ailem vatanseverdi ve ev içinde baskı ve haksızlığa hiç maruz kalmadım. Yani ailemin içinde olan sevgi ve dayanışma ruhu, bana hep özgür bir ruh verdi. Evlendikten sonra da hep özgür ruhlu oldum ve çocuklarıma fikir özgürlüğünü aşıladım. Evde ekonomik olarak sıkıntı çeksek bile emeğimizden tadını alıyorduk yani genel olarak hayatımız normaldi, ev içinde eşitlik vardı. Aile içinde cesaretli ve güçlü olmayı öğrendim ve birçok faaliyete katıldım ve bunların sonucunda toplumda devrimci, mücadeleci ve dirençli bir anne olarak tanındım" dedi.

"Kürt anneleri, devrimin direğidir"

Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni 1988’de tanımaya başladığını söyleyen Şêrîn Omer, o süreçte çok kapsamlı çalışma yürütmediğini, 1990'larda işini genişlettiğini belirtti ve şöyle konuştu: “İşimi gizli yürütüyordum çünkü eşimin ailesi Yemen Partisi'ndendi ve başka partilere katılmamı kabul etmiyorlardı. 1992 yılında eşimin ailesi iki şehit verice, onlarda Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne katıldılar ve bende çalışmalarımı açıkça yürüttüm. Oğlum Farhad 1997 yılında Özgürlük Hareketi'ne katıldı ve şu anda bu hareketin savaşçılarından biri. Ayrıca kardeşim İsmail de bu hareketin savaşçılarından biri. Şehitlerin ve devrimcilerin annesi ve ablası olmaktan gurur duyuyorum. Evde üç kardeşiz ve hepimiz şehit annesiyiz.”

“Aklınıza gelebilecek her türlü işkenceyi gördüm” 

Cezaevindeyken Baas rejimi tarafından kendisine uygulanan işkenceye değinen Şêrîn Omer, “2004 yılında Kürt anneler olarak, Qamişlo Ayaklanması’na öncülük ettik. Çocuklarımızın devlet tarafından katledilmesini vicdanımız kabul etmedi ve rejime karşı çıktık. Ayaklanmalardan birkaç gün sonra rejim evimi bastı ve çocuklarımın gözü önünde ellerimi kelepçeleyerek beni götürdüler.  Onlara göre ben teröristtim.  4 ay 10 gün kimse nerede olduğumu bilmiyordu, evden işkence edilerek götürüldüğüm için ailem öldürüldüğümü düşünüyordu. Cezaevinde aklınıza gelebilecek her türlü işkenceyi gördüm. Bu yaşıma rağmen beni elektriğe veriyorlardı. Beni acımasızca dövüyorlardı öyle ki işkence görmekten ayağımdan kan akıyordu ve kafamdaki damarlar patladı. Serbest bırakılana kadar normal bir şekilde yaşayamadım çünkü devletin vahşetini kendi gözlerimle gördüm. Erkeklerin işkence görürken çığlık sesleri, hala kulağımda. Yanımda kadın yoktu, ben tek başıma küçük bir zindandaydım. Devlet yaptığı  ağır işkencelere rağmen gönlümdeki Kürt kadınlarının cesaretini kıramadı, başımı eğmedim, haysiyetim onursuzluğu kabul etmiyordu ve işkenceye karşı gücüme güç kattım " şeklinde konuştu.

"Biz Kürt kadınları olarak davamıza bağlıyız"

Kadın devriminden duyduğu mutluluğu dile getiren Şêrîn Omer “Devrimin Rojava’ya gelmesiyle birlikte gerçekten özgürlüğe sarıldım ve böylece işimi özgürce yürütebildim. Devrimin her alanında yerimi aldım ve özgür bir anne olarak kutsal bir görevi yerine getirdim. Şengal’de DAİŞ çetelerine  karşı yapılan savaşta oğlum İsam şehit oldu. Diyebilirim ki bu devrime ciğerimin bir kısmı olan oğlumu bağışladım. Bu devrimin başarıya ulaşacağı hep aklımdaydı. Ailemiz vatansever bir ailedir ve bugüne kadar hiç geri adım atmadık. Biz Kürt kadınları kararımıza bağlı olduğumuz için asla pişman olmadık" dedi.