Günün Portresi: Her zorlukta mücadeleyi bırakmayan Duygu Asena…

İstanbul’da 19 Nisan’da yaşama gözlerini açan feminist gazeteci-yazar Duygu Asena, mücadelesine her zorlukta daha da bağlanarak devam etti. Şimdi ise kadınlar uyanışlarıyla o’ndan devir aldıkları mücadeleyi büyütüyorlar.

Haber Merkezi – Mücadeleci kişiliği ile tanınan feminist gazeteci-yazar Duygu Asena, 19 Nisan 1946 yılında İstanbul'da doğdu. Yaşamı boyunca feminist mücadelesini kitaplarına nakşederek, düşüncelerini aktardı. Kadıköy Özel Kız Koleji'ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümü'nü bitirerek iki yıl pedagog olarak çalıştı. 1972 yılında Hürriyet'te gazeteciliğe başlayan Duygu Asena, yazılarında Şirin mahlasını kullandı. Ardından ise gazetecilik faaliyetlerine, Ayrıntılı Haber Gazetesi'nde devam etti. 1976-78 yılları arasında Man Ajans'ta metin yazarlığı yaptı, 1978'de ise Gelişim Yayınları'nda çalışmaya başladı. Duygu Asena, kendini yazılarda ifade ederken, hiç durmadan yazdı, kadınlara seslendi.

Erk zihniyet kitabını yasakladı!

Gazetecilik mesleğinin ardından "Kadının Adı Yok" kitabını kaleme aldı ve adı bu kitapla yankılandı. Erk zihniyet nedeniyle kitap 1998'de müstehcen olduğu iddiasıyla yasaklandı. Kitabı için hukuki bir mücadele de yürüttü ve 2 yılın sonunda mücadeleyi kazandı. Hukuki mücadelesinin kazanmasının ardından yönetmen Atıf Yılmaz, kitabı filme aldı. İkinci kitabı ise "Aslında Aşk Da Yok" oldu. 36 baskı yapan kitap, Almanya, Hollanda ve Yunanistan'da yayınlandı, okuyucuların beğenisi kazandı. Diğer tüm kitapları da kadınlar üzerine oldu. Kadın hakları için mücadelesi devam ettiren Duygu Asena, Kadınca Dergisi'nde kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla "Dayağa Son" diyerek yazılarıyla, söylemleri ve faaliyetleriyle şiddete karşı mücadele etti.

“Bir gün size birisi...”

Duygu Asena hastalığını öğrenmesinin ardından Vatan Gazetesi'ndeki köşesinde şunları yazmıştı: "Bir gün birisi size, o birisi bir doktordur elbette, beyninizde bir şeyler olduğunu söyleyebilir. Evet bir beyin MR'ı çektirmişsinizdir ve beyninizde bir şeyler vardır. İşte o andan itibaren hayatınız tamamen değişecektir. Mesela beyninizdeki o şeye biyopsi için girip, bir lokmacık şey alıp baksınlar mı, yoksa ciddi bir ameliyat gibi girip ne varsa alsınlar mı? Buyurun bakalım, bu kararın ne kadar ciddi olduğunun farkındasınız herhalde."

Beyin tümörü teşhisi konulan ve uzun süre tedavi gören Duygu Asena 27 Temmuz 2006 yılında hayatını kaybetti. Duygu Asena’nın ardından ise, PEN Türkiye Yazarlar Birliği, PEN Duygu Asena Ödülü veriyor.

Kadınlar mücadelesini devraldı

Her yazısında kadınlara zorluklara karşı güçlü olun çağrısı yapan Duygu Asena, "Kadının Adı Yok" isimli kitabında, "Bütün kadınlar evlenmek için programlanmışlardır. Bir erkek onunla evlenmek lütfunda bulunduğu zaman, zevkten ölürler. Evlenme teklifi aldıkları gün yaşamlarının en büyük günüdür. Nikah günü, bekaretin bozulması günü, ana oldukları gün gibi üç-beş tane daha büyük günleri vardır. Ve bu büyük üç-beş günün yaratıcıları da doğal olarak erkeklerdir. Onlarsız, büyük günler hiç yoktur. Sen de onlardan biri olduğuna göre, onların kurallarına uymalısın. Uymazsan, acı çekersin, dışlanırsın, aykırı kalırsın. Uyarsan? Uyarsan da acı çekersin, hem de asıl acıyı çekersin. Hem de acı çektiğini hiç anlayamadan çekersin" diye seslenmişti. 

Duygu Asena, mısralarıyla kadınları uyandırmak için çabaladı. Şimdi ise kadınlar uyanışlarıyla o’ndan devir aldıkları mücadeleyi büyütüyorlar.