Aramızdan 19 Temmuz 2013 tarihinde ayrılan Leyla Erbil, Türkiye edebiyatının 1950 kuşağı yazarlarındandır. Leyla Erbil’in 2001 yılında yayınlanan kitabı “Cüce” aslında kitabın isminden daha çok “Zenime Hanım” yani romana adını veren başkahraman ile anılır. Deyim yerindeyse “yaşını başını almış” ve tek başına yaşamını sürdüren, toplumun dayattığı hiç bir kalıba girmemiş bir kadın Zenime Hanım.

Bir kadının iç sesi ile bol bol konuştuğu, kurgu bir kitap “Cüce”. İki bölümden oluşan romanın bir diğer karakteri de “toplum kalıplarına uymayan ve dışında yaşayan” Zenime Hanım kadar bir o kadar aksi Hatçe Abla’mız var; toplumun içinden... Eşinden gördüğü şiddete rağmen çocuğu yüzünden ayrılamayan, ezilen, sömürülen, şiddet gören bir kadın profili.

Zenime Hanım’ın kendi kendisine serzenişi, “Birden, ölürken beni okşayacak kimsem olmayacak diye düşünüyorsun ve en korktuğun şeyden, kendine acıyor olmaktan, anında sıyrılarak geçmiş günlerdeki gibi güçlü olduğunu kanıtlamak istiyorsun” cümleleri ile geçse de romanın satırlarında kendisi ile yüzleşmelerinden de geri durmaz. Ve “Cüce” çıkagelir...

Türkiye’den Nobel’e ilk aday gösterilen kadın

Üretken bir yazardır Leyla Erbil. Her ne kadar Ahmet Arif şiirleri ve mektuplarından popüler kitap okurları daha çok duymuşlarsa da ismini henüz çocukluk yaşında dünyayı gezmiş kalemi eline aldığından itibaren yazmayı, edebiyatla aşkını sıkı tutmuştur yazar. Türkiye’den Nobel Edebiyat Ödülü’ne ilk aday gösterilen kadındır da üstelik...

Kadın edebiyatına önemli katkılar sundu

“Hallaç”, “Gecede”, “Eski Sevgili” yazdıkları öykü kitaplarıdır, ayrıca “Tuhaf Bir Kadın”, “Karanlığın Günü”, “Mektup Aşkları”, “Cüce”, “Üç Başlı Ejderha”, “Kalan”, “Tuhaf Bir Erkek” romanlarına da imza atmıştır. Sadece eserleri ile değil aynı zamanda cinsellik, yabancılaşma, tabular, önyargılar, anlam arayışı gibi kadın edebiyatına çok önemli katkılar sunmuştur da.