Günün Kitabı: Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi/Lisa See
Sadece kadınlar arasında kullanılan bir dilin olduğunu söylemek bu size umarız ilginç gelmez. Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi romanı bize kadınların yelpazeleri üzerine işledikleri yüreklerinden akan duyguların kadın dilini gösteriyor. Lisa See’nin romanı aslında kurgunun yanı sıra 96 yaşındaki Yang Huanyi’nin anılarından besleniyor. Dünyada belki de yalnızca kadınlar arasında kullanılan tek dil ‘Nu Şu’, See’ye bu romanı yazdırmış. Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi 19. yüzyıla da aslında ışık tutuyor desek yanlış bir cümle kurmuş olmayız
Sadece kadınlar arasında kullanılan bir dilin olduğunu söylesek bu size umarız ilginç gelmez. Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi romanı bize kadınların yelpazeleri üzerine işledikleri yüreklerinden akan duyguların kadın dilini gösteriyor. Lisa See’nin romanı aslında kurgunun yanı sıra 96 yaşındaki Yang Huanyi’nin anılarından besleniyor. Dünyada belki de yalnızca kadınlar arasında kullanılan tek dil ‘Nu Şu’, See’ye bu romanı yazdırmış. Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi 19. yüzyıla da aslında ışık tutuyor desek yanlış bir cümle kurmuş olmayız. Romanımızın baş kahramanı, 19. yüzyılda yaşayan, evlendiği erkeğin evine gidene kadar, ailesinin gözünde ‘doyurulması gereken bir boğaz, giydirilecek bir beden, tez elden evlendirilmesi gereken kız çocuğu’ olmaktan başka bir anlam taşımayan küçük bir kız: Zambak. Ailesinin sosyal konumunu yükseltmek için varlıklı biriyle evlenebilmeli, evlenebilmek için de ayaklarının minik olması gerekir. Kız çocuklarının dünyaya geldiği sınıfa göre ayaklarının minik olması gereken bir dönemde dünyaya gelen Zambak’ın romanını ve kendisi gibi çocukların küçük yaşlarda ayaklarının ‘minik’ olması için yaşadıklarını okuduğumuzda ayaklarımızdaki ayakkabının rahatlığını daha da hisseder buluyoruz kendimizi. Sınıf ve cinsiyet farklarının bizleri nasıl ayırdığını, yine de ilişki kurmak ve bağlanmak arzusunun insanları nasıl ayakta tuttuğunu büyüleyici bir dille anlatan bu roman, kadınların yelpazelerini yalnızca günlük bir aksesuar olarak değil aynı zamanda acılarını, sevinçlerini, aşklarını işledikleri posta kutuları olduğu geliyor akla.