Günün Kitabı: Betty Friedan/Kadınlığın Gizemi
Kadınlığın Gizemi isimli kitap kaleme alındığı 1963 yılından itibaren kadınlara ışık olmuştur. Kaleme alındığı günlerde “adı olmayan” probleme” ışık tutmaya çalışan Friedan net ve güçlü kalemiyle soruna isim koyuculuk yapmış ve sorunun farkında olan kadınlara da mücadele etme yolları göstermiştir. Türkçe çevirisi ve baskısı çok kez yapılan Kadınlığın Gizemi, dönem röportajları ve dönem kadınını yansıtsa bile hala kaynak görevi görmektedir. “Her on yılda bir en az bir kere eski tartışmaların kaynağı olan yeni anlayışlarla tekrar dirilen, aynı zamanda neden bir klasik olduğunu hatırlatan edebî feminizmin Tupac Shakur’u.” Andi Zeisler, Salon
Betty Friedan 4 Şubat 1921 yılında Amerika’da dünyaya gelmiştir. Feminist ve aktivist yazar Betty Friedan, Amerika’da kadın hareketinin önde gelen isimlerinden birisi olmuştur. 1963 yılında kaleme aldığı The Feminine Mystique (Kadınlığın Gizemi) 20. yüzyılda Amerikan feminizminin ikinci dalgasının startını vermiştir. Friedan, 1966'da Ulusal Kadın Örgütü'nün (NOW) kurucu ortağı oldu ve ilk başkanı seçildi. 1970 yılında, NOW'dan istifa ettikten sonra, Friedan, kadınlara oy hakkı tanıyan Anayasası'nın 50. Yıldönümünde ülke çapında Kadınlar için Eşitlik Grevi'ni düzenledi. 1971'de Friedan, Ulusal Kadın Siyasi Kurultayı'nı kurmak için diğer önde gelen feministlere katıldı. Friedan, altı kitap yazmış ve 1990'ların sonlarına kadar da siyaset ve kadın hakları savunuculuğu alanında aktif durmuştur. Friedan, 85. yaşgününde 4 Şubat 2006 konseftif kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
Kadınlığın Gizemi isimli kitap kaleme alındığı 1963 yılından itibaren kadınlara ışık olmuştur. Kaleme alındığı günlerde “adı olmayan” probleme” ışık tutmaya çalışan Friedan net ve güçlü kalemiyle soruna isim koyuculuk yapmış ve sorunun farkında olan kadınlara da mücadele etme yolları göstermiştir. Türkçe çevirisi ve baskısı çok kez yapılan Kadınlığın Gizemi, dönem röportajları ve dönem kadınını yansıtsa bile hala kaynak görevi görmektedir. “Her on yılda bir en az bir kere eski tartışmaların kaynağı olan yeni anlayışlarla tekrar dirilen, aynı zamanda neden bir klasik olduğunu hatırlatan edebî feminizmin Tupac Shakur’u.” Andi Zeisler, Salon