Ortadoğu Sinema Derneği’nde sinema çalışmalarına başlayan Rezan Bayram’ın ikinci belgesel çalışması Emine Şenyaşar ve Bedriye Doku’nun adalet arayışlarını ele alırken ilk kısa filmi Pace-Penceri ise bir hücrede biri ressam iki tutsak kadını anlatıyordu.

“Lêgerîna Edaletê Ya Du Dayikan : Emîne Şenyaşar Û Bedrîye Doku” belgeseline konu olan Emine Şenyaşar’ın adalet arayışı bugün 585’inci gününe girerken, 1015 gündür kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku’nun annesi Bedriye Doku’nun bekleyiş ve arayışı da sürüyor.

Rezan Bayram hazırladığı belgesel çalışmasına dair şunları ifade ediyordu: “Kadın her zaman direnişini haykırandır. Kadının olduğu her alanda bunları görebiliriz. Ben de bu direnişin ve çığlığın küçük de olsa sesi olmak istedim. Bu hikâyeleri kadın gözüyle görmek o şekilde bakmak çok farklı. Kadının hikâyesini sadece bir kadın anlatabilir. Kadınların yaşadıkları geçmişte anılarda kalmamalı herkes bilmeli ve hissetmeli. İki anneyi de ilk izlediğimde onlardan çok etkilenmiştim. Daha sonra her iki annenin de yanına giderek hikâyelerini kadrajıma aldım. Çekimler esnasında Emine Şenyaşar’ın gözlerinde direnişi görebiliyordum. O direnişini haykırması ve onun mücadelesini vermesi çok önemli. Emine Şenyaşar ve Gülistan Doku’nun annesinin çığlığının bu anlamda sesi oldum. Adalet sarayının önünde bir annenin sadece kendisi için değil herkes için adalet araması istemesi beni çok etkiledi...”