Fransa işgaline başkaldıran kadın: Djamila Bouhaired
Genç yaşında Cezayir ulusal kurtuluş cephelerinde en ön saflarda yer alan Cezayirli devrimci Djamila Bouhired, Fransa’ya karşı büyük bir mücadele vererek idol haline gelir.
Haber Merkezi - Fransa'nın Cezayir'i işgali, 1930'larda başladı. Beş yıl içinde Fransa, Cezayir'in verimli coğrafyasını işgal ederek ve tüm zenginliklerini Fransa vatandaşlarına aktarmaya başladı. İşgal sırasında bir milyondan fazla insan hayatını kaybetti. 800 bina ve konaklama merkezi yıkıldı; iki milyondan fazla kişi yerinden edildi. Djamila Bouhired, 1935 yılında Cezayir'in Qespa mahallesinde orta sınıflı bir ailede hayata gözlerini açtı. Djamila ‘nın 7 kardeşi vardı. Ailede tek kadın olduğu için ailesi tarafından güzel yetiştirildi ve okutuldu. Djamil’nın çocukluğu ve gençliği Fransa'nın ülkelerini işgal etme sürecine denk gelir. Bu da Djamil’nın işgale karşı duruşunu daha da güçlendirir. 1945'te Fransız hükümeti İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda, Cezayir halkına Setif katliamını uyguladığında Djamila Bouhired, 10 yaşındaydı. Katliamda 45 bin kişi öldü. Bu katliam, Djamila Bouhired’in milli duygularını ortaya çıkardı ve Djamila Bouhired ülkeyi ayağa kaldırdı.
“Annemiz Cezayir”
O dönemde okullar Fransız işgali altındaydı. Djamila , 'Annemiz Fransa' kelimesiyle başlayan Fransa milli marşını, 'Annemiz Cezayir' kelimesiyle değiştirdi ve okudu. Bu tavrından dolayı Djamila, okuldan atıldı. Küçük yaşta ülkesini işgal edenlerin milli marşına isyan etmesi büyük bir devrimci olduğunu kanıtladı. Çok hırslı bir kadındı ve üniversite okumak için okuluna geri döndü. Kıyafet dikmeyi çok sevdiği için dikiş bölümünü seçti.
Fedai saflarında yer aldı
Klasik dansa merakı vardı ve at biniciliğinde çok yetenekliydi. Djamil, 1954'te Cezayir devrimi başladığında 20 yaşındaydı. 10 yaşında katliamlara tanıklık eden ve Cezayirli çocukların asimile edilmesine karşı ayaklanan Djamil, Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne katılmaya hazırdı. Fransız işgaline karşı başarılı bir mücadele yürütmek büyük bir çaba gösterdi ve yeni fikirler geliştirdi. Fedai saflarında yer alarak, Fransız işgal araçlarının önünde mayın döşeyen ilk kadın oldu.
“Ülkedeki her çocuğun ağlaması benim ağlamamdır”
“Ülkedeki her çocuğun ağlaması benim ağlamamdır” sözü ile cephede çalıştı ve her zaman ön saflarda yer aldı. Cesareti, fedakarlığı ve ülkesi için verdiği mücadeleyle dikkati üzerine çekti ve hedef alındı. Fransa, onu ele geçirmek için farklı çabalar içerisine girdi. FLN savaşçısı Djamil, 1957'de bir Fransız restoranında bomba patlaması sonucu yaralandı. Fransız yargıç Djamil ile gizlice görüşerek, "Cezayir'den kahraman bir kadının çıkmasını istemiyorum" diyerek, "tıbbi gözetim altında sağlık raporunu yerinde çıkarmayacağız ve sizi serbest bırakacağız" teklifinde bulundu. Djamil, bu teklifi reddetti. Bu taleplerini reddettiği için 23 gün boyunca ailesiyle beraber ağır işkencelere maruz kaldı. Fransız askerlerine cevap vermediği için tecavüz edildi, ağır işkenceler gördü. Şiddetli işkencelere rağmen Djamila 'Cezayir bizim annemizdir' dedi ve arkadaşlarının yerini hiç söylemedi. Ölüm cezası kendisine verildiğinde Djamila, en ünlü sözünü söyledi: “Beni ölüme mahkum edeceğinizi biliyorum ama şunu da iyi bilin ki bizi öldürmekle Cezayir'in bağımsızlık çabalarını engelleyemezsiniz.”
7 Mart 1958 'de Djamila’nin idam edilmesine karar verildi. Karar, dünya çapında bir tepkiyle karşılaştı. Bu tepkilerden sonra cezası değiştirilerek, müebbet hapis cezasına çevrildi. 1962'de Djamil ve arkadaşları hapisten çıktı. Djamila daha sonra Fransız avukatı Jacques Fircis ile evlendi.
Hayatı filmlere kitaplara konu oldu
Cezayir'de direnişin simgesi olan Djamila; Nizar Qabani, Selah Ebd El-Sebur, Bedir Sakir El-Siyab ve El-Cewahiri gibi ünlü şairlerin yazılarına ve şiirlerine konu olmuştur. Ülkenin bağımsızlığının sonucunda Djamil, Cezayir kadın birliğinin başkanı oldu. Djamil ile Cezayir Devlet Başkanı Ehmed Bin Bela arasında iki yıllık bir çalışmanın ardından anlaşmazlık çıktı ve Djamil istifa etti. Djamil genel olarak siyasi arenadan uzaklaştı. 1958 gösterdiği direniş, Mısırlı yönetmen Yusuf Şahin'in yönettiği bir filme konu oldu ve yönetmen, hayatını anlatan Djamila adlı bir film yaptı.
Cezayirli aktivist geçtiğimiz yıl mayıs ayında Covid 19 nedeniyle tedavi gördüğü hastanede, her an Filistin davasını takip ettiğini mektubunda dile getiren Djamila Bouhaired, yaşının ve sağlık koşullarının el verdiği taktirde Filistinli direnişçilerin yanında olmaktan mutluluk duyacağını aktarıyordu.
“Filistin’de olan biten herşeyi an be an takip ediyor ve en içten duygularımla hissediyorum. İsrail işgalinin şehirleri ezdiğini ve gururla bundan bahsettiğini görüyorum. Filistin’in ise direnişinden gurur duyuyorum. Filistin direnişi, milletin hala hayatta olduğuna ve sömürgeciliğin bir kader olmadığını bizlere gösteriyor. Sömürgeciliğe karşı hala umut işaretleri olduğunu Filistin gösteriyor. Filistinlilerin işgalcileri kovmak ve yiğit direnişlerini sürdürmekten başka hiç bir şeyleri yoktur. Sağlık durumum elverseydi direnişin en ön saflarında yer almaktan büyük gurur duyardım. Filistin’in sömürgecilikten kurtulması için Filistinli savaşçıların yanında saf tutardım. Enkazın altından çıkarılan çocukların ve kadınların cansız bedenlerinin çıkarıldığını izlerken kalbim kırılıyor.”