‘Eril zihniyetin değişmesinde Hediye büyük rol oynadı’
Dêrik’te Türk devletinin işgal saldırıları sırasında yaşamını yitiren Hediye Abdullah’ı anlatan HPC yöneticisi Minewer Ehmed, Hediye'nin toprağına ve kültürüne bağlı büyük bir yurtsever olduğunu vurguladı.
RONÎDA HACÎ
Hesekê – 2009 yılında 'Arap baharı' olarak tanımlanan ve bir çok Ortadoğu ülkesinde toplumsal ayaklanmalara ve sistemsel değişimlere giden sürecin Suriye'ye sıçramasıyla birlikte iç savaşın başlamasıyla bir çok grup farklı taraflar oluşurdu. Bir taraf olmayı reddeden Kürtler ise kendi kaderlerini tayin ederek, üçüncü yol olarak tanımladıkları Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Demokratik Ulus tezi etrafında Kuzey ve Doğu Suriye halkları ile ortak bir sistemde buluştu. 'Rojava Devrimi' olarak tarihe geçen bu zafer Kapitalist moderniteye ve çözümü değil de krizi yaratan ulus devletlere karşıda ideolojik bir savaşı ifade etti. Halkların kendi dilleri, kültürleri ve siyasal iradesini ortaya koyarak geliştirdiği bu sistem hiç kuşkusuz kadını merkeze alan bir yaşamı esas aldı. Özsavunmadan ekonomiye, eşbaşkanlıktan diplomasiye bir çok alanda kadın varlığını ve iradesini koydu. Kadının görünürlüğünün artması ve zihniyet mücadelesi de kendisiyle birlikte toplumsal değişimi getirdi.
Kuzey ve Doğu Suriye'de hayata geçirilen kadın öncülüğündeki demokratik modernite Türk devleti tarafından her zaman hedef alındı. Devrimin ilk günlerinden bu yana her fırsatta Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına saldıran Türk devletinin esas hedefi kadınlar ve halkların ortak yaşamı oldu. Son olarakda 19 Kasım akşamı başlattığı işgal saldırıları hala devam ediyor. Bu saldırılarda toplam 14 sivil yurttaş hayatını kaybetti. Bunlardan biri de tüm yaşamını mücadeleye adayan Hediye Abdullah. Dêrik kentine bağlı Teqil Beqil köyü'ne yapılan saldırı ardından yaralılara yardım için giden Hediye Abdullah, ikinci saldırıda 11 yurttaşla birlikte yaşamını yitirdi. Hedeiye Abdullah'ı mücadele arakdaşı Hêza Parastina Cewheri (HPC) Yöneticisi Minewer Ehmed anlattı.
Hediye Abdullah, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Dêrika Hemko kentinde 1974 yılında dünyaya geldi. Suriye BAAS rejim politikalarının en yoğun asimilasyon, kimliksizleştirme politikalarına karşı dilini, kültürünü koruyarak, yaşatarak ve çevresindeki kadınların da yaşatmasını sağlayarak yurtsever bir kadın profili çizen simalardan biri oldu. 2016 yılında Hêza Parastina Jin’in kuruluş çalışmalarında ve örgütlenmesinde yer aldı. Kadınların demokratik konfederal sistemde örgütlenmesinin gerekliliğine inandığı için kadın devriminin ta başından katledildiği güne kadar da toplumuna öncülük yaptı.
‘Yokluktan başladık birlikte irade olduk’
Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınların mücadele ve direnişlerine deyim yerindeyse sıfırın altından, eksilerden başladıklarını anlatan Minewer Ehmed, kadınların rejim tarafından kimliksizleştirme politikalarına, Türk işgalci devleti tarafından da katletme politikaları ile bir fiil yüz yüze olduğunu söylüyor. son yaşanan saldırılara ilişkin ise “Saldırılar Demokratik Ulus projesine ve içerisinde yaşatıcısı olan kadınlara yönelik bir saldırıdır” diyor. Minewer Ehmed,
"Ne kadar saldırı olursa olsun bizler kendimizi ve kültürümüzü koruyacağız. Yokluktan başladık ve birbirmizi destek olarak ortak kadın iradesi olduk. Bugün ise içerisinde bulunduğumuz bu günlere geldik” dedi.
Devrimin başından bu yana yer aldı
Katledilen Hediye Abdullah’ın devrimin en başından bu yana her aşamasında kadın iradesi olarak yerini aldığını söyleyen Minewer Ehmed, “Şehid Hediye, yurtsever bir aileden geliyordu. Çocuk sahibi, evli bir kadındı. Rojava Devrimi’nin başından itibaren içerisinde yer aldı ve tüm kadınlara da örnek oldu. kendisini doğal olarak zaten toplumun savunulması ve korunmasında sorumlu görüyordu” diyor. Hediye Abdullah’ın şu sözlerini hatırlatıyor Minewer Abdullah, ‘Tüm kadınlar toplumun savunulmasının bir parçasıdır, öz savunmanın bir parçasıdır. Şimdi bizler toplumun ve devrimin savunulmasında temel roller oynamalıyız’ diyerek tüm toplumu da bilinçlendirmeye çalıştığının altını çiziyor. “Şehid Hediye Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a fikir ve felsefesine sonuna kadar bağlıydı işte tam da bu yüzden kadınların, toplumun savunmasında özel olarak rol almak istiyordu. Belli başlı özelliklerinden birisi de kendi hemcinslerini seviyordu ve köleci, erkek egemen zihniyetinden kurtulmaları için çalışmalar yürütüyordu. Erkek egemen sistemin ve kadın üzerinde yarattığı tahribatların toplumdaki yansımalarını kadın savunması, öz savunması bilinciyle hareket ederek bunlarla mücadele ediyordu” dedi.
Coşku ve heyecanla eylemlerde
Minewer Ehmed konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Toplumda yaşanan tüm sorunlarda cesaretle sorunların üzerine gider ve çözüm gücü olmaya çalışırdı. Mesela Koalisyon Güçleri’nin bulunduğu binanın önüne gider burada eylem yapar ve toplumun, bu coğraflarının temel sorunlarının çözülmesi için her yolu arar, denerdi ve bunun için eyleme de geçer, toplumu da eyleme geçirir, haraket etmeye sevk ederdi. Kadınlara, kadın mücadelesine inanırdı büyük bir heyacanla, coşkuyla bu inancını eyleme dökerdi, şehitlerin döktüğü kana layık olmak için Önder Apo’nun kadınlara verdiği büyük emeğe layık olabilmek bilinciyle emek verirdi.”
Minewer Ehmed, bugün Kuzey ve Doğu Suriye halkının kadın, çocuk, genç yaşlı demeden hedef alındığını söylerken özellikle toplumun kendi dinamiğinden gelen öncü kadınların hedef alındığını ve artık bu düşmanca yöntemin tüm kadınlar tarafından bilindiğnii söylüyor. “Kadın devrimi yaptık. Kadınlar büyük fedakarlıklar yaptılar bu devrimde ve haklarını da böyle kazandılar. Eğer bugün toplumda aktif rol oynayabiliyorsak bunun sayesindedir. Elbette devrimimizi ve toplumumuzu korumak için en ön saflarda rol almaya devam edeceğiz” diyerek gerçkeleşen saldırıların kadınları korkutmadığını aksine kin ve öfkelerini perçinlediğini aktarıyor Minewer Ehmed. Hediye Abdullah, Zeyneb Saroxan, Aqide, Barîn, Avêstaların bu topraklardan çıktığını ve çıkmaya da devam edeceğini söyleyen Minewer Ehmed, “Düşmanımız vahşi ve kadınların özgürlük istemi, mücadeleleri bu vahşete karşı direniyor. Vahşi düşmanlarımız özgürlük isteyen direnişçi kadınların sonunu asla getiremeyecek çünkü bu tüm toplumu ortadan kaldırması gerektiği anlamına geliyor artık...”
‘Devrimci ruhla topraklarımızı savunacağız’
Kuzey ve Doğu Suriye halklarının bugüne kadar hiç kimseye saldırmadığını, kendilerini, topraklarını ve burada kurdukları devrimi savunmak için yaşamlarını mütevazice sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen Minewer Ehmed, “Devrimci ruhla topraklarımızı savunacağız. Bizler bugüne kadar hiç kimseye saldırmadık ama bugün bize gelen hiç bir saldırıyı da yanıtsız bırakmayacağız. Tüm kadınların görevleri başında ülkelerini, topraklarını, çocuklarını, devrimini ve haklarını savunuyor, savunmaya da devam edecek” dedi.