39 yıllık hasret: Elmas Eren

Hayrettin Eren 21 Kasım 1980’de gözaltına alındı. İki gün kendisinden haber alınamayınca ailesi izini sürmeye başladı. İstanbul Karagümrük Karakolu’na giden aile, gözaltı defterinde Hayrettin Eren’in adını gördü. Umutlandılar. Karakol yetkilileri Hayri ve aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişinin Gayrettepe'deki Siyasi Şube'ye götürüldüğünü söyledi... Koskoca 39 yıllık hasret biriktirdi Elmas Eren. Yaşama gözlerini yuman Elmas Eren’in ardından Cumartesi İnsanları her hafta olduğu gibi yine kayıplarının akıbetini sormaya devam ediyor. Uzunca bir süredir onlara, Galatasaray Meydanı yasaklı. Ama onların haklı davalarında sözleri özgür…

39 yıllık hasret: Elmas Eren

Dilek Gül

Hayrettin Eren 21 Kasım 1980’de gözaltına alındı. İki gün kendisinden haber alınamayınca ailesi izini sürmeye başladı. İstanbul Karagümrük Karakolu’na giden aile, gözaltı defterinde Hayrettin Eren’in adını gördü. Umutlandılar. Karakol yetkilileri Hayri ve aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişinin Gayrettepe'deki Siyasi Şube'ye götürüldüğünü söyledi.

Ancak Gayrettepe'deki polis binasına giden anne Elmas Eren’e kapıdaki polisler; “Burada Hayrettin Eren diye biri yok, gözaltına alınmadı" dedi. Ancak Elmas Eren, bahçede kendi otomobillerini gördü. "İşte arabamız burada, oğlum da burada olmalı" diye ısrar edince oradan tartaklanarak uzaklaştırıldı. 

Elmas Eren, Karagümrük Karakolu'na döndüğünde bu kez gözaltı defterinde Hayrettin Eren'in adının yazılı olduğu sayfa yırtılıp yok edilmişti… Buna rağmen vazgeçmedi, peşini bırakmadı. Oğlunu bulmak için her kapıyı çaldı. Tüm makamlardan “Hayrettin Eren gözaltına alınmadı” cevabı aldı. Oysa onu görenler vardı. Gayrettepe'deki siyasi şubede…Bazı tanıklar Hayrettin'in günlerce ağır işkencelerden geçirildiğini söyledi. Ama hukuki karşılığı olmadı. Çare kalmadı. Günler ayları, yılları kovaladı.

En sonunda ilk kez 27 Mayıs 1995’te İnsan Hakları Derneği tarafından başlatılan eylemlere ellerinde karanfil ve oğlunun fotoğrafı ile katıldı. Sessizce oturdu Galatasaray Meydanı’na anne Elmas Eren… Gözaltında kaybedilen oğlunun akıbetini sordu. Kayıplar bulunsun, failler yargılansın dedi.

39 yıl boyunca hastalandı, başka kayıplar yaşadı ama vazgeçmedi. Hatta 12 Haziran 2011 genel seçimler öncesi dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşen kayıp yakınları heyetinin içindeydi. Oğlu Hayrettin’i sordu. “Oğlumun tek bir kemiğine bile razıyım. Senden oğlumun mezarını istiyorum’’ dedi.

Ama olmadı. Oğlunun mezarını alamadan yumdu gözlerini hayata. 39 yıl boyunca yan yana durduğu arkadaşları ölümünü “Çiçeklerle donatacağı bir mezar peşinde 39 yıl tüketen mücadele arkadaşımız, 12 Eylül kayıplarımızdan Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren’i kaybettik.’’ sözleriyle duyurdu.

90 yaşında hayatını kaybeden Elmas Eren’in cenazesi son yolculuğuna uğurlanırken öfke, sitem ve kapanmayan bir yara vardı. Başsağlığı için yanına yaklaştığım Cumartesi İnsanları “artık Elmas Eren’in mücadelesinin sorumluluğu bizim omuzlarımızda” dediler. O gün orada bir kez daha sahiplendiler 39 yıllık mücadeleyi.

Annesinin mezarı başında konuşan ve yıllarca annesiyle Galatasaray Meydanı’na oturan İkbal Eren; "Annem sadece evlat acısı çekenlerin yanında gözyaşı döktü, Galatasaray Meydanı’nda. Başka da bir yerde gözyaşı dökmedi benim annem. Bu da onun ne kadar dik durduğunun göstergesidir’’ diyerek bundan sonra da o meydanda oturmaya devam edeceklerini söyledi.

Yaşama gözlerini yuman Elmas Eren’in ardından Cumartesi İnsanları her hafta olduğu gibi yine kayıplarının akıbetini sormaya devam ediyor. Uzunca bir süredir onlara, Galatasaray Meydanı yasaklı. Ama onların haklı davalarında sözleri özgür…