Zübeyde Zümrüt: Tecridin artık kırılması gerekiyor, bu açık ve nettir

Zübeyde Zümrüt, “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm” adıyla başlatılan hamleye halkların, kadınların ve Kürt halkının dostlarının ilgisinin yoğun olduğunu belirterek, “Tecridin artık kırılması gerekiyor, bu açık ve nettir” dedi.

DİREN ENGÎZEK

Haber Merkezi- Dünyanın dört bir yanında akademisyenler, gazeteciler, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve kadın örgütlerinin temsilcilerinin de aralarında bulunduğu geniş bir kesim 10 Ekim 2023 tarihinde “Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesini küresel çapta başlattı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaşını temsilen 74 merkezde basın açıklamaları yapılması planlanırken bu sayı 100’ü aştı. Başlatılan bu hamleyi ve yapılan eylemleri Avrupa Kürdistan Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt ile hamleyi, eylem ve etkinliklerin geldiği aşamayı konuştuk.

Bu zamana kadar birçok kampanyanın yürütüldüğünü ve özellikle Abdullah Öcalan’a dönük başlatılan uluslararası komployu kınamak amacıyla yapılan uzun süreli eylemleri hatırlatan Zübeyde Zümrüt, “Son olarak ‘Dem Dema Azadî’ kampanyası başlatıldı ve yürütüldü.  Bu kampanyanın ardından başka bir şeyler yapılmalı denildi. Bu nedenle de böyle bu hamle başlatıldı. Tarih olarak 10 Ekim seçildi ki bu tarih komplonun başlama tarihine denk geliyordu. Artık tecrit başını aldı gidiyor. Önderlikten 3 yıldır haber alınamıyor. Aile ve avukat iletişimi yok. Yani tecridin ne kadar ağırlaştırıldığını tüm kamuoyu biliyor. Buna dair hiçbir açıklama yok” şeklinde konuştu.

‘Dostlar Önderliğin özgürlüğü için kaygılanıyor’

Zübeyde Zümrüt ilk olarak tecridi kırma ve Kürt Halk Önderini özgürleştirme noktasında bir çıkış yapılması gerektiğini belirterek hamlenin başlamasına ilişkin şunları söyledi: “Elbette geçmiş kampanyalar çok önemliydi. Önemli bir kesim yer aldı ve rol oynadı. Dostlar öncülüğünde başlatılan bu hamlede sendika başkanları, yazarlar, akademisyenler, gazeteciler ve filozoflar var. Artık sadece Kürtler Önderliğin özgürlüğü ve tecridin kırılması için kaygılanmıyor, bu bizim dışımızda da dostlar açısından da kaygı uyandırıyor.”

Geniş bir paradigmaya sahip bir insanın İmralı Ada Hapishanesinde 25 yıldır rehin tutulmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Zübeyde Zümrüt, “Dostların öncülüğünde ve 74 yerde küresel çapta planlandı ama 100’ ün üzerine çıktı. Kampanya gittikçe yayılıyor ve ilgi artıyor. Kendi içerisinde çeperini genişletiyor” dedi.

‘İmralı, dünyada eşine zor rastlanır bir sistemdir’

Zübeyde Zümrüt Kürt Halk Önderi’ne uygulanan komplonun başlatılmasının ve kararının merkezinin Avrupa olduğunu, Türkiye’nin İmralı Adası gibi bir sistemi oluşturacak güce sahip olmadığına dikkat çekti. İmralı sisteminin dünyada eşine zor rastlanır bir sistem olduğunu ifade eden Zübeyde Zümrüt “Komplonun bir ayağını Türkiye diğer ayağını ise uluslararası güçler ve NATO oluşturuyor. 25 yıldır Önderlik mücadele ediyor. Çok ciddi bir mücadele var. Bugün dostlar bu hamlenin öncülüğünü yapıyor. Onlar Önderliğin oluşturduğu dostlardır. Onun fikri, felsefesi ve paradigması ile oluşturduğu dostlardır. Bu nedenle hamlenin adı ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm’” diye konuştu.

‘Tecridin artık kırılması gerekiyor bu açık ve nettir’

“Küresel çapta düşünen ve fikir geliştiren insanlar şunu çok iyi biliyor ki Ortadoğu’ da yaşanan savaşların, siyasi krizin ve kaosun çözümü Öcalan’sız olmaz” diyen Zübeyde Zümrüt şunları ifade etti:

“Tabi Kürt meselesinin tarihsel boyutu var. Bir çözümün gelişmemesinin ve Kürtlerin taleplerinin ve statüsünün kabul edememesinin nedenleri çok net bir şekilde biliniyor. Türkiye’de faşizmin ve milliyetçiliğin Kürtlere karşı yürüttüğü siyasi soykırım politikaları, tecridin sadece Önderliğe yapılmadığı aslında insanlığa dönük bir tecrit olduğunu gösteriyor. Tecridin artık kırılması gerekiyor bu açık ve nettir. Türkiye de hukuksal açıdan hiçbir yeri olmayan tecrit Kürtlere karşı kullanılıyor. Bu faşizmi giderek yükselten bir devlet mantığı ve eril zihniyetin sonucudur.”

Zübeyde Zümrüt, çalışmaları iki ayak üzerinden yürüttüklerini belirterek, “Öncelikli diplomasi çalışması yürütüyoruz. Bizim dışımızdaki toplumlar ve dostlarda Kürt Halk Önderinin halkların önderi olduğu ifade ediliyor. Sadece Kürt halkının değil artık küreselleşen bir paradigma ve felsefe var. Bu hamlenin içerisinde daha net Önderliğin fikirlerinin benimsendiğini gördük. Hamlenin diğer bir ayağı da toplumsal ayağıdır. Kürtler bu hamleyi yürütmeli ve daha da toplumsallaştırıp, örgütlemeliyiz. Tarihsel bir süreçten geçiyoruz bu noktada toplumsal rol çok önemli” şeklinde konuştu.

‘Bu eylemler daha başlangıç’

Yıllar içerisinde çok sayıda eylem ve etkinliğin yapıldığını ve direnişin devam ettiğini vurgulayan Zübeyde Zümrüt, “Direniş devam edecek ama yetmiyor. Karşımızdaki faşizm de kendisini örgütlüyor. Faşizm gittikçe çok daha acımasız bir şekilde halka yöneliyor. Buna karşı direnen halk gerçekliği var. Bundan sonra eylem ve etkinliklerin çıtası yükselecek. Bu aslında başlangıç. Hamle için bir yıllık planlama koyduk önümüze. Önderlikten haber alana kadar devam edeceğiz. Tecridi kırıp Önderliğin fiziki özgürlüğü sağlanana kadar hamle dostlar ile devam edecektir.”

‘Önderliğin dostları ile Önderliğin bağı oluşmuş bunu kopartamazlar’

Zübeyde Zümrüt, 100 bin kartpostalı İmralı'ya gönderme eylemi başlattıklarına dikkat çekerek, “İmralı sistemini kilitlemek gerekiyor. Toplum olarak varız ve var olmaya devam edeceğiz. Şunun mesajı verilmeli; siz toplum ile Önderliğin bağını koparmaya çalışsanız da Kürt halkı ve Önderliğin dostlarıyla Önderlik arasında güçlü bir bağ oluşmuş bunu kopartamazsınız. Bu kartlar ile bu bağı devlete göstermek gerekiyor. Önderliği hissetmek ve bu hissi direniş olarak devlete yansıtarak mesaj vermek gerekiyor” dedi. 

17 Şubat’ta Köln’de büyük miting

Kartpostalların 15 Şubat’a kadar gönderileceğini kaydeden Zübeyde Zümrüt, şunları aktardı: “15 Şubat Kürtler açısından kara gün olarak ilan edildi. Kürt halkının, gençlerin ve kadınların direnişi 1999’daki bu komployu ters yüz etti.  Uluslararası komplocuların aldığı kararlar boşa düşürüldü. O dönemi aşan bir pozisyondayız. 17 Şubat’ta Almanya’nın Köln şehrinde büyük bir miting yapacağız.  Strasburg'da yıllardır CPT’nin önünde Önderlik için nöbet tutuluyor. Bu ciddi bir bağlılıktır. Kendi Önderliğine, kendi iradesine sahip çıkan bir halk var. 3 milyondan fazla Kürt yaşıyor neden bir milyondan fazlası bir araya gelmesin. Tam zamanıdır. Milyonlarca insana ulaşıp bu tecridi anlatmak bizler için görev ve sorumluluktur. Herkes bir semtte bir sokağa gidip İmralı adasında olan biteni anlatmalıdır.

17 Şubat’taki miting için elbette ki teknik hazırlık ve imkanlar sağlanacaktır. Ama devasa bir miting olması gerekir. Bu halkın gücü vardır. Kendisi alternatiflerini ortaya koymalı gençleri ile her sokağı örgütlemelidir. Halkımız şunu demelidir ‘ben orada olmazsam bir kişi eksik olursa sesimiz zayıf çıkar.’ İmralı tecridini kırmak ve duvarlarını yıkmak için direnişte yer almamız gerekiyor. Elbette İngiltere ve İskandinavya ülkeleri kendi yerlerinde yürüyüşler yapacak. Ayrıca Türkiye’ ye heyet gönderme ve bunun içinde alt yapı oluşturma çalışmalarımız var.”

‘Kürtlerin üzerine beton dökülmüştü’

Zübeyde Zümrüt, Kürtlerin üzerine beton döküldüğünü ve Kürt Halk Önderi’nin elli yıl önceki çıkışı ile o betonun parçalandığının altını çizerek, Abdullah Öcalan’ın toplum için öneminden şu şekilde bahsetti:

“Bugün Kürtler kendi dilini ve kimliğini tanıdı. Kadınlar var oluşunun farkına vardı ve tüm bunları Önderliğin mücadelesi ile yaptı. Halklar önderliği çok iyi okuyor. Özellikle dostlarımız paradigmasını, savunmalarını, görüşme notlarını çok iyi okuyor. Buna ben de tanık oluyorum. Üzerine düşünen ve fikir üreten büyük bir kesim var. Önderlik Kürtler, Kürt kadınları ve gençler için ne kadar önemliyse dostlar için de o kadar değerlidir. Önderliğin ortaya koyduğu perspektif dünyadaki devletleri demokratikleştirecektir. Sadece Ortadoğu halkları için değil, küresel çapta bir model var. Bu modeli Rojava’dan örnek alıyorlar. Bu model Rojava’da halkların inşası ile yaşatılıyorsa bu yaşam felsefesi evrensel olarak yaygınlaşabilir ve yapılabilir.”

Her yerde eylemler devam ediyor

Avrupa cephesinden baktıklarında güzel bir heyecan olduğunu gördüklerini dile getiren Zübeyde Zümrüt, “Sonuç alıcı bir hamlenin olduğuna dair inanç yüksek. Bakur cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri var. Bu da demek oluyor ki artık vicdan devreye girdi. Zindanlarda açlık grevleri bedenini yatırmak demek. Diğer taraftan açlık grevlerine girenlerin aileleri adalet nöbeti tutuyor. Bu anlamda ilginin artması gerekiyor” dedi. Farklı kesimlerin ve çevrelerin bir araya gelip çözüm aradığını dile getiren Zübeyde Zümrüt, “Avrupa’nın koşulları coğrafik olarak zor ama buna rağmen insanlar bir araya geliyor çünkü tek çözümün ve adresin İmralı olduğuna dönük bir inanç var” diye ifade etti.

‘Kürt kadınları kendisini Önderlik ile tanıdı’

Kadınların eylemlere öncülük ettiğini vurgulayan Zübeyde Zümrüt, şunları dile getirdi: “Kürt kadın hareketinin dünya kadınları üzerinde yarattığı pozitif bir etki var. Dünya kadın örgütleri bizim deneyimlerimizden faydalanmak istiyor. Kendi ülkelerinde uygulamak istiyorlar. Kadın kimliğini oluşturmak ve kadın özgürlük mücadelesini yürütme açısından önemli bir gelişim var. Önderliğin özgürlüğü için yapılan eylemlerde kadınlar ve gençler rolünü oynuyor. 15 Şubat’ta gençlik de uzun yürüyüşler yapıyor iki koldan yürüyüş yapacak. Kadınlar olarak hamle kapsamında eylemlere katılım ve öncülük etme durumu var. Bizim için çok anlamlı çünkü Kürt kadınları kendisini Önderlik ile tanıdı mücadelesini bu şekilde geliştirdi. Bu nedenle öncülük rolünü oynuyoruz.”

Zübeyde Zümrüt, son olarak önlerinde 15 Şubat için eylem ve etkinlikler olduğunu söyleyerek, “Hedefimiz kısa vadede, 17 Şubat’taki Köln eylemine milyonları katmayı sağlamak. Ayrıca hamleyi örgütleyecek bir dizi etkinlik ve dostların yapacağı konferanslar var” dedi.