Zenubya Kadın Topluluğu 3 yaşında: Yorulmak nedir bilmeden çalıştık

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Rakka, Minbic, Tabqa, Derêzor kentlerinde örgütlenen Zenubya Kadın Topluluğu, kuruluşunun üzerinden geçen 3 yıllık süreçte yaptığı kampanya, çalışma ve eğitimlerle toplumda köklü zihniyet değişimleri yarattı.

SÎLVA AL-ÎBRAHÎM

Minbic- Zenubya Kadın Topluluğu, 1 Haziran 2021 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye’nin Rakka kentinde 150 kadının katılımıyla yapılan Kongre ile kuruldu. Kadınların ortak mücadelesini esas alan Toplulukta, IŞİD’den kurtarılan Rakka’nın yanı sıra Minbic, Tabqa, Derêzor kentlerinde yaşayan Arap, Kürt, Çerkes, Türkmen, Ermeni, Süryani gibi farklı etnik köken ve inançtan kadınlar yer alıyor.

Geçen 3 yıllık süreçte yaptıkları çalışma ve kampanyalarla kadın sorunlarına dikkat çeken Topluluk, çocuk evlilikler, kadına yönelik şiddet, katletme, boşanma, nafaka, miras, çocukların velayeti gibi önemli toplumsal sorunların çözümüne dönük politikaların geliştirilmesi konularında da çalışmalar ortaya koydular.

Kadın özgürlükçü Demokratik Ulus bilincinin gelişmesi yönünde birçok eğitim devresini hayata geçiren Topluluk, 11 Haziran’da Kuzey ve Doğu Suriye’de gerçekleşecek Yerel Seçimlere katılacak eşbaşkanları  ön seçimlerle belirledi. Toplumda önemli bir zihniyet ve yaşamsal değişim yaratan Zenubya Kadın Topluluğu, kadınların kamusal yaşamda görünürlüğü, yönetimlerdeki irade gücünü önemli ölçüde açığa çıkardı.

‘Rakka’da kadınlar köle pazarında satıldı’

Zenubya Kadın Topluluğu Sözcüsü Xoz El Îsa, 3 yılı aşkın süredir yorulmak bilmeden yürüttükleri mücadeleleri sonucunda toplumdaki kadınların geniş bir kesimine ulaşmayı başardıklarını söyleyerek, “Bu bölgedeki kadınlar, adaletsizlik, ayrımcılık, kimliksizlikle yaşadı uzun yıllar. Kadınlar yok sayıldı, başarıları erkek zihniyeti tarafından ele geçirildi. Kadınlar DAİŞ döneminde ise en ağır işkencelerden geçti. DAİŞ’in başkenti olarak gördüğü Rakka’da kadınlar köle pazarında satıldı. YPG-YPJ ve QSD güçleri bölgemizi özgürleştirdi” dedi.

‘Emek ve üretim, örgütlülük olmadan korunmaz’

Xoz El Îsa, Zenubya Kadın Topluluğu’nun Rakka, Minbic, Tabqa, Derêzor kentlerinde örgütlendiğini belirterek, “Bu dört kentin özgürleşmesi ardından, kadınların gücünü, emeğini, mücadelesini birleştirmek için böyle bir örgütlülüğe ihtiyaç duyuldu. Her kent kendi meclisini ve yönetimini kurdu. Çalışmalarımıza dair öneriler 4 kentten geldi ve tek bir noktada birleştirildi. Emek ve üretim, örgütlülük olmadan görülmez, korunmaz. Bu ihtiyaçtan Zenubya Kadın Topluluğu kuruldu” diye vurguladı. 

‘Zorluklara rağmen büyük başarı elde ettik’

Zenubya Kadın Topluluğu’nun; diplomasi, basın, eğitim, kültür, sağlık, ekonomi komiteleri üzerinden örgütlendiğini hatırlatan Xoz El Îsa, şunları dile getirdi:

“Yaptığımız eğitimler ile kadınları bilinçlendirmeye çalışıyoruz. DAİŞ’in zihniyetinin yarattığı ideolojiye karşı kadınları bilinçlendiriyoruz. Aynı şekilde kadınları ezen, öldüren köhne örf ve adetlere karşı da yine eğitimler yapıyoruz. Yaptığımız ev çalışmaları ile kentlerdeki kadınların büyük bir kısmına ulaşmayı başardık. Kadınlar bizi, adaleti sağlamak, ailevi ve sosyal sorunlarını çözmek için referans olarak görüyor. Toplumsal Sözleşmeyi ve haklarını kadınlara anlatıyoruz. Toplumsal Sözleşme, kadınlara örgütlenme hakkı dahil olmak üzere birçok hak veriyor. Yine haklarını koruyan, kazanımlarını güvence altına alan bir Sözleşmedir. Seçme ve seçilme hakkı da yer alıyor. Bu 3 yıllık süreçte yorgunluk nedir bilmeden çalışma yürüttük. Topluluğumuzun adı bölgede büyük yankı yarattı. Karşılaştığımız zorluklara rağmen büyük başarı elde ettik. Elde etmeye de devam ediyoruz.”

‘Hedefimiz kadın mücadelesini ortaklaştırmaktır’

Zenubya Kadın Topluluğu Minbic Meclisi üyesi Çerkez halkından Necla Hac Muhammed de Zenubya Kadın Topluluğu’nun kurtarılmış alanlardaki kadınları bir araya getiren bir şemsiye olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:

“Kadınlar olarak aramızdaki bu birlik ve beraberlik, topluluğumuzun başarısı ve kentlerimizin inşası için bize güç veriyor. Aynı zamanda topraklarımızı ve sistemimizi baltalamaya dönük saldırılara karşı da duruşumuzu güçlendiriyor. Türk devletinin işgal ettiği alanlara dönük duruşumuz aynıdır. Her türlü işgale karşıyız. Çünkü topraklarımız hepimizindir ve onun korunması da hepimizin sorumluluğundadır. Topluluk olarak, kadınları bilinçlendirmeye ve özgürleştirmeye çalışıyoruz. Çünkü kadınların özgürleşmesi toplumun özgürleşmesidir. Komünlerden başlayarak, Özerk Yönetim’e kadar her alanı kadın özgürlük zihniyeti ile örgütleye biliriz. Hedefimiz, Suriye’nin üzerindeki kara bulutları kaldırmak ve kadın mücadelesini ortaklaştırarak. Tüm Suriyeli kadınlara örnek olmaktır.”