Zehra Semo: Suriye’de geçici hükümet göçmenler için henüz adım atmadı

Cizîr Bölgesi Sosyal İşler Kurulu Eşbaşkanı Zehra Semo, Suriye’de tüm bileşenlerin tanınması ve yerinden ettirilenlerin kendi topraklarına dönüp yaşamasının zamanının geldiğini belirterek “Suriye’de geçici hükümet göçmenler için henüz adım atmadı” dedi.

RONÎDA HACÎ

Hesekê- Türk devleti ve çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarıyla birlikte Efrîn, Serêkanîyê, Girê Spî ve Şehba’dan binlerce kişi göç etmek zorunda kaldı. Cizîr Kantonu’nda 6 göçmen kampı bulunuyor. Serêkanîyê Kampı’nda 2 bin 643, Waşokanî Kampı’nda 16 bin 184, Newroz Kampı’nda 5 bin 726, Erîşa Kampı’nda 13 bin 274, Roj Kampı’nda ise 818 aile yaşıyor. Türk devletinin son dönemde Şehba ve Til Rifat'a yönelik saldırılarıyla birlikte binlerce Efrînli ikinci kez göçe maruz kalarak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin güvenli bölgelerine yerleşti. IŞİD ailelerinin yaşadığı Hol Kampı’nda da 4 bin 371 Suriyeli aile, 4 bin 505 Iraklı ve 1 bin 897 yabancı aile yaşıyor.

Türk devletinin işgal ve göç politikalarını anlatan Cizîr Bölgesi Sosyal İşler Kurulu Eşbaşkanı Zehra Semo, bölgedeki göçmenlerin durumu hakkında da ajansımıza bilgi verdi. Zehra Semo, güncel gelişmeler arasında yeni bir Suriye'nin konuşulduğunu ve öncelikle Türk devletinin işgali nedeniyle yerinden ettirilenlerin kentlerine dönmesi gerektiğini söyledi.

‘Göçmenlerin geri dönme umudu var’

Baas rejiminin devrilmesinin ardından göçmenlerin geri dönme umutlarının yeniden canlandığını, ancak geçici hükümetin şu ana kadar göçmenler için herhangi bir adım atmadığını kaydeden Zehra Semo, "Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye halkı topraklarında ve evlerinde özgürce yaşamayı umuyordu. Suriye'de yeni geçici hükümet kurulduktan sonra ne yazık ki savaş bitmedi, göç devam ediyor ve siviller katlediliyor. Çatışmaların başlangıcından bugüne kadar Suriye halkının yaşadığı en ciddi acılardan biri de göçtür. Bu acıyı kadınlar ve çocuklar da yaşıyor. Şu ana kadar bu sorun çözülememiş, işgal altındaki topraklarda saldırılar ve insanlık karşıtı eylemler halen devam ediyor” ifadelerinde bulundu.

‘Geçici hükümet göçmenler için henüz adım atmadı’

Suriye’de saldırıların, göçlerin, insanlık dışı saldırıların devam ettiğini belirten Zehra Semo, sözlerine şöyle devam etti:

"Suriye'de ateşkes ilan edilmesi ve barış ortamının oluşması gerekirken, bu yapılmadı. Suriye'de Türk devletinin sivillere yönelik saldırıları, katliamları devam ediyor ve halk göçe zorlanıyor. Suriye'deki bu saldırıların ve insan hakları ihlallerinin sorumlusu geçici hükümettir. Suriye'nin içinden geçtiği bu süreçte tüm göçmenlerin kendi topraklarına dönüp kendi evlerinde yaşamasının zamanı geldi. Göçmenler sürekli eylem halinde ve kamplarda kalmaları da bir eylem biçimidir. Göçmenlerin isteği evlerine, topraklarına dönmektir. Göçmenler için Cizîr Kantonu’nda 6 kamp kuruldu ve şu ana kadar geçici hükümet bu göçmenlerin evlerine geri gönderilmesi yönünde herhangi bir adım atmadı. Yeni bir hükümet atandığında göçmen meselesinin asıl mesele olması ve çözülmesi gerekiyor."

‘Geçici hükümet saldırılar karşısında sessiz’

Türk devleti ve çetelerinin Tişrîn Barajı’na yönelik saldırılarına karşı halkın ortaya koyduğu direnişe dikkat çeken Zehra Semo, "Türk devletinin Tişrîn Barajı'na yönelik saldırılarının şu ana kadar devam ettiğini görüyoruz. Suriye'nin geçici hükümeti neden bu duruma karşı sesini çıkarmıyor? Herkes şunu iyi bilsin ki, halk artık toprağı, evi ve vatanı olmadan yaşayamaz. Tişrîn Barajı'ndaki nöbet, halkın toprağına, evine ve ülkesine olan bağlılığını gösteriyor. Halk devrimci bir ruhla yaşıyor ve bu yüzden iradesini kimse kıramaz. Halk bugün hakkını arıyor ve hakkını alana kadar da durmayacak" dedi.

‘Yeni Suriye’de kadınların rolü dikkate alınmalı’

Uluslararası insani yardım kuruluşlarına göçmenlerin geri dönüşü için sorumluluk almaya çağıran Zehra Semo, "Ayrıca yeni geçici hükümetin Suriye halkının realitesine göre çalışmalarını yürütmesi gerekiyor. Yeni Suriye’de kadınların rolü dikkate alınmalı. Öte yandan Suriye'deki tüm bileşenler kabul edilmeli, göçmenlerin yaşadıkları acı hikâyelerin son bulması için de çalışmalar yürütülmelidir” şeklinde konuştu.