Tülay Hatimoğulları Amed’deki Adalet Nöbeti’ni ziyaret etti

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Amed’te Adalet Nöbeti’ni sürdüren anneleri ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Türkiye halklarının, farklı inançlardan ve dillerden insanların bu onurlu mücadeleyi görmesi, duyması anlamlı” dedi.

Haber Merkezi- İmralı Ada Cezaevinde 25 yıldır tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa demokratik çözüm talebiyle başlatılan Adalet Nöbetleri devam ediyor. Amed’de Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) öncülüğünde sürdürülen Adalet Nöbeti 94’üncü gününe ulaştı. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Örgütü binasında tutulan nöbette solana “Özgür yaşamın inşası için tecridi kıralım zindanlara ses olalım” pankartı asılırken, eylemciler üzerlerine “Tecrit insanlık suçudur” yazılı önlükler giydi.

Annelere karanfil ve beyaz tülbent

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Adalet Nöbetini sürdüren anneleri ziyaret ederek karanfil ve beyaz tülbent verdi. Tülay Hatimoğulları’na DEM Parti milletvekilleri Adalet Kaya, Halide Türkoğlu, belediye eşbaşkan adayları ile Tevgere Jinên Azad (TJA) aktivistleri eşlik etti. Ziyaret sırasında konuşan DDB Amed İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, İmralı’daki tecrit kalkmadığı sürece toplum üzerindeki baskıların ağırlaşarak devam edeceğini söyledi. Sultan Yaraya, buna karşı devam eden cezaevlerindeki açlık grevi ve Adalet Nöbetlerinin önemine dikkat çekti.

‘Analarımızın özgürlük mücadelesinin yanındayız’

Daha sonra konuşan Tülay Hatimoğulları ise, İmralı tecridine karşı Şubat ayı başında yapılan Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nü hatırlatarak, “Büyük Özgürlük Yürüyüşü Kurdistan’ın dört bir yanını adım adım dolaştı. Sadece heyetimiz değildi yürüyen, Kurdistan’da yüz binlerce Kürt yurttaşımız bu yürüyüşün en temel parçalarından biri oldu. Bütün bu eylemler Kurdistan’da, Ortadoğu’da, Avrupa’ da bir amaçla yapılıyor; Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğüne kavuşması için. Bunun anlamı bu ülkede 40 yıldır devam eden savaş ve çatışmaların son bulmasıdır. Israrla dün olduğu gibi bugün de analarımızın verdiği özgürlük mücadelesinin yanındayız, yanında olmaya da devam edeceğiz” dedi.

‘İktidar savaşı kışkırtıyor’

Yine devam eden Adalet Nöbetleri’nin önemi üzerinde duran Tülay Hatimoğulları, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Adalet Nöbetleri ülkenin dört bir yanında devam ediyor. Türkiye halklarının, farklı inançlardan ve dillerden insanların bu onurlu mücadeleyi görmesi, duyması, uzatılan barış elini tutması önemli ve anlamlı. Ama ne yazık ki bizler Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülsün dedikçe, bu iktidar tam tersini yapıyor, savaşı kışkırtıyor. Daha birkaç gün önce Rojava’da, Derik’te sivilleri hedef alan saldırılar gerçekleştirildi.

Bugün saraya yakın olan birinin yazdığı yazıya baktığımızda bir gazeteci midir ya da askerlerin nerede operasyon yapacağının koordinatlarını ortaya koyan bir asker midir belli değil! Adım adım sınır ötesi operasyonlarının nereyi ve nasıl vuracaklarını yazmış bugünkü köşe yazısında.  Bu tür kalemşorlar olduğu sürece, bu yazılar yazdırıldığı, bu operasyonlar gerçekleştirildiği sürece ne yazık ki Kürt sorununda barışı dile getirmek daha da uzaklaşıyor. Çünkü iktidar barışsızlığı dile getirmekte.  

Diyalog sürecinin başlatılması çağrısını yineliyoruz

Bizler DEM Parti olarak, bir müzakere ve demokrasi partisi olarak, Kürt sorunun barışçıl yöntemlerle çözümü için her daim vurgu yaptık, vurgulamaya da devam ediyoruz. Seçimden seçime hatırlanacak, Kürdü oy deposu olarak görecek bir sorun değildir. 40 yıldır yüz binlerce insanın acılar içinde kıvrandığı, anaların gözyaşı döktüğü, kentlerimizin boşaltıldığı bir tarihe sahip. En güçlü yanıtı demokrasi güçleri ile birlikte vereceğiz. Bizler Adalet Nöbetini sürdüren anaların huzurunda bir kez daha çağrı yapıyoruz; Kürt sorununun çözülmesi için, bir diyalog sürecinin başlatılması çağrısını yineliyoruz. Kürt sorununun bir statü sorunu olduğunu ve onurlu bir barışla çözüleceğini, demokratik bir anayasa ile taçlandırılacağını buradan bir kez daha yineliyoruz.

Tecridin ortadan kaldırılması için herkes seferber olmalı

CPT’nin geçmiş dönemde İmralı’yı ziyaret ettiğini biliyoruz. Ancak herhangi bir raporu kamuoyuyla paylaşmadılar. CPT’nin yakın zamanda İmralı’da, Sayın Öcalan’ı ziyaret etmesini bekliyorduk ama bu gerçekleşmedi. Başta CPT olmak üzere bütün uluslararası güçleri Kürt sorununun çözümü konusunda duyarlı ve özne olmaya davet ediyoruz.  Yine aynı kuruluşları Türkiye’de cezaevlerinde devam eden işkence, İmralı tecridinin kaldırılması için insanlık ve hukuk karşıtı olan bu tecridin ortadan kaldırılması için herkesi seferber olmaya davet ediyoruz.

Ben bir kez daha siz değerli analarımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum, mutlaka başaracağız. Mücadele ve örgütlülüğün elinden hiçbir şey kurtulamaz. Bu toplumu değiştireceğiz, Kürt sorununu çözeceğiz, bu ülkede bütün hakların eşit yurttaş olarak yaşayacağı demokratik cumhuriyeti kuracağız. Bu düzeni tesis edene dek demokratik mücadelemiz devam edecek.”