RONAHÎ NÛDA

Hesekê- Kadın Savunma Birlikleri/Yekineyên Parastina Jin (YPJ), örgütlenme çalışmalarını tamamladıktan sonra 13 Şubat 2013 tarihinde Efrin Cindirese’de Şehit Ruksen Efrin komutasında Şehit Ruken Taburu’nu kurdu. Daha sonra Qamışlo’da Şehit Adalet Taburu, Kobanê’de Şehit Dicle Taburu kuruldu. İlk konferansını 2 Nisan 2013 tarihinde Derik şehrinde gerçekleştiren YPJ 4 Nisan'da kuruluşunu ilan etti. 

YPJ hem özgün hem komuta düzeyinde öncülük yaptı

İlk önce Türk devleti güdümünde olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Cephet El Nusra, İŞİD çetelerinin saldırılarına karşı başta Efrin olmak üzere Rojava genelinde gelişen direniş savaşlarında yer alan YPJ, Kuzey ve Doğu Suriye’de İŞİD’e karşı geliştirilen tüm hamlelerde hem özgün hem genel hem de komuta düzeyinde öncülük yaptı.

Berivan Qalender ve Tekoşer Meryem Mihamed ilk şehitleri oldu

28 Mayıs 2013 tarihindne Cephet El Nusra çetelerinin Efrin’in Şerewa ilçesine karşı geliştirdiği saldırıda Bêrivan Nucan kod isimli Berivan Qalender ve aynı direnişte 29 Mayıs günü Silava kod adlı Tekoşer Meryem Mihamed YPJ’nin ilk şehitleri olarak tarihe geçti. YPJ savaşçı ve komutanları, Türk devletinin Efrin İşgal Harekâtına karşı geliştirilen Çağın Direnişi ve Ekim 2019’de Serekaniye ve GrêSpî İşgal Harekâtlarına karşı geliştirilen Onur Direnişi’nde de öncü düzeyde yer aldılar.

YPJ kadınların haklarını kazanması için de mücadele ediyor

YPJ, Silava, Rêvana, Arin Mirkan, Awesta Xabur, Barin Kobanê, Jiyan Tolhildanların ve binlerce savaşçısının emeği ve fedailiğiyle büyüyüp gelişerek tüm kadınlara umut ve model oldu. YPJ esas aldığı Demokratik- Ekolojik -Kadın Özgürlükçü Paradigması ve mücadelesiyle kadınların sadece fiziki savunmasını değil haklarını kazanmasını ve savunmasını da sağladı. Yaklaşık 3 yıldır ise kadınların umudu YPJ savaşçıları Türk devletinin SİHA’larıyla hedef alınıyor. Fakat YPJ kadınların savunma aracı olarak ilgi görmeye ve büyümeye devam ediyor.

‘Kadınlar devrime çok güçlü katıldılar’

YPJ Cizirê Bölgesi Genel Komutanı Dilbirîn Kobanê, YPJ’nin 10’uncu kuruluş yıldönümü nedeniyle ajansımıza konuştu. Dilbîrîn Kobanê, Rojava Devrimi’nin başlarında YPJ’nin kuruluşunun önemini değerlendirerek şunları söyledi:

“YPJ’nin kurulduğu 4 Nisan 2013 tarihi ve önemli bir gündü.  Kürt halkı üzerine on yıllardır yürütülen bir zulüm vardı. Bu zulüm en fazla da kadınları etkiliyordu. Devrim bu zulmü durdurmak başta Kürtler olmak üzere tüm halkları ve kadınları özgürleştirmek için başlatıldı. Rojava Devrimi’ni Kadın Devrimi olarak adlandırdık ve bir kadın devrimi gerçekleştirdik. Amacımız kadınların kendi gücünü açığa çıkarması ve büyük bir iradeyle devrimi gerçekleştirmesiydi. Gerçekten de kadınlar devrime çok güçlü katıldılar. Yaşı büyük anneler bile ‘Biz böyle kadınların devrimi yürüteceği bir gün için yaşadık’ diyorlardı. Devrim bir volkan etkisi yarattı, bütün alanlarımız mücadele alanları oldu. Bu devrim ateşi en fazla da kadınlarda heyecan yarattı. Sanki kadınlar böyle bir günü beklemişti ve katılımları kusursuzdu.”

‘YPJ tarihsel bir miras üzerinden kuruldu ve gelişti’

YPJ’nin bir anda ortaya çıkmadığına ve Kürt kadınlarının tarihsel mirasının oluşturduğu kültür üzerinden kendini örgütlediğine dikkat çeken Dilbirîn Kobanê, “YPJ tarihsel bir miras ve tecrübe üzerinden kuruldu ve yürüyor. Birdenbire devrim esnasında ortaya çıkmadı. YPJ devrimci kadınların başta da Kürt Özgürlük Mücadelesindeki kadınların uzun yıllardır yürüttükleri mücadele ve savaşla oluşan kültürle kuruldu.  Zîlanları, Bêrîtanları, Saraları hiçbir zaman unutmayacağız; Onların yürüttüğü mücadele sayesinde bugün YPJ gibi bir kadın ordusu kurulmuş durumda” dedi.

YPJ’nin kuruluşundan bu yana geliştirdiği örgütlenme çalışmaları ve konferanslarla daha fazla güçlendiğini ifade eden Dilbirîn Kobanê, “Ana, babalarımızın tarihsel bir sözü var. ‘Her bitki kendi kökleri üzerinden gelişir’ diyorlar. YPJ’de devrimci Kürt kadınlarının yarattığı miras üzerinden gelişti. Kökleri sağlam olduğu içinde bugün bir dünya gücü haline gelmiş durumda.

‘Toplumda bir değişim ve zihniyet dönüşümü yarattı’

YPJ’nin yürüttüğü mücadelenin Rojava’daki tüm halklar ve kadınları, Kürtleri, tüm dünya insanlığını ve kadınlarını etkilediğine vurgu yapan Dilbirîn Kobanê, şunları kaydetti:

“Bu topraklarda 12 yıldır süren bir savaş var. Evet YPJ 10 yıldır kuruldu ama öncesinde de savaşçıları YPG saflarında savaşta yer alıyordu. Kuruluşundan itibaren de YPJ savaşçı ve komutanları bütün savaşlarda öncü düzeyde yerlerini aldılar. YPJ’nin bu hakikati göz önündedir. YPJ bu mücadelesiyle kalıpları kırdı ve toplumda bir değişim ve zihniyet dönüşümü yarattı. YPJ sadece Kürt kadınlarıyla sınırlı kalmadı. Arap, Süryani, Asuri vb. halklardan kadınlar YPJ’den etkilendiler ve binlercesi saflarımıza katılım sağladı.

Bölge kadınları YPJ’nin varlığı ve mücadelesiyle bir kadın savunma gücünün olduğuna ikna oldular ve kendilerini yalnız hissetmediler. YPJ bütün halklar ve kadınların umudu oldu. YPJ akar su gibi hiç durmadı ve bütün saldırılara karşı kalkan oldu. DAİŞ gibi karanlık erkek gücünün iradesini kırmaya başardı. Bu durum erkekleri de etkiledi, onlarda bir zihniyet dönüşümünü geliştirdi. YPJ’liler olarak çok zor koşullarda mücadele ettik. Birçok zorluk yaşadık.  Ama tüm bu zorluklara rağmen başardığımızı ve ulaştığımız sonuçları görmek bizde büyük bir sevgi ve bağlılık yarattı.”

‘Birçok enternasyonalist kadın devrimimize katıldı’

Enternasyonalist kadınların Rojava Kürdistan devrimine katılımını hatırlatan Dilbirîn Kobanê, "Kadın devrimine birçok enternasyonalist kadın da katıldı. Bunlardan biri de Helin Karaçox’du. İngiltere’den katıldı ve Efrin’de şehit oldu. Böyle birçok enternasyonalist kadın devrimimize ve YPJ’ye katıldılar, savaştılar ve büyük başarılar elde ettiler. Bununla YPJ’nin tüm dünya kadınları için bir mücadele yürüttüğü açığa çıktı” dedi.

‘YPJ tüm kadınlara açık’

YPJ’nin tüm kadınlara açık olduğunu çünkü YPJ’nin başta kadın hakları olmak üzere insanlığın haklarını savunduğunu söyleyen Dilbirîn Kobanê, “Birçok kadın YPJ’ye katılmayı gerekli görüyor. Neden? Çünkü artık kendisinden çalınan haklarını geri istiyor ve sırtını dayayabileceği bir ordusunun olduğunu görüyor. Yaşadığımız çağda bütün insanlık, insanlar ve kadınlar tehlike altında. Böyle bir çağda her kadının savunmasını yapması gerekir ki zaten YPJ bunun yolunu gösteriyor” diye konuştu.

‘Fedayi şehitlerimiz canını kadınlar ve halka adadı’

YPJ’nin şehitlerini anan Dilbirîn Kobanê, “YPJ saflarında Şehit Rêvana, Arîn Mîrkan, Avesta Xabur, Barîn Kobanê gibi binlerce fedayi şehidimiz oldu. Canlarını bu yolda kadınlara, halka, insanlığa feda ettiler. Halklarımız kendi kimliği, kültürü, diliyle ve varlığıyla kendini ifade edebilsin, özgür ve eşitçe yaşayabilsinler diye canlarını verdiler. Kadın üzerine binlerce yıldır yürütülen zulüm ve baskıları kırabilmek ve kadının özgürleşmesine hizmet etmek istiyorlardı. YPJ komutan ve savaşçıları canlarını düşünmeden, büyük zorluklar karşısında yılmadan savaştılar ve bütün kadınları kucakladılar. YPJ kadın hakları ve savunmasının hakikatinde kendini örgütlüyor ve yürüyüşünü sürdürüyor” dedi.

‘YPJ dünya kadınları için bir modeldir’

YPJ’nin 21. Yüzyılda dünya kadınları için yeni bir model olduğunu belirten Dilbirîn Kobanê, “Erkek egemen sistem yani şu anki sistem kendini böyle sürdüremez. Ama kadınların da binlerce yıl süren ve son birkaç yüzyılda kendini daha da kurumlaştıran erkek egemen sisteme karşı mücadelesini daha fazla geliştirmesi gerekiyor.  Kadınların bu sistem karşısında kendini savunması önemlidir. Bu konuda YPJ bir modeldir. Yeni ve başarılı bir model olduğu içinde herkes merak ediyor. Kadınlar bu modelden faydalanmayı bilmelidir” diye kaydetti.

‘Kadınların birliği temel hedefimiz’

Dilbirîn Kobanê, YPJ’nin temel hedeflerinden birinin de binlerce yıldır oturtulan kalıpları kırmak olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “21. Yüzyılı kadın yüzyılına dönüştürmek ve kadınları irade sahibi kılmak istiyoruz. Bugün kadınlar büyük bir mücadele yürütmezlerse varlıklarını da kaybedecekler. YPJ herkesi şaşırtarak kadınların savunma savaşına nasıl öncülük edeceğini tüm dünyaya gösterdi. 21. Yüzyıl çok önemli ve birçok kriz ve çatışma yaşanıyor. Bunun karşısında kadınlar olarak bizim çok daha güçlü bir mücadele yürütmemiz gerekiyor. Bu nedenle bizim için kadınların birliği çok önemli ve temel bir hedeftir. Bütün dünya kadınlarının kendi emek ve haklarına sahip çıkmasını istiyoruz. Kadınların artık kendine ait olmalarının zamanının geldiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda temel hedeflerimizden birisi kadınların savunmasının küreselleşmesidir.”