Yemenli kadınlar siyaset ve müzakere süreçlerinde yer almak istiyor

Yemen’de BM Güvenlik Konseyi'nin 1325 sayılı kararının onaylanmasına rağmen kadınlar, siyaset, barış ve müzakere süreçlerinin dışında tutuluyor.

RANIA ABDULLAH

Yemen- Birleşmiş Milletler (BM) 1325 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı, silahlı çatışmaların kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, özellikle barış görüşmelerinde taraf olarak yer almalarını vurguluyor. Çatışmaların yaşandığı Yemen’de kararın kabul edildiği 2020 yılında duyuruldu ama bu kararın uygulanması için adımlar atılmadı. Kadınlar siyasi ve karar alma süreçlerine dahil edilmedi.

‘Karar formalite olarak kaldı’

Gazeteci Samira Al Fahidi, kararın sahada uygulanmasının birkaç adımı olduğunu söyleyerek “Bunlardan ilki kadınların eğitimine dikkat edilmeli ve kadınlar siyasi sürece katılımları sağlanmalı. Medya da kadınların her alanda varlığının önemi konusunda farkındalık yaratmalı.  Yemen’de aşiret yapısı kararın uygulanmasını zorlaştıran faktörler arasında bulunuyor. Karar formalite olarak kaldı. Kararın uygulanmasına karşı çıkanlar olduğu gibi, içindeki her şeyin yok edilmesinde rol oynayan savaş da var” diye belirtti.

‘Bilgisizlik değil ihmal var’

BM'nin 1325 sayılı kararının göz ardı edildiğini dile getiren Samira Al Fahidi, kişisel çıkarların kamu yararını aştığını ifade ederek, "BM kararına ilişkin bilgi konusunda bilgisizlik yok, ihmal var. Kişisel çıkarların kamu yararını aştığını söyleyebiliriz. Ön planda olan bazı figürler, kişisel çıkarlarını uyguluyor ve kadınları arka plana atıyor. Her düzeyde çabalar birleştirilmeli. Kadın katılımının önemi konusunda herkeste gerçek bir farkındalık oluştu ancak kararın hayata geçirilmesi için çalışmanın gerçek çaba gerektiriyor. Her alanda kötüye giden, geriye giden bir durum söz konusu. Bu nedenle gelecek nesillerimizin yarınlarına karşı sorumluluk taşımalıyız” şeklinde konuştu.

‘Hala kadınların barış müzakerelerine dahil edilmesini bekliyoruz’

Ulusal Kadın Komitesi Enformasyon Dairesi Başkanı Maria Raşid ise konuyla ilgili şunları söyledi: "Yemen'de yaşanan siyasi gerilim, karar vericilerin siyasi irade eksikliği, savaş koşulları, kadınların katılımının uygun görülmemesi gibi argümanların hepsi kadınların siyasete katılımını engelleyen nedenler arasında yer alıyor. Ancak savaş sırasında kadınlar daha fazla direndi. Yüksek Yargı Konseyi’nin kadınların yüzde 20'sinin atanmasına ilişkin son kararlara rağmen hâlâ kadınların barış müzakerelerine dahil edilmesini bekliyoruz” dedi.

Maria Raşid, kadınların karar alma pozisyonlarına dahil edilmesinde Ulusal Kadın Komitesi'nin rolüyle ilgili şunları belirtti: "Ulusal Kadın Komitesi, kadınları bakanlıklardaki karar alma pozisyonlarına dahil etmek için bakanlıklar ve organlar da dahil olmak üzere hükümet kurumlarıyla birlikte politikalar formüle etmeye çalışıyor. Ben de Ulusal Kadın Komitesi'nin bir üyesiyim ve Ulusal Kadın Komitesi, bakanlarla koordinasyon sağlamaya istekli. Kadınların liderlik pozisyonlarına ve müzakerelere dahil edilmesini istiyoruz.”

‘Kadınların sesi duyurulmalı’

Savaş süreçlerinin kadına yönelik şiddet oranını artırdığını dile getiren Maria Raşid, bu durumun kadın-erkek eşitliğinin önemi konusunda farkındalık yaratmaya yönelik yoğun çabalar gerektirdiğine dikkat çekti. Ulusal Kadın Komitesi’nin kadına yönelik şiddeti yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde azaltmak için çalışmalarını yoğunlaştırması gerektiğini aktaran Maria Raşid, “Kadınların sesi duyurulmalı, kadına yönelik şiddeti durdurmanın yollarını bulmak için farkındalık yaratılmalı, şiddete karşı politikalar üretilmelidir” şeklinde konuştu.