Wan Belediye Eşbaşkan Adayı: Kayyımları geldiği kentlere göndereceğiz

Seçim çalışmalarının coşkuyla yürütüldüğü kentlerin başında gelen Wan’ın Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Neslihan Şedal’ın bir gününe tanıklık ettik. Kayyımları geldikleri kentlere göndereceklerini söyleyen Neslihan Şedal’ın önceliği kadın ve gençler.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Wan- Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere hazırlıklar son hızla devam ediyor. Birçok kentte siyasi partiler adaylarını belirledi ve seçim çalışmalarına başladı. Aday belirleme sürecinden saha çalışmalarına en dikkat çeken parti Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) oldu. Aday çıkardığı tüm Kürdistan il ve ilçelerinde ön seçim yaparak, halkın kendi adayını belirlemesini sağlayan DEM Parti’nin özellikle de genç aday profilleri dikkat çekici. Bunlardan biri de Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Neslihan Şedal.

Uzun zamandır kadın çalışmaları yürüten Neslihan Şedal, Jineoloji Dergisi’nde editörlük ve yazarlıkta yaptı.

Havalar soğuk ama halk sıcak karşılıyor adayları

Hava sıcaklığının eksinin altında olduğu Wan’da seçim çalışmaları zorluklara rağmen büyük bir keyifle gerçekleşiyor. Diğer eşbaşkan adayları gibi Neslihan Şedal’de erken kalkarak, ilçelerin yolunu tutuyor. Bazen bir saat bazen ise yarım saat süren bu yollarda kendisine eşlik edenler ise biz gazeteciler oluyoruz. İlk durağımız ise Elbak(Başkale). Elbak uzun yıllardır Kürt siyasi hareketinin büyük bir oy farkıyla kazandığı ilçelerden biri. Kayyımın atanması ve sınır kapısının kapanması ile ilçede istihdam olanakları kalmazken, ilçenin nüfusunda son yıllarda büyük bir düşüş yaşandı. Bizlerde Neslihan Şedal’ın müzik listesi eşliğinde karlı dağların arasından geçerek ilçeye varıyoruz. Seçim şarkısı ile karşılandığımız ilçede en önde kadınların olduğu halk bizi coşkuyla karşılıyor. Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği seçim bürosu açılışında konuşan Neslihan Şedal, kayyımların yarattığı tahribatın yanı sıra var olan tecrit politikası ve cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine de dikkat çekiyor. Halkın bütün gündemlerini ele alarak yaptığı konuşma sonrası bir diğer rota olan Hoşab’a geçiyoruz. Burada da diğer yerlerde olduğu gibi büyük bir coşku ve moralle karşılanıyoruz, özellikle annelerle Neslihan Şedal’ın kurduğu bağ hepimizi duygulandırıyor.

Seçim çalışmalarının ardından gittiğimiz Van iskele sahilinde, kayyımın yaratığı tahribatı ve oluşturduğu sistemi yıkıp, yerinden yeniden yönetimleri hayata geçirmek için eşbaşkanlığa aday olduğunu anlatan Neslihan Şedal, seçim çalışmaları ve projelerine dair yönelttiğimiz sorularımızı yanıtladı. 

‘Gücümüze inanıyoruz’

“Seçimleri kazanacağımıza olan inancımız tam. Çünkü halkın gücüne, kendi gücümüze inanıyoruz” sözleri ile belediyeyi kayyımlardan temizleyeceklerini söyleyen Neslihan Şedal; kültür, ekoloji, kadın, yoksulluk, gençlik, işsizlik ve yaşanan göç konularının projeler noktasında ana başlıkları olduğunu söyledi. Temel odak noktalarının toplumsal sorunlara kalıcı çözüm bulmak olduğuna yer veren Neslihan Şedal, “Yerelin kendi kendine yetmesi, kendini yönetmesi, kendi hakkında karar verebilmesi gibi meseleler, seçimlere giderken bizim temel gündemimiz. Dolayısıyla bu yöntemi belirlerken de toplumsal sorunlara kalıcı çözümler üretmek ve bu toplumsal sorunların bir daha yaşanmaması için politikalar üretmek, halkla ihtiyacına göre programlar üretmek üzerine çalışmalarımız yürütüyoruz” dedi.

‘Kadınlarla beraber üretip, beraber adım atacağız’

*Kentte yaşayan kadınlar toplumsal anlamda nasıl sorunlar yaşıyor? Sizler bu sorunlara nasıl çözümler üretmeyi düşünüyorsunuz?

Wan’ın sorunlarına değinecek olursak bu sorunların 20-30 yıllık sorunlar olmadığını söylemekle başlayabiliriz. Bu sorunlar yüz yıllardır Kürt halkına yönelik yürütülen soykırım politikalarından bağımsız değil. Son dönemlerde bu politikaların bir boyutu olan kayyım ve tecrit politikalarının derinleşmesi; toplumsal sorunların giderek artmasına, derinleşmesine ve bir kriz haline dönüşmesine neden oluyor. Giderek toplumun her kesimine yayılan ve kendini farklı sorunlar boyutuyla güncelleyen, yeniden üreten kadın kırım politikalarıdır. Aslında toplumun kanayan yarası olarak devam ediyor. Neredeyse bir hafta içerisinde 3-4 kadının katledildiğini, intihar süsü verildiğini, yüzlerce kadının şiddete maruz kaldığını görebiliyoruz.

Biz DEM Parti olarak, temel gündemimiz; kadın kırım politikalarına karşı yaşamı savunmak ve yaşamı örgütlemek olacak. ‘Kadın özgürleşmeden, toplum özgürleşmez’ şiarını benimseyen bir gelenekten geliyoruz. Bu perspektif bizim sorunlarla mücadele ederken ki yol haritamız olmuş oluyor. Bizler DEM Parti olarak belediyelere geri geldiğimizde, bu sorunları ortadan kaldırmak için; kadın yaşam merkezleri, kadın yaşam köyleri, kadın danışma merkezleri, kadın kültür evleri ve kadın dengbej evleri gibi projeler hayata geçireceğiz. Kadının kendini toplumsal yaşam içinde özne görebileceği, üretebileceği, sesini sözünü kurabileceği alanları kadınlarla birlikte yürütmüş olacağız. Temel projelerimizden bir tanesi budur.

‘Yoksulluğu durdurmak için istihdam alanları oluşturulmalı’

*Yine kent son yıllarda çok fazla göç veren bir yerde duruyor. Bu göçün temel sebepleri nelerdir? Bunu durdurmak için yerel yönetimlere nasıl bir sorumluluk düşüyor?

Wan’da köylerin yakılması, yıkılması, boşaltılması gibi politikalar çok ciddi bir göçe neden oldu. Köyden kente yaşanan göçler sonrası kentte bir istihdam alanının olmaması ve desteklenmemesi işsizliği ortaya çıkardı. Bugün baktığımızda batıda yaşanan iş cinayetlerinde ki emekçilerin yoğun bir kısmı buralı, burada 7’den 70’e iş bulamayan herkes maalesef göç etmek zorunda kalıyor. İşsizlik ile beraber gelen yoğun yoksulluk da toplum içinde giderek artıyor. Bu gündem de toplumsal anlamda hem kadını hem de gençleri yoğun bir şekilde etkiliyor. Kayyımlar bu halkın ihtiyaçlarına dönük değil ama kendi yandaşlarına, fikir olarak kendine yakın gördükleri kişilere ihale veriliyor. Dolayısıyla 8 yıllık kayyım rejimiyle birlikte işsizlik meselesinin derinleştiğini görebiliyoruz. Bu soruna çözüm bulmak ve Wanlı yurttaşların kendi topraklarında istihdam olanaklarına erişmesi için elimizden gelen he şeyi yapacağız. Atacağımız ilk adım da bu sorunlara çözüm bulmak olacak.”

‘Ekolojik yapıyı koruyup, betonlaşmayı önleyeceğiz’

*Kentte eko kırım haline gelen ekoloji tahribatına dair neler söylemek istersiniz? Yine var olan affet riski gündeminizde yer alıyor mu?

Yine Wan’ın en temel sorunlarından bir tanesi de ‘Afet bölgesi’ olması. İstatistiklere baktığımızda kentte 30-35 yılda bir yüksek şiddetli depremler yaşanıyor ve ağır kayıplar gerçekleşiyor. Kayyım rejimi döneminde bu soruna dair hiçbir çözüm bulanmadı, bir politika üretilemedi. Bu riske karşı bizle afete karşı ‘acil eylem planı’ oluşturacağız. Bu plan çerçevesinde krizi yönetme koordinasyonları geliştirmek, deprem toplanma alanlarını oluşturacağız.  Özellikle kadın ve çocuklara yönelik acil eylem planlarını geliştirme hedefliyoruz.  Taşınabilir konteynerler, taşınabilir WC’ler, yine kendi ihtiyaçlarını (alışveriş noktaları) giderebilecekleri kimi noktalar bu toplanma alanlarının içinde olacak. Böylelikle temel yaşam ihtiyaçlarına rahat ulaşmış olacaklar.

Ekolojiye dönük de çalışmalarımız olacak. Şu an Van Gölü’nün kıyısındayız ve Van Gölü’nün kıyısı tamamen rant alanı haline getirilmiş durumda. Oksijen ihtiyacını karşılayan sazlıklar kumla doldurulup imar alanı haline getiriliyor. Yani rant haline dönüştürülmesi söz konusu. Van Gölü bu durumdan kaynaklı kendi öz direncini yitirdi. Geri çekilmeleri ve su kaybını çıplak gözle görebiliyoruz. Betonlaşmayla birlikte Van Gölü hafızasındaki doğal setler de yok oldu. Bu betonlaşmış setlerden dolayı Van Gölü yağmur sularından beslenemez hale geldi. Van gölünün yeniden ekosistemine kavuşması için çalışmalarımız olacak. Bizlerin gerçekleştireceği projelerde betonlaşmaya karşı, doğal yürüyüş parkurları, yeşillendirme, ağaçlandırma yer alacak. Halkı buna teşvik etmeye dönük çalışmalarımız olacak.

‘Kadın ve kent meclisleri oluşturacağız’

*Son olarak yaklaşan seçime dair söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Wan çok kültürlü bir kent. Birçok farklı kültürün bir arada yaşadığı bir kent. Medeniyetlere beşiklik yapmış bir kent ve bir sınır bölgesinde ye alıyor. Kentin turizm potansiyeline dönük hiçbir çalışma yürütülmüyor. Bu alan boş bırakılmış, Wan’ın tarihi dokusu, ekolojik dokusu, coğrafi yapısı tamamen talan alanı haline getirilmiş durumda. Bizler bu süreçte kültürel faaliyetler yürüteceğiz. Hem Kürt halkının, hem burada yaşayan bütün farklı kültürlerin, kimliklerin kendi ihtiyaçlarını giderebilecekleri faaliyetlerini belirleyeceğiz.  Kültür merkezleri açacağız. Sokak tiyatroları, sokak müzik etkinlikleri ve birçok farklı alanda çalışmalarımız olacak.  Bizler toplumdaki tüm dinamiklerle birlikte bunları gerçekleştireceğiz. Çünkü en temel hedefimiz; kent konseylerini, kadın ile kent meclislerini oluşturmak.  Son olarak şunu ifade edeyim; DEM Parti olarak en büyük projemiz kayyımları evlerine göndermek olacak. Bu noktada çalışmalarımıza her alanda yoğunluk vermiş durumdayız. Onları geldikleri şehirlere geri göndereceğiz.