Tutuklulara telefon görüşmelerinde ‘konuşma dışarıya sızmasın’ koşulu

Diyarbakır Cezaevi’nde kadın tutukluların detaylı aramaya maruz kaldığını anlatan Avukat Esmer Özer, “Tutuklular telefon görüşmelerini ‘bu konuşma dışarıya sızarsa yaptırım uygulanır’ sözünün yer aldığı ekranı onaylamadan yapamıyor” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi, Diyarbakır  Kadın Cezaevi’ne giderek kadın tutuklularla yaptığı görüşmeyi raporlaştırdı. Avukatlar, kadın tutukluların yaşadığı sorunları ve ihlalleri tutuklulardan dinledi. Cezaevinde var olan tecridin her alanda daha da yoğunlaştığına dikkat çekilen raporda kadın tutukluların sağlık, sosyal yaşam, hijyen, beslenme, görüşe çıkma, telefonla konuşma ve kantin alışverişi gibi konularla hak ihlaline maruz bırakıldığına yer verildi. Ziyaret sonrası hazırlanan rapora dair konuştuğumuz merkez avukatlarından Esmer Özer, “Tutuklular tecrit koşullarına mahkûm bırakılıyorlar” dedi.

Sorunlar karşısında gerekli mekanizmaları işletmek ve ihlalleri yerinde tespit etmek adına böyle bir ziyaret gerçekleştirdiklerini anlatan Esmer Özer, yaptıkları görüşmelerde kadın tutukluların yaşadığı sorunların geçmiş dönemden bu yana devam eden sorunlar olduğuna yer verdi. Raporun detayları ve hak ihlallerini ajansımıza aktaran Esmer Özer, ihlallere karşı başsavcılık ile bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade etti.

‘Katlar arasında dahi detaylı arama yapılıyor’

Tutukluların yaşadığı en büyük sorunların başında çıplak arama dayatmasının olduğunu aktaran Esmer Özer, bu politikanın hem tutuklulara hem de tutuklu yakınlarına uygulandığını söyledi. Tutukluların şikâyetlerine rağmen bu sürecin kronik bir hal aldığına değinen Esmer Özer, “Cezaevinde giriş ve çıkışlarda tutuklular her anlarında kolluk olmasına rağmen çıplak aramaya maruz bırakılıyor. Kadın tutuklular katlar arası geçişlerde bile detaylı aramaya maruz bırakılıyorlar. Bu onlar için çok ciddi bir sorun. Bu sorunun bir boyutu da onları ziyarete giden tutuklu yakınlarının da çıplak aramaya maruz kalması. Çoğu kişinin ailesi bu tür bir muameleye maruz kaldıktan sonra tekrar cezaevine gitmek istemiyor. Bu da onlar için başka bir izolasyon ve tecride sebep oluyor. Bunun dışında yemeklerde toplu zehirlenmeler yaşandığını yine yemeklerin içerisinden farklı şeyler çıktığını öğrendik. Bu sorunun da sürekli devam ettiğini ifade edildi. Yine orada özel olarak beslenen kişilerin sağlıklı ve yeterli besine erişemediklerini dile getirdiler” dedi.

‘Tutuklular telefon görüşmesini belli bir koşulla gerçekleştiriyor’

Tutukluların kitap ve mektup konusunda da ciddi ihlallerle karşı karşıya olduklarını belirten Esmer Özer, Kürtçe mektupların sıklıkla tutuklulara verilmediği bilgisini verdi. Sosyal anlamda da tutukluların alanlarının kısıtlandığını aktaran Esmer Özer, tutukluların cezaevinin her alanında tecrit altında bir yaşam sürdürdüklerine yer verdi.

Tutukluların aileleri ile yaptıkları telefon görüşmesinin bile bir koşulla bağlandığını söyleyen Esmer Özer şunlara yer verdi: “Telefonla olan görüşmelerde de son zamanlarda telefon ekranında ‘Bu konuşmanın içeriğinin dışarıda herhangi bir şekilde sızması halinde size yaptırım uygulanacaktır’ şeklinde bir yazı olduğu aktarıldı. Bu ekrana onay verilmediği takdirde telefon görüşmesi de gerçekleşemiyor. Tutukluların içeride yaşadıkları hak ihlallerini dile getirebilecekleri çok kısıtlı yollar var. Ya bir avukat aracılığıyla ya da onları ziyaret eden ya da telefonla konuştukları yakınları aracılığı ile bunu dile getiriyorlar. Bu bahsi geçen ekran sistemi ile içeride yaşanan her şeyin üzerini örtmeye ve bu noktada tutukluları tehdit eden bir tavır sergilemiş oluyorlar. Adli tutuklularda bu sorunlara dair aktarımlarda bulundular.”

‘Kantin ürünlerini gardiyan ve cezaevi idaresi alıyor’

Tutukluların hem kantin hem de hijyen ürünlerine erişimde ciddi sorunlar yaşadıklarını aktaran Esmer Özer, kadınların alacağı ürünlerin sıklıkla rapora bağlandığına dikkat çekti. Esmer Özer, “Kantinle alakalı çok ciddi sorunlar yaşadıklarını dile getirdiler. Kantine çok sınırlı sayıda ürün getiriliyor. Kantine getirilen ürünler aslında mahpuslara özgülenmiş olması gerekirken dışarıdan daha uygun fiyata satıldığı için idare personeli ve gardiyanlarının öncelikli olarak o ürünlere eriştiğini öğrendik. Bunlar dışında kalan çürük ve kalitesiz ürünler de mahpuslara kalıyor. Bunun haricinde getirilen ürün çeşitliliği çok kısıtlı olduğu için, tutuklularda alerjik reaksiyon gibi sağlık sorunlarına neden oluyor. İnsanlar spesifik olarak bazı ürünleri kullanmaya zorlandığını görüyoruz. Kadınların ayrıca tıraş bıçağı ihtiyacının da rapora bağlandığını, bu konuda da kadınların hijyen ürünlerine erişimlerinin kısıtlandığını görüyoruz” açıklamasında bulundu.

‘Tutuklular tecrit koşullarına mahkûm bırakılıyor’

Var olan ihlallere karşı gerekli hukuki adımları atacaklarını aktaran Esmer Özer, “Bu konularla alakalı tutuklular çok sayıda yere suç duyurusu yoluyla başvuruda bulunmuş. Bu başvuruların ise hiçbir karşılığı olmamış. Bu başvurular ya sürüncemede bırakılıyor ya da bir şekilde reddediliyor. Tutuklular bu nedenle tecrit koşullarına mahkûm ediliyorlar. Biz merkez olarak bu ihlaller karşısında bir raporlama yapıp, hukuki süreci başlatma kararı aldık. Ondan önce de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile bir görüşme aldık. Bize aktarılan bütün sorunları onlara anlattık. Süreçte iyileşme olup olmadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Şayet iyileşme olmazsa gerekli suç duyurularında bulunacağız” sözlerini kullandı.