Türkiye’den gazeteciler: Gerçeklerin üzeri örtülmesin diye ses çıkarmak lazım

Savaştan beslenen iktidarların hedefinde her zaman gazetecilerin olduğunu ifade eden Türkiye’den gazeteciler, Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in katledilmesiyle ilgili olarak gerçeklerin üzerinin örtülmemesi için bugün ses çıkarılması gerektiğini söyledi.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi- Türkiye ve Kürdistan’da hakikati açığa çıkaran, özgürlükler için mücadele yürüten kadınlar iktidarlar tarafından hedef haline getiriliyor. Son yıllarda çok sayıda öncü kadın katledildi. Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Nagihan Akarsel, Hevrîn Xelef, Yadê Eqîda, Zeyneb Saroxan, Zehra Berkel hedef alınarak katledilen kadınlardan sadece birkaçı.

Özellikle Kürt kadınlar erkek eğmen zihniyetin sınırlarını aşmak için büyük bir direniş içinde. Bu direniş alanlarından biri de gazetecilik. Hakikati yazma ve tüm dünyaya duyurma sorumluluğunu üstlenen kadın gazeteciler saldırılara karşı “Jin, jiyan, azadî” felsefesiyle mücadele etti- ediyor. Ortadoğu toplumunun yaşadığı her sürece şahitlik eden kadın gazeteciler tam da bu tanıklıkları yüzünden katlediliyor, tehditler alıyor, tutuklanıyor ya da haklarında idam cezaları veriliyor. Gerçeğin peşinden giden gazeteciler, kadın haberciliği ve çalışmaları nedeniyle sistematik bir devlet şiddetinin hedefi haline geliyor. 23 Ağustos’ta Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silêmanî kentine bağlı Seyidsadık ilçesinde Türk devleti tarafından gerçekleştirilen SİHA saldırısında gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn katledildi, 6 gazeteci de yaralandı.

Saldırı ilk değil

Bu saldırı bir ilk değildi. 4 Ekim 2022’de Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Jineoloji Dergisi Editörü Akademisyen Nagihan Akarsel de Silêmanî’de evinin önünde katledildi. Gazetecilere yönelik saldırılar sadece Silêmanî ile sınırlı olmadı. Türk devletinin 20 Kasım 2022'de Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Derik’e yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısında, aralarında Hawar Haber Ajansı (ANHA) muhabiri Îsam Ebdullah’ın da bulunduğu 9 kişi yaşamını yitirdi; 3 kişi de yaralandı. 23 Ağustos 2023’te Türkiye’ye ait SİHA ile Qamişlo-Amûdê arasındaki yolda JIN TV çalışanlarının bulunduğu araca yönelik bir saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda JIN TV çalışanı Necmeddin Feysel Hecî hayatını kaybetti, Jin Tv muhabiri yaralandı. Yine 8 Temmuz 2024’te Şengal’e dönük gerçekleştirilen SİHA saldırısında ise Çira TV muhabiri Murad Mirza İbrahim yaşamını yitirdi. Geriye dönük bakıldığında bu liste daha da uzuyor.

‘Gazeteciler hep tehdit altında’

Gazeteci Ceren Bayar, iktidarların hedefinde her zaman gazetecilerin olduğunu belirterek, gazeteciliğin gereklerinden vazgeçmeyen insanların hedef alındığını ifade etti. Ceren Bayar, “Demokrasiden uzak, otoriter akla sahip, çatışmalardan, savaştan beslenen iktidarların hedefinde her zaman gazeteciler olmuştur. Çünkü iktidarlar güçlerini tahakküm etmek için ülke sınırları içinde, dışında pervasız adımlar atmaktan çekinmezler. Ve bu adımların görünür olmaması için de ellerinden geleni yaparlar. Bu yüzden gazeteciler hep tehdit altındadır. Yargılanırlar, tutuklanırlar, işsiz bırakılırlar, öldürülürler. Ama vazgeçmezler” şeklinde konuştu.

‘Bugün ses çıkarmak lazım’

Gazeteciler Gülistan Tara ile Hêro Bahadîn’in de vazgeçmediğini ve gerçeğin izinden gittiğini söyleyen Ceren Bayar, “Gülistan Tara ile Hêro Bahadîn de öyle yaptı; vazgeçmedi. Halkın haber alma hakkının peşinden gittiler ve hedef oldular. Kadın ve sivildiler” dedi. Uluslararası yasaları ve sözleşmeleri hatırlatan Ceren Bayar, devamında şunları söyledi:

“Meslektaşları onların kalemini düşürmez elbet. Ama unutulmamalıdır ki uluslararası yasalara göre her türden çatışmada gazetecilerin hedef alınması yasaktır. Başka cinayetler işlenmemesi, başka gazetecilerin, sivillerin ölmemesi, gerçeklerin üzerinin örtülmemesi için bugün ses çıkarmak lazım.”

‘İtiraz etmeli’

Ceren Bayar, “’Bir başka ülkenin sınırları içinde iki Kürt kadın gazeteci, iki sivil, insansız hava araçlarının bombalarıyla öldürüldü.’ Hem Türkiye hem dünya kamuoyu bu cümlenin büyüklüğü üzerine düşünmeli ve itiraz etmeli” derken, Kürt sorununa işaret ederek; çözümün sınır ötesi operasyonlar, silahlar, savaş ve sivillerin öldürülmesinin olmadığının altını çizdi. Ceren Bayar son olarak, “Bizim sorumluluğumuz bu gerçekleri Türkiye kamuoyuna anlatmak ve diyalog zemininin oluşması için ısrar etmektir” dedi.

‘Güvenceler büyük tehdit altında’

       

Gazeteci Candan Yıldız da gazetecilerin katledilmesiyle ilgili olarak, “İnsanlığın büyük mücadelelerle kazandığı haklar, hukuki güvenceler büyük tehdit altında…Gazetecilik de uluslararası hukukun güvencesi altında olmalı ama artık kuralsız bir süreçten geçiyor tüm dünya. Aksi durumda egemenliği olan bir ülkenin topraklarında Kürt basın çalışanlarını bombalayarak öldürmek mümkün olmazdı ya da hak örgütlerinden, uluslararası basın örgütlerinden yüksek ses çıkardı” şeklinde konuştu.

‘Saldırı devletler arası mutabakatın bir parçası gibi duruyor’

Basın çalışanlarına yönelik bütün saldırıların suç sayıldığını vurgulayan Candan Yıldız, “Süleymaniye’deki saldırı da devletler arası mutabakatın bir parçası gibi duruyor” değerlendirmesinde bulundu. Candan Yıldız, “Her hukuk aşımı gün gelir başka basın çalışanlarını da hedef alır. Bu nedenle yok etmek / hukuk tanımamak üzerine inşa edilen siyasetler gazetecileri hedef aldıkça dünya daha az yaşanılır bir yere dönüşecektir” dedi.