‘Türkiye’deki gazeteciler için acil harekete geçin’

Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün korunması için Avrupa Birliği'ne çağrıda bulunan MFRR, gazeteciler için derhal harekete geçilmesini istedi.

Haber Merkezi- Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR), 19 basın ve insan hakları kurumunun ortaklığıyla Avrupa Birliği için ortak bir metin kaleme aldı. Metinde AB'ye, Türkiye'de haklar ve hürriyetler alanını, medya özgürlüğü ve insan haklarını korumanın önceliklendirilmesi çağrısı yapıldı.

AB adayı Türkiye’nin insan hakları ve medya özgürlüğünde çıkmaza girdiği tespitinin yapıldığı metinde, şu ifadelere yer verildi:

“Aşağıda imzası bulunan medya özgürlüğü, insan hakları ve gazetecilik meslek kuruluşları; AB seçimlerinin ardından Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nu, Türkiye ile ilişkilerinde gazetecilerin haklarını ve ifade özgürlüğünü koruma taahhüdünü güçlendirmeye çağırmaktadır.

AB-Türkiye ilişkileri, Türkiye’nin uzun süredir aday üye ülke statüsünde olması nedeniyle son yıllarda çıkmaza girmiştir. AB kurumlarının, Türkiye ile ilişkilerini canlandırması ve bu süreçte insan haklarının korunmasının merkezi bir rol oynaması gerekmektedir.”

‘Yüzlerce gazeteci yargılanıyor’

Türkiye’de medyanın yüzde 90’ının iktidar tarafından kontrol edildiği vurgulanan metinde özellikle son 20 yılda bu durumun daha belirgin hale geldiği ifade edildi. Metinde, “Bu, ülkedeki kamu medyasını doğrudan kontrol etmenin yanı sıra hükümete yakın iş insanları aracılığıyla ana akım medyanın büyük bir bölümünü dolaylı olarak kontrol etmeyi de içermektedir. Bu durum, resmi ilan ve reklamların kötüye kullanılması yoluyla itaatkâr tipte bir habercilik ortaya çıkarmış, radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenleme ve denetlemeyle yükümlü RTÜK’ü araçsallaştırarak eleştirel haberleri rutin olarak hedef almıştır. Ana akım medyanın ele geçirilmesi, bağımsız medyaya yönelik geniş çaplı bir baskı ile de desteklenmiştir. 2016’daki başarısız darbe girişiminden bu yana yüzlerce gazetecinin tutuklanması ve binlercesinin yargılanması buna dahildir. Hapisteki gazeteci sayısı önemli ölçüde azalmıştır, ancak yüzlerce gazeteci hâlâ yargılanmakta ve bu da gazeteciler arasında otosansürün artmasına yol açmaktadır. 2023 yılı boyunca, en az 207 gazeteci yargılanmış, en az 22’si hapse atılmış veya para cezasına çarptırılmıştır” denildi.

Gazetecilere yönelik ihlaller

Metinde ayrıca Türkiye’deki duruma ilişkin şöyle denildi:

"Gazeteciler hükümet yanlısı medya kuruluşlarının saldırıları, çevrimiçi troller ve karalama kampanyaları ile karşı karşıya kalmaktadır. Polis, toplumsal gösteriler sırasında gazetecileri sıklıkla göz altına almakta ve haber yapmalarını engellemektedir. AB Üye Devletler ve aday ülkeler düzeyinde medya özgürlüğü ihlallerini belgeleyen Medya Özgürlüğü Acil Müdahale veri tabanına göre Temmuz 2023’ten bu yana Türkiye’de gazetecilere yönelik en az 168 hak ihlâli kaydedilmiştir.2022’de yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası, 2023 yılında en az 30 gazeteci hakkında soruşturma başlatılmasına yol açmış ve çevrimiçi platformları, hükümetin dezenformasyon ya da ulusal güvenliğe yönelik tehdit olarak gördüğü içerikleri sansürlemeye itmiştir. Google algoritmik yanlılık nedeniyle haber arayanların yüzde 80’inden fazlasını hükümet yanlısı medyaya yönlendirerek bağımsız medyanın son derece sınırlı bir çerçevede sıkışıp kalmasına sebep olmaktadır.

‘Derhal harekete geçilmeli’

Gazetecilere yönelik düşmanca ekonomik ve hukuki ortam, gazeteciliği susturmakta ve halkın çeşitlilik içeren medya kaynaklarına erişimini engellemektedir. Bununla birlikte, Türkiye’den AB üye devletlerine vize başvurusunda bulunan gazeteciler giderek daha kısıtlayıcı bir süreçle karşı karşıya kalmaktadır. Vizelerdeki gecikmeler ve bazı gazetecilerin başvurularının doğrudan reddedilmesi, Türkiye’deki gazetecilerin yurt dışındaki meslektaşlarıyla bağlantı kurma ve geliştirme imkânlarını baltalamaktadır.  AB üye devletleri, Türkiye’deki gazetecilerin mesleki amaçlar için vize alma sürecini kolaylaştırmak için derhal harekete geçmelidir. Avrupa hükümetlerini ve politika yapıcıları, yeni AB Dönem Başkanlığı süresince Türkiye ile yürütülecek ilişkilerin merkezine medya özgürlükleri ve temel hakların alınmasını sağlamaya çağırıyor ve;

*Gazetecilerin Schengen vizesi alma süreçlerini kolaylaştırmaları;

*Türkiye’deki medya kuruluşlarına mali hibeler dahil olmak üzere destek sağlamaları;

*Gazetecileri hedef alan saldırılara güçlü bir şekilde tepki vermeleri ve acil destek de dahil olmak üzere gazetecileri desteklemek için somut önlemler almaları;

 *Türkiye makamları ile açık, kapsamlı ve tutarlı bir ilişki geliştirerek, Türkiye’nin ifade özgürlüğü konusunda uluslararası ve Avrupa düzeyindeki standartlara uymayan yasa ve politikalarını gözden geçirmesini kolaylaştıracak adımlar atmaları taleplerinde bulunuyoruz."