Türkiye’de şiddet sarmalı!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken Türkiye’deki veriler kadınların şiddet sarmalına itildiğini gösteriyor.

SARYA DENİZ

Haber Merkezi - Türkiye’de kadına yönelik şiddet iktidarın görmezden geldiği ve artık sokağa taşan bir olgu haline geldi. Bağımsız kuruluşların hazırladığı raporlar ülkede şiddetin her yönlü ve her geçen gün arttığına işaret ediyor. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi, kadını koruyan yasaların uygulanmaması, korunma tedbirlerinin alınmaması kısacası kadını öteleyen anlayış şiddeti hayatın bir parçası haline getirmiş durumda.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na (KCDP) göre Türkiye’de 2022 yılının 10 ayında 280 kadın erkekler tarafından katledildi. JİNNEWS haber ajansının her ay basına yansıyan haberlerden düzenli topladığı veriler de bu sayının 299 olduğunu gösteriyor. Şüpheli kadın ölümlerine ise her geçen gün yenileri ekleniyor ve bu ölümlerinde bir süre sonra eğer etkili bir soruşturma yürütülürse kadın katliamı olduğu ortaya çıkıyor. KCDP şüpheli kadın ölümlerinin verilerini 202 olarak derlerken bu sayı JİNNEWS’e göre 190. Türkiye’de kadına yönelik şiddete dair devlet kurumlarından veri sağlamak ise olanaksız çünkü bu yönde bir çalışma yok.    

İktidar etkin mücadele savunması yapıyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın kadına yönelik şiddete dair yaklaşımı herkesin malumu. Bakan daha önce şiddetin “tahammül edilebilir” düzeyde olduğunu açıklamıştı. “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş olabiliriz ama kadına yönelik şiddetle mücadelede odağımız değişmedi, değişen sadece araçlarımız, yöntemlerimiz” savunmasında bulunan Derya Yanık, şiddetle mücadelede tüm AKP iktidarı boyunca etkin politikaların hayata geçirildiğini düşünüyor. Peki gerçekten öyle mi? Sadece şiddete dair birkaç veri bile kadınların nasıl bir şiddet sarmalı- baskısı altında yaşadığını gösteriyor. 

Veriler şiddet ile ilgili neler söylüyor?

2021 yılının Türkiye’nin şiddet çetelesine göre erkekler 311 kadını katletti; bu yıl 181 kadının ölümü de kayıtlarda şüpheli olarak yer aldı. 2022 yılının ilk 10 ayında da durum değişmedi. 2022 yılında katledilen kadınların çoğu hayatlarına dair aldıkları kararlar nedeniyle katledildi. Evliliğin teşvik edildiği, boşanmaların zorlaştırıldığı, ailenin her fırsatta kutsal sayıldığı ülkede kadınlar şiddet nedeniyle boşanmayı seçtikleri için öldürüldü. Kadınların katilleri en yakınlarındaki erkekler genellikle "eşleri" oldu. 136 kadın katliamında failler evli oldukları erkeklerdi. Katledildikleri yerler ise  “en güvenli yer” olarak tanımlanan evleriydi. 161 katliam evde gerçekleşti. Öte yandan katliamlar sokağa taştı; 40’ı aşkın kadın sokakta herkesin gözleri önünde katledildi. 152 katliamda failler ateşli silah kullandı. Bu durum aynı zamanda Türkiye’de bireysel silahlanmanın geldiği noktayı da gözler önüne seriyor.  

Kadınlar nasıl korunuyor?

6284 sayılı kanun, şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenliyor; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyor ve etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olmuştu. Türkiye’de kadınların korunması hala tartışma konusu. İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin ardından kimi çevreler bu kez yönlerini 6284 sayılı koruma kanununa çevirdi. Kanun var ama ülkede kadınların korunduklarını söylemek olanaksız. 2012’de yürürlüğe giren kanunun uygulanması ile ilgili gereken önlemler alınmıyor. Bu konuda mekanizmalar oluşturulmuyor. Verilere göre en az 15 kadın hakkında koruma ya da uzaklaştırma kararı varken katledildi.

Bilindik açıklamalar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, en son kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin yaptığı paylaşımında "Bir kadın cinayetine dahi tahammülümüz yok. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. 2021'in ilk 7 ayında maalesef 166 olan kadın cinayeti, 2022 ilk 7 ayında 158 oldu. Bir sayısının bile fazla olduğunun bilinci ile aile içi ve kadına şiddetle mücadelede 'sıfır tolerans' ilkesiyle toplumun tüm kesimleriyle birlikte şiddetle mücadeleye devam ediyoruz." ifadelerini kullandı. Bakan’ın açıklamalarında şiddetin boyutuna dair kimi ip uçları da yer aldı.

KADES'i 3 milyon 856 bine yakın kişi indirdi

İçişleri Bakanlığı’nın "Aile içi ve kadına şiddetle mücadelede sıfır tolerans" başlıklı açıklamasında da 2022'nin 7 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 artışla 120 bin 645 kişiye 425 bin 709 önleyici tedbir, 38 bin 863 kişiye 44 bin 140 koruyucu tedbir kararı verildiği aktarıldı. Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"2021 yılının ilk 7 ayında 166 kadın cinayeti meydana gelirken, 2022'nin aynı döneminde yüzde 5 azalarak 158 kadın cinayeti meydana geldi. Türkçe dahil İngilizce, Fransızca, Farsça, Arapça, Rusça, İspanyolca, Almanca, Özbekçe, Kırgızca ve Kürtçe dillerinde hizmet verilen KADES uygulamasını 3 milyon 855 bin 777 kişi indirdi. 459 bin 478 ihbara müdahale edildi. Bakanlığımızca kurulan 1000 kapasiteli Elektronik Kelepçe Merkezi'nde 61 ilde 636 vakanın anlık takibi yapılıyor."

Reform paketine ne oldu?

AKP bu yıl içinde şiddet ile ilgili özellikle İstanbul Sözleşmesi’nin iptaliyle birlikte bir şeyler yaptığını göstermek için kimi toplantılar düzenledi. Özellikle, seçim gündemi yaklaştıkça kadınları da bu gündem üzerinden etkilemeye çalışılıyor. Hatırlayalım AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 8 Mart öncesinde kızının yönetim kurulu üyesi olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM’in toplantısında dikkat çeken bir konuşma yapmış, “kadına yönelik şiddetle mücadele için reform paketi” hazırladıklarına ilişkin “müjde” vermişti. Ancak Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Faaliyet Planı açıklaması da balon çıktı. Kadınlar, yine verilerde görüleceği üzere sorunun ötelendiğini, kimi söylemlerin de kendilerine daha fazla şiddet olarak geri döndüğünü deneyimledi.

Elektronik kelepçeden medet ummak

Bakan Derya Yanık, plan açıklamasında “Kadınları asla mağduriyetleri ile baş başa bırakmadık. 2021 yılının başından bu yana, İçişleri Bakanlığımız ile iş birliği içinde mağdurun etkin korunmasını sağlamak üzere elektronik bileklik uygulamasını 81 ilimize yaygınlaştırmış bulunuyoruz" demişti. Aslında söz konusu uygulama ilk kez 2015 yılında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde uygulamaya konmuştu. Ancak ne kadar başarılı oldu? Çözüm odağında ne kadar kadınlar yer aldı? Bu sorularının cevabını da yakın zamanda yaşananlar gösterdi. Sakarya’da bir iş merkezinde bir süre önce boşanan ve yaklaşmaması için elektronik kelepçe takılan İbrahim K., kadının çalıştığı şarküteriye gelerek ateşli silahla iş yeri sahibi  ve çalışanı vurmuştu. Yine Antalya’da 500’e yakın kişiyi, ev sahibi yapma vaadiyle dolandırdığı iddiasıyla tutuklanıp, elektronik kelepçe takılarak tahliye edilen Ahmet Sakızoğlu ise 31 Mart’ta yaşanan elektrik kesintisinden beri kayıp.

Sığınaklar yerinde sayıyor

Kadınların korunması bir yana sığınak sayısı da hala korkunç durumda. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 81 ilde 112 sığınma evi var. Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne bağlı 3 sığınma evi 90 kapasite ile hizmet veriyor. Sivil toplum örgütüne bağlı 1 sığınma evi 20 kapasite ile hizmet veriyor. Bağımsız kadın örgütlerinin sığınak talebine de destek verilmiyor. Ayrıca belediyelere kayyım atanması ile tüm kadın kurumlarının kapatılması, bu alanda mücadele eden kadınların devlet baskısı, gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kalması söz konusu. Sığınma evlerinde kalan sayılı kadının beslenmeden temel bakım malzemelerine ulaşamadıkları da yolladıkları mektuplarla kamuoyuna yansıyor.

Devlet şiddeti

Türkiye’de son zamanda sıklıkla konuşulan bir diğer mesele de devlet şiddeti. 2021 yılında İnsan Hakları Derneği’ne hapishanelerdeki kadınlardan da çok sayıda başvuru alındı. Çıplak arama, işkence ve kötü muameleyle hapishanelerde, eylemlerde ve gözaltılarda 2022 yılında da karşılaşmaya devam edildi. Örneğin 2022 yılının altı ayında derneğe 152 başvuru yapıldı ve Marmara bölgesi hapishanelerinde bu dönemde en az 2213 hak ihlali tespit edildi. Başvuruların 48’i kadınlardan geldi. Bu yıl özellikle kadın çalışmaları yapan aktivistler ve kadın gazeteciler hedef alındı. Basın açıklaması yapmak isteyen kadınlar vahşice gözaltına alındı, ters kelepçe takıldı, çıplak arama dayatmasına maruz kaldı hatta eylemlerde taciz edildi. Bu eylemleri takip edem muhalif kadın gazeteciler de şiddete maruz bırakıldı, işkence ile gözaltına alındı ve tutuklandı. 

Türkiye açık ara önde

Avrupa ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. OECD’nin son verilerine göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38. Bu neredeyse her 10 kadından 4’ünün hayatında erkek şiddetine maruz kaldığı anlamına geliyor. Kadına şiddet oranında Türkiye’nin ardından yüzde 37 ile Kolombiya geliyor.